AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi büyütecek ve ileri götürecek noktalara azimle, kararlılıkla taşıyacak ne varsa, AK Parti'nin temel politikası, varlık nedeni olarak bunu saydıklarını belirterek, ''Bu yüzden AK Parti olarak hiçbir zaman parti menfaatlerini ülke menfaatlerinden ayrı görmedik, bundan sonra da görmeyeceğiz; üstünde tutmadık, bundan sonra da tutmayacağız'' dedi.
Erdoğan, ASKİ Spor Salonu'nda düzenlenen partisinin Kadın Kolları 2. Olağan Büyük Kongresi'nde yaptığı konuşmanın başında, kongrenin hayırlı olmasını ve başarılı çalışmalar yapılmasını diledi.
Başbakan Erdoğan, kurulduğu günden bu yana Türkiye'de siyasetin yüz akı, milletin umudu olan AK Parti'nin daha müreffeh, daha mutlu bir Türkiye inşa etmek için çıktığı hizmet yolunda kararlılıkla ve azimle yolculuğunu sürdürdüğünü söyledi.
AK Parti Kadın Kolları Teşkilatlarını, siyasete kattıkları kalite, anlam, coşku ve heyecandan dolayı tebrik eden Başbakan Erdoğan, milletle birlikte yürüdükleri bu yolda bugüne kadar çok önemli mesafeler kat edildiğini kaydetti. Cumhuriyetin çağdaşlaşma hedeflerine her zamankinden daha fazla yaklaşıldığını belirten Erdoğan, kadın ve gençlik kollarıyla, yönetimiyle bir bütün olarak AK Parti'nin, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarmak ve halkın yaşam standartlarını yükseltmek için gayret ettiğini dile getirdi. Türkiye'nin 5,5 yıl önceye göre çok daha ileri noktada olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye kalkındıkça AK Parti'nin de büyüdüğünü ve güçlendiğini söyledi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Çünkü biz Türkiye'nin kaderini, kaderimiz bildik. Bu yola böyle çıktık. Çünkü biz Türkiye'yi büyütecek ve ileri götürecek noktalara azimle, kararlılıkla taşıyacak ne varsa, AK Parti'nin temel politikası, varlık nedeni olarak bunu saydık. Bu yüzden AK Parti olarak hiçbir zaman parti menfaatlerini ülke menfaatlerinden ayrı görmedik, bundan sonra da görmeyeceğiz; üstünde tutmadık, bundan sonra da tutmayacağız. Hiçbir zaman dar politik anlayışlarla, küçük siyasi hesaplarla, kişisel ve grupsal hedeflerle hareket etmedik, etmeyeceğiz. Biz, her zaman Türkiye sevdasıyla hareket etmeye, Türkiye büyüklüğünde düşünmeye, Türkiye bütünlüğüne siyaset üretmeye gayret ettik.
Siyasi hedeflerimiz her zaman Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklayacak, Türkiye'yi bir bütün olarak kalkındıracak hedefler oldu. Bunu da bugüne kadar başarıyla sürdürdük.''
Türkiye'yi bir bütün olarak kucaklama anlayışıyla ilk seçimlerde yüzde 34.4, yerel seçimlerde yüzde 42, 22 Temmuz seçimlerinde ise yüzde 47 oranında oy aldıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin çıkarları yerine hiçbir zaman kişisel veya grupsal çıkarları gözeten, dar ideolojik hesaplarla hareket eden siyaset tarzlarına tenezzül etmedik. O kısır siyaset koridorlarındaki gibi, millete hizmet yolundan da sapmadık'' diye konuştu.
Tüm Türkiye'yi düşündükçe ve Türkiye için politikalar ürettikçe milletin de kendilerine sahip çıktığını belirten Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin girdiği her seçimde oylarını istikrarlı şekilde artırdığını anlattı. Erdoğan, milletin rotasında ilerledikçe, millete hizmet sevdasından ayrılmadıkça, Türkiye'yi düşünen sorumlu siyaset tavrını sürdürdükçe milletin AK Parti'yi sahip çıkacağına inandığını kaydetti.
ERDOĞAN'IN YARGIYA SERT TEPKİSİ
Başbakan Erdoğan, yargı bildirisine çok sert cevap verdi. "Sessiz kalamazdık" diyen Erdoğan yargının durumdan vazife çıkardığını savundu. İşte o açıklamalar:
"Kimseye kırgın değiliz. Kırgın olmaya hakkımız yok çünkü siyaset yapıyoruz. Hiç bir netice gerçeği değiştiremez. Onların tercihine ne kadar saygılıysak onlar da bizim tercihlerimize o kadar saygılı... Partimizi nasıl kurduysak güçlü Türkiye'yi öyle kuracağız. Laiklikten geriye dönüş yoktur. Olamaz. Mesele laiklik değil. mesele yaşam biçimimizdeki faklılıklardır. Mesele başı açık kapalı olmaktır. Mesele işçi ve çiftçi olmaktır. Herkes kendi tercihine müdahale edilmemesini istemektir. Birbirimize bu kadarını nasıl çok gerebiliriz. hangi hakla birbirimizin yaşam biçimine müdahale edebiliriz. Biz herkesin yaşam hakkını karşılamak için siyaset yapıyoruz. Mesele Türkiye'nin gerçek demokratik bir ülke olup olmayacağıdır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın bunu gerçekleştireceğiz. Yargıda yasamada yürütmede bizimdir. Gönül arzu eder ki yargı şunu demeliydi. benim görev alanımı bellidri bunun dışına çıkmamam lazımdır. Yürütme benim görev alanım bellidir. demeliydi. Kimse kusura bakmasın kapatma davası ile ilgili bir bildiriyi cevapsız bırakmak 16 buçuk milyona saygısızlık olur. Sessiz kalamazdık. herkes içini yapmalı. Yargı durumdan vazife çıkardı, böyle bir yetki olamaz. Anayasa'nın 138. madesini çiğnediler. Neticesi ne olursa olsun buna katlanmak mümkün değildir. Hepimizin amacı bu rejimi daha güçlü hale getirmek.
12.5 milyar dolarlık GAP eylem planını Diyarbakır'da açıklayacağız. Buralar bizim vatanımız. Buraları dışarıda tutamayız. Terör örgütü Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz. Kolay değil 10 yılların eksikliğini gideriyoruz.
Türkiye'de sessiz devrim yaşıyor diyen dünya şimdi bizi şaşkınlıkla izliyor. Dünyaya konuşma yasağı mı koyalım? Dünya bizi izlemesin diyor. Dünyaya konuşma yasağı mı koyalım sayın Baykal? Türkiye bir demir perde ülkesi olmayacak. Dünya ile aramıza perde çekemeyiz. Türkiye dünya ile arasına duvar öremez. Dünyaya kapıları kapatmak yerine kenidinizi dünyayı doğru anlayarak hizaya sokun.
HABER 7