Star Gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun gözaltına alınması ile farklı bir boyut kazanan KCK tutuklamaları ile ilgili ilginç bilgileri köşesine taşıdı.
Ersanlı'nın "PKK terörist listesinden çıkmalı." şeklindeki notunu da aktaran Ocaktan, PKK'nın Siyaset Akademisi'nde okutulan ders notları içinde ki suikast imasına yazısında yer verdi: "Artık seçimden sonra kimsenin hayal edemeyeceği, kimsenin düşünmediği bizi bekletmeyi herkes bilmeli, adı gibi bilmeli yani. BAŞBAKAN DAHİ KİMİN NASIL ÖLECEĞİ BELLİ OLMAZ YANİ."
Mehmet Ocaktan'ın yazısı...
Siyaset Akademisi'nde bir ders: PKK terörist listesinden çıkarılmalı
Biliyorum, bugünlerde KCK ve de PKK'nın Siyaset Akademisi ile ilgili eleştirel yazılar yazmak, bazı çevreler tarafından neredeyse demokrasi karşıtlığı gibi algılanıyor. Daha da ilginç olanı, geçmişte sırf AK Parti'ye muhalefet etmenin en uygun zemini olarak gördükleri Ergenekon'u savunan ulusalcı yazarlar bile şimdilerde hızlı KCK savunucusu oldular. Kısacası, Ergenekon'u savunanlarla, KCK'yı savunanlar AK Parti karşıtlığı ortak paydasında buluştular.
Ancak ben, ulusalcılar ve liberaller tarafından aforoz edilmeyi göze alarak, KCK ve Siyaset Akademisi'nin bizzat Öcalan'ın talimatıyla kurulan ve Öcalan'ın talimatıyla terör örgütüne militan yetiştiren yapılar olduğunun altını kalın çizgilerle çizeceğim.
Artık hepimiz biliyoruz ki KCK, PKK ile aynı bütünlük içinde yer alan, prosedür olarak ise PKK'yı da içine alan bir üst örgüt ve de ayrı bir devlet yapılanması. Yasama, yürütme ve yargıdan oluşan KCK'da yürütmenin başında Murat Karayılan, yasamanın başında ise, İranlı Kazikot bulunuyor.
Siyaset Akademisi ise, ilk kez 2002'de Kuzey Irak'ta Dolekoge kampında kuruluyor. O dönemde bu yapıyı kuran PKK- KONGRA-GEL terör örgütü üyeleri adli takibata uğrayıp bazıları da tutuklanınca, akademi 2010'da şehre taşınıp Siyaset Akademisi olarak yeniden yapılanıyor. Zaten, 2002'de Dolekoge kampında verilen derslerle bugünkü Siyaset Akademisi'ndeki müfredat aynı.
Siyaset Akademisi KCK'nın 14. maddesinde
Aslında Siyaset Akademisi'nin esas kaynağı KCK. Çünkü Siyaset Akademisi, KCK'nın 14. maddesinde 'Bilim Aydınlanma Komitesi' olarak tanımlanıyor. Ayrıca, Öcalan'ın talimatı doğrultusunda KCK ve PKK'nın kongresinde, 'Siyaset Akademisi örgüte elaman yetiştiren yerdir' diye karar altına alınmış.
Siyaset Akademisi'ni bitirenler, daha sonra 'kapalı devre eğitim'e alınıyorlar. Bu eğitimi alanlar aynı zamanda yeni gençleri eğiterek örgüte hazır hale getiriyorlar.
Aslında bütün bu ayrıntıları, Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun Siyaset Akademisi'nde verdikleri dersler ve KCK ile olan bağlantıları dolayısıyla önce gözaltına alınıp daha sonra da tutuklanmalarına biraz daha yakından bakabilmek için verdim. Yoksa, KCK gibi illegal bir örgütü ve Öcalan'ın Siyaset Akademisi'ni çok merak ettiğim için değil.
Demokrasiye ve özgürlüklere inanan hiçbir insan, saygın bir öğretim üyesinin, bir yazarın, aydının hatta hiçbir bireyin, düşünceleri ve yazdıklarından dolayı gözaltına alınmasını, tutuklanmasını kabul edemez. Biliyorum, geçmişte Türkiye'nin özellikle özgürlükler ve insan hakları konusundaki sabıka dosyası kabarık. Ancak, Yeni Türkiye'de bu konuda önemli mesafeler alındı. Dolayısıyla, savcının iddianamesini görmek gerekiyor.
Hemen belirtelim ki, Ersanlı ve Zarakolu'nun tutuklanmaları üzerinden AK Parti düşmanlığı yapanların, iktidardan bir bakıma yargıya müdahale beklentisi içinde olmalarını demokratik hukuk devleti anlayışıyla bağdaştırmak mümkün değildir.
Hiçbir şekilde yoruma girmeden, PKK'nın Siyaset Akademisi'ndeki ders notlarından ve de Prof. Ersanlı'nın notlarından örnekler sunmak istiyorum.
"Kürt bölgesinde kamusal alanı Kürtler yönetecek"
Mesela Büşra Ersanlı İstanbul ve Van'daki Siyaset Akademisi'nde verdiği derslerde diyor ki: KDP (K Irak'ta) gibi yaparak devlet kurarız, konjonktür buna uygun. -Kürdistan bölgesinde tüm kamusal alanı Kürtler yönetecek. -Kent Meclislerinin eksikleri var, bütün bileşenleri örgütlenmedi. Özerklik tek taraflı kurulamaz, devlet tek taraflı kurulabilir.
AK Parti düşmanlığı dışında bir amaçları olmayanları bir tarafa bırakıyorum, çünkü onlar için yapılabilecek bir şey yok. Ancak gerçekten demokrasiye inananların, terör örgütü bağlantılarıyla özgürlük arasındaki hassas dengeye dikkat etmeleri gerektiğine inanıyorum.
Mesela, Büşra Ersanlı yine bir notunda diyor ki: "PKK terörist listesinden çıkmalı." Eğer bu cümleyi, özgürlük ve demokrasi çerçevesi içinde değerlendireceksek, o zaman bu ülkenin PKK terörü yüzünden çektiği acıları nereye koyacağız?
PKK'nın katlettiği Kürt ve Türk çocuklarının, bebeklerin, annelerin, hamile kadınların, şehit olan gencecik insanların ailelerine, "siz yanlış biliyorsunuz, PKK masum bir örgüttür" mü diyeceğiz?
Ulusalcı Sol ve liberal aydınlarımızın bir eğitim kurumu olarak gördükleri, PKK'nın Siyaset Akademisi'nde okutulan ders notları içinde öyle ifadeler var ki, bazıları bunları duyduğunda herhalde çok mutlu olurlar.
İşte o ifadeler: "Artık seçimden sonra kimsenin hayal edemeyeceği, kimsenin düşünmediği bizi bekletmeyi herkes bilmeli, adı gibi bilmeli yani. BAŞBAKAN DAHİ KİMİN NASIL ÖLECEĞİ BELLİ OLMAZ YANİ."
PKK'nın Siyaset Akademisi'ndeki bu cümleleri, bütün Ulusalcı Sol ve liberal aydınlara ithaf ediyorum.
Mehmet OCAKTAN- Star Gazetesi