Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan, "Sayın Baykal, askerin üzerinden elini çek, çek. Sivil siyaset yap, sivil davran. Polisin üzerinden elini çek, yargının üzerinden elini çek. Yargıya giden herhangi bir konuda, yargı kararını vermeden, sen karar veriyorsun. Sayın baykal biz seni iyi tanırız, iyi tanırız" diye konuştu
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Sayın Baykal, askerin üzerinden elini çek, çek. Sivil siyaset yap, sivil davran. Polisin üzerinden elini çek, yargının üzerinden elini çek. Yargıya giden herhangi bir konuda, yargı kararını vermeden, sen karar veriyorsun. Sayın Baykal biz seni iyi tanırız, iyi tanırız' dedi.
Başbakan Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, tarihteki bazı MGK toplantılarıyla son MGK toplantısını özdeşleştirmek gibi zorlama ve art niyetli yorumlar yapıldığını belirtti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Asker üzerinden, polis üzerinden bir ayrıştırmanın gayreti içine giriyorlar. Kim? Ana muhalefetin Lideri. Sayın Baykal, askerin üzerinden elini çek, çek. Sivil siyaset yap, sivil davran. Polisin üzerinden elini çek, yargının üzerinden elini çek. Yargıya giden herhangi bir konuda, yargı kararını vermeden, sen karar veriyorsun. Sayın Baykal, biz seni iyi tanırız, iyi tanırız. MGK toplantısından sonra açıklanan basın bildirisi, Sayın Baykal'ı tatmin etmemiş. Sayın Baykal, bundan sonra MGK toplantılarına girerken sen önceden bize basın bildirisini gönder de onu yayımlayalım ama beğeneceğin fazla olsun. Çok isabetli olur. Ayıptır ayıp. Türkiye'de yasama da yürütme de yargı da tarihinde hiç görülmedik ölçüde bağımsız bir şekilde, yine tarihinde hiç görülmedik ölçüde uyum içinde tam anlamıyla görevlerini yapıyorlar.'
'GEL GÖR Kİ BAŞKA YERDE DOLAŞIYORLAR'
Erdoğan, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanabilmesinin yolunu açan yasa tasarısıyla ilgili de şunları söyledi:
'Gece saat 1.5 kanun çıkıyor. Neyle ilgili? Malum konu arkadaşlar... Meclisi o anda yöneten başkanvekili tabii soruyor 'kabul edenler, etmeyenler?' AK Partilisi de CHP'lisi de MHP'lisi de hepsi ellerini kaldırıyor. CHP'li de, o da elini kaldırıyor. O da 'evet' diyor. Kabul edenlerden o da 'evet' diyor ama aynı adam ertesi gün diyor ki 'bizi aldattılar.' Ya adama sormazlar mı? Arkadaş senin aklın neredeydi? Fotoğrafta tespit edildi. Elini kaldırmışsın, elin kalkmıştı.
Sayın Baykal senin milletvekillerin ne iş yapar ya? Gece 1.5 evet, Meclis gece 1.5'da da çalışır. Yeri gelir sabah 5'e kadar da çalışır. Kusura bakma 'işte bize son gece yarısı baskınıyla...' Ne demek gece yarısı baskını? Demek ki senin milletvekillerin gece yarısı baskınına hazır değil. O zaman hazır olanlardan bir grup kur, öyle gel parlamentoya. 5 saat, 6 saat önceden hepsi biliyor meseleyi, konuyu biliyor. Orada her şey dağıtılıyor. Metinler dağıtılıyor, okuyorlar, görüyorlar ama gel gör ki başka yerde dolaşıyorlar. Bu CHP hep böyle, tarihi böyle, geçmişi böyle.'
'AK PARTİ OLARAK SON DERECE KARARLI BİR TUTUM SERGİLEDİK'
Askerin, jandarmanın, istihbarat teşkilatının ve kurumların demokratik bir sistem içinde, Anayasa ve yasaların çizdiği çerçeve içinde ve uyum halinde görevlerini yerine getirdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Hiçbir kurumumuz arasında gerilim yoktur, çatışma yoktur. Kurumlarımız arasında gerilim arzulayanlar, çatışma arzulayanlar beyhude bir bekleyiş içindeler. Gerilim ve çatışmadan medet umanlar hayal kırıklığına uğrarlar. Bir kez daha uyarmak durumdayım, siyasi partiler de medyada bu süreçte sorumlu bir tavır sergilemek zorundadır. Demokrasiyi, hukuku savunmak herkesin, tüm vatandaşlarımızın, tüm kurumlarımızın mesuliyeti altındadır. AK Parti olarak bu noktada son derece kararlı bir duruş sergiledik. Bundan sonra da aynı kararlı tavrı sergilemeye devam edeceğiz.'
"KENDİ İMZALARINI GÖREMEYECEK KADAR MİYOPLUK İÇİNDELER'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Nedir sosyal demokrasinin temelleri? Özgürlük, adalet, dayanışma... CHP'de bunların hangisi var? CHP'nin siyasetinde, tavırlarında, duruşunda, tutumunda bunların hangisi var? Hem askeri darbelere karşı çıkarlar, hem de sivilleşmenin karşısında dururlar. Hem demokratız derler, hem milli egemenliğin karşısında dururlar' dedi.
Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, tek başlarına da kalsalar demokrasiden, hukuktan, adaletten taviz vermeden yollarına devam edeceklerini ifade etti.
Askere sivil mahkemede yargı yolunu açan düzenlemeyle ilgili olarak ana muhalefet liderinin 'Birkaç saat içinde Cumhurbaşkanı da bu yasanın hiç uygun olmadığını anlama noktasına gelebilir' dediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
'Şu ifadeye bak, bu sözler bir siyasetçiye yakışıyor mu? Bu sözler ana muhalefet partisine yakışıyor mu? Bu sözler güçler ayrımına, milli egemenlik kavramına yakışıyor mu? Bu sözler demokrasiye, hadi demokrasiden de vazgeçtik, sosyal demokrasiye yakışıyor mu?
Sayın Baykal'ın zihninin gerisinde, ne olduğu bu sözleri ile bir kez daha aleni olarak görülmüştür. Aynı şeyleri mayın olayında da söyledi. Yine Cumhurbaşkanı'na yol göstermek istedi. Alışmışlardı çünkü. Geçmişte bu tip paslaşmalar yapıyorlardı. Sayın Baykal'ın demokrasi, siyaset anlayışı, siyaset yapma tarzı bu sözleriyle bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Dikkat edin bunlar bizim mayın temizlemeyle ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'na sunduğumuz tasarıda hiç olmadığı halde, yine söylüyorum İsrail'i, İsrailli firmaları görecek kadar büyük bir hayal gücüne sahiptiler.'
'BUNLAR SİYASETİ MAHKEME KAPILARINDA YAPARLAR'
Sözlerini 'Avrupa Birliği'ne uyum gayesiyle çıkardığımız yasada kendi imzalarını göremeyecek kadar da siyasi miyopluk içindeler' diye sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bunlar siyaseti Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapmazlar. Bunlar siyaseti Anadolu'nun Trakya'nın şehirlerinde, ilçelerinde, köylerinde yapmazlar. Bunlar siyaseti millet için de yapmazlar. Milletle birlikte de yapmazlar. Bunlar siyaseti ancak ve ancak mahkeme kapılarında yaparlar. O mahkemelerde de ya avukat olurlar, çeteleri, mafyayı savunurlar, ben söylemiyorum kendileri söylüyor, ya da müşteki olurlar. Milletin istifadesine olan yasaları iptal ettirmenin mücadelesini verirler.
Böyle bir sosyal demokrasi örneği dünyada yok. Nedir sosyal demokrasinin temelleri? Özgürlük, adalet, dayanışma... CHP'de bunların hangisi var? CHP'nin siyasetinde, tavırlarında, duruşunda, tutumunda bunların hangisi var? Hem askeri darbelere karşı çıkarlar, hem de sivilleşmenin karşısında dururlar. Hem demokratız derler, hem milli egemenliğin karşısında dururlar. Hem reform derler, değişim derler, dönüşüm derler, statükoyu temsil ederler. Açıklık, şeffaflık, hak, hukuk derler, çetelere, mafyaya hukuk dışı örgütlere avukatlık yaparlar. Türkiye'nin çetelere karşı verdiği mücadeleyi engellemek için her türlü yola başvururlar.
Aynen öyle, bakın CHP'nin de hakkını yemeyelim ha... Dayanışma konusunda son derece başarılı bir performans sergiliyorlar. İstanbul'da İSKİ skandalını unutmadık, iyi biliriz. Kocaeli'nde Yuvacık Barajı'nın hikayesini iyi biliriz. Çankaya'daki şimdi belediye başkanı değil, geçen dönem belediye başkanının 'Yamyam' ifadelerini unutmadık. Anayasa Mahkemesi'nin usulsüz harcamaları nedeniyle mahkum ettiği bir trilyonu unutmadık. Sayın Baykal bir açıkla be, o bir trilyonu nereye harcadınız. Bak Anayasa Mahkemesi mahkum etti sizi, nereye harcadınız o bir trilyonu. Bu fakir fukaranın, garip gurebanın vergilerinden bir trilyon hazine yardımını nerelere harcadınız bunu açıklayın, bunu. Geçmişte bir başka siyasi partinin böyle bir usulsüz harcamasından dolayı mahkumiyetini biliyorsunuz. Şimdi aynı şeyi sen yaptın, hadi ver hesabını ver bakalım. Buralarda göz yaşartıcı bir dayanışma içindeler.'
'ALEVİ VATANDAŞLARIMIZI YILLAR BOYU İSTİSMAR ETTİLER'
CHP'ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şunları söyledi:
'Alevi vatandaşlarımızı yıllar boyu istismar ettiler, oy deposu olarak gördüler. Şimdi bizim siyaset üstü bir yaklaşımla, Alevi vatandaşlarımızın isteklerine cevap verme girişimimizi sulandırmanın gayreti içindeler. Emek derler, emekçi derler, işçi hakları, sendikal haklar derler. Ama bugüne kadar işçilerimiz için yaptıkları tek bir açılım yoktur. Bütün bu alanlarda boşluğu biz doldurduk. Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet, emniyet temelleri üzerinde yükselttik, yükseltiyoruz.'
'BANA AİT ÖZEL KASALARIM YOK"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'İşçilerle masadayız ve kendilerine diyoruz ki: Gelin, bak etmeyin, size 2009 için ilk 6 ayda yüzde 3 ikinci 6 ayda yüzde 4.5 zam yapalım. Eğer yıl sonu itibarıyla bu yaptığımız zam enflasyonun altında kalırsa aradaki farkı size ödeyeceğiz, enflasyon farkını ödeyeceğiz' dedi.
Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, çalışanların, sendikaların görüşlerini aldıklarını ve taleplerini büyük bir dikkatle politikalarına yansıttıklarını ifade ederek, yıllar boyunca ödenmeyen zorunlu tasarrufta biriken haklarını verdiklerini hatırlattı.
Konut edindirme yardımı için biriken paraları da hak sahiplerine ödediklerini anımsatan Erdoğan, 'İşçiyi düşünen kim? Memuru düşünen kim? AK Parti iktidarı, biz' dedi.
Çalışanları enflasyona ezdirmediklerini belirten Başbakan Erdoğan, geçmişten gelen kayıpları da telafi ettiklerini söyledi. 1 Mayıs'ı tatil ilan ettiklerini hatırlatan Erdoğan, 'Çalışanların hakları konusunda ne kadar hassas olduğumuzu, ne kadar duyarlı olduğumuzu, ne kadar samimi olduğumuzu süreç içinde defalarca gördük. Bakın şimdi de işçilerle masadayız ve kendilerine diyoruz ki: Gelin bak etmeyin. Size 2009 için 3+4.5 yani ilk 6 ayda yüzde 3, ikinci 6 ayda yüzde 4.5 zam yapalım. Eğer yıl sonu itibarıyla bu yaptığımız zam enflasyonun altında kalırsa aradaki farkı size ödeyeceğiz, enflasyon farkını ödeyeceğiz' diye konuştu.
'SİZİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ'
Bir kriz döneminden geçildiğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Şu anda Ereğli Demir Çelik'te işçilerin maaşı yüzde 30 düşük olarak toplu sözleşme imzalandı. Macaristan'da sendikalarla yüzde 30 düşük sözleşme imzaladılar. Daha biz böyle düşük bir şey imzalamıyoruz sizinle. Tam aksine diyoruz ki: 3+4.5 olarak gelin bu işi imzalayalım. Eğer enflasyonun altında kalırsa aradaki farkı da vereceğiz. Çünkü sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz, sözümüz bu.
Bunun da istismarını yapıyorlar. şimdi de diyorlar ki efendim neymiş, 'greve gideceğiz.' Kusura bakmasınlar, eğer greve gideceklerse buyursunlar gitsinler. Gücümüz neyse bunu vereceğiz. Bana ait özel kasalarım yok. milletimizin bize emanet ettiği paradan bir maaş ödeyeceğiz, kardeşlerim. Bu parayı iyi yönetmemiz lazım. Eğer iyi yönetemezsek, o işçinin, memurumun maaşını kim ödeyecek? Okullar yapıyoruz, bu okulları kim yapacak? Hastaneler yapıyoruz, bu hastaneleri kim yapacak? Bu hastalarımızın oradaki tedavileriyle ilgili en ideal şekilde yatırımları kim yapacak? Ancak bunlarla yapacağız. İmkanlar el verdikçe daha ideal noktada özlük haklarını da inşallah sağlayacağız.'
'BİZİ YOLUMUZDAN, MİLLETE HİZMETTEN ALIKOYMAK, İSTİYORLAR"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bizi yolumuzdan, millete hizmetten alıkoymak istiyorlar. Bizi sonu gelmez tartışmaların içine çekmek istiyorlar. Biz bu oyunların, hilelerin hiçbir tarafında olmadık, olmayacağız' dedi.
Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, AK Parti'lilerin Türkiye'yi daha aydınlık yarınlara taşımak için aşkını, Türkiye'nin kronik meselelerini çözmek için sevdasını ortaya koyduğunu söyledi. Partililerin 'Kıskananlar çatlasın' şeklinde slogan atması üzerine, 'Çatlasın mı?' diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:
'Çatlamasın be. Onları da bu çatının içine alacağız, daha güçlü yürüyeceğiz. Sakarya'nın şairi diyor ya, 'Mehmed'im sevinin başlar yüksekte. Ölsek de sevinin, eve dönsek de. Sanma bu teker kalır tümsekte. Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir' Böyle bir inançla, böyle bir kararlılıkla, Türkiye'nin meselelerini çözmeye yönelik böyle bir azimle bu harekete sahip çıktınız. Hamdolsun bugün başlarımız yüksekte. Bugün 71,5 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının her birinin başı yüksekte. Bakın geçen hafta Kıbrıs Rum Kesimi Başkanı bir ABD'li yetkiliye Kıbrıs konusunda Türkiye'ye baskı yapmalarını istiyor. ABD'li yetkili, 'Türkiye'ye baskı yapamayız. Türkiye artık bölgesinde süper bir güç haline geldi' diyor. Gittiğimiz her ülkede, görüştüğümüz her yabancı liderde artık bunu görüyoruz. Dünyada artık Türkiye konuşuluyor. Türkiye'nin kalkınması konuşuluyor. İlerlemesi, güçlü bir ülke ve ekonomi haline gelmesi konuşuluyor. Dünya yükselen yıldız Türkiye'yi konuşuyor, bizi konuşuyor, bizi.'
Erdoğan, bunu tüm dünyanın gördüğünü, anladığını ama maalesef Türkiye'de henüz göremeyenler, anlayamayanlar bulunduğunu söyledi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Hani diyor ya şairimiz Hayali, 'Cihan ara cihan içindedir, arayı bilmezler. O mahiler ki derya içredir, deryayı bilmezler.' Balık, denizin içinde suyun kadru kıymetini bilmez ama balığı denizden çıkarıp, karaya koyduğun zaman o zaman denizin, suyun kadru kıymetini bilir. İşte bizdekiler de böyle. Aynen böyle. 6,5 yıldır Türkiye'nin değişimini dönüşümünü görmezden geliyorlar. Türkiye'nin kaydettiği gelişmeleri görmezden geliyorlar. Milletin sevincini, coşkusunu, bu aziz milletle paylaşamıyorlar.'
'FELAKET KOROSU...'
Dünyadaki küresel krize işaret eden Erdoğan, en gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde dahi krizler yaşandığını belirterek. 'ABD'de 7 banka daha battı. Türkiye'de böyle bir şey var mı? Yok. 2008 başından bu güne kadar ABD'de 77 banka battı' dedi.
Erdoğan, Türkiye'de şu ana kadar hiçbir bankanın batmadığın vurgulayarak, 'Ne zaman oldu o, o 2000'li yıllarda oldu. Kim vardı iktidarda? MHP, DSP, ANAP vardı. Onların döneminde battı' diye konuştu.
Avrupa'nın yüzde 9,5 oranıyla, tarihinin en yüksek işsizlik oranını gördüğünü kaydeden Erdoğan, aynı şekilde ABD de haziran ayı işsizlik oranının son 26 yılın en yüksek oranına ulaştığına işaret etti. Erdoğan, bu oranın da yüzde 9,5 olduğunu kaydetti. İşsizlik konusunda pek çok ülkeden örnekler veren Erdoğan, şunları söyledi:
'Dünyada manzara ortadayken bu süreçte bizde de işsizlik yükseldi. Bizde de 10,3'ten 15,38'e çıktı. Tüm dünyada manzara ortadayken, tüm dünyada işsizlik oranları tarihi seviyeye ulaşırken Türkiye'de bu seviyeyi istismar ederek buradan kendilerine çıkar sağlamaya çalışanlar var. Aylar önce Merkez Bankası, Hazine açıkladı, 'yılın ilk çeyreğinde büyüme çift haneli ve eksi çıkabilir' dediler ama bu aylardan itibaren daralmanın azalacağını ifade ettiler. Salı günü büyüme oranları açıklandı. Krizin etkisiyle, ekonomi ilk çeyrekte 13,8 daraldı. Önceden söylendi. Daralma tüm dünyada var, bir kaç istisna dışında. İlk çeyrekte tüm ülkelerde ekonomiler küçüldü. İlk çeyrekte Japonya bile 9,1 oranında küçüldü. Almanya, İngiltere, Fransa hepsi bu süreçten etkilendi. Halen de etkileniyor. Tıpkı işsizlikte olduğu gibi, büyüme rakamlarında da o malum bizdeki felaket korosu karamsar yorumlar yapmaya başladı.
Bunların ekonomi diye bir dertleri yok. Türkiye'yi büyütmek diye bir dertleri yok. Bunların büyük Türkiye, kalkınmış Türkiye yeniden Türkiye diye bir hedefleri yok. Hükümeti karalamak adına Türkiye'yi karanlığa çekmek istiyorlar. AK Parti'yi eleştirmek adına Türkiye'ye zarar veriyorlar. Bakın buradan, Sakarya'dan bir kez daha ifade ediyorum. Küresel ekonomik kriz, tüm dünyayı kasıp kavururken dünya savaşları dönemindeki gibi bir ekonomik kriz ortamına sebep olurken bu krizin Türkiye'ye yansıması kısıtlı olmuştur, kısıtlı olacaktır, yine söylüyorum.'
'BİR OLALIM, BERABER OLALIM'
Erdoğan, Türkiye'ye çok büyük hizmetler kazandırdıklarını belirterek, şöyle devam etti:
'Benim sizden bir ricam var. Aman ne olur, birliğimizi muhafaza edelim. Bir olalım, beraber olalım, diri olalım. AK Parti olarak Türkiye'ye genç nesillere, çocuklarımıza bedel ödetmeyecek, bedel ödetmek isteyenlere de müsaade etmeyeceğiz. Demokrasiyi yücelttik. Hukuku yücelttik, yüceltmeye devam edeceğiz. Laiklik noktasında, sosyal devlet noktasında hassasiyetlerimizi koruyacağız. Bakın bizi yolumuzdan alıkoymak istiyorlar. Bizi millete hizmetten alı koymak istiyorlar. Bizi sonu gelmez tartışmaların içine çekmek istiyorlar. Biz bu oyunların, hilelerin hiçbir tarafında olmadık, olmayacağız.'
Erdoğan, kendi aleyhlerinde çizilen, yazılan senaryolar karşısında herkesin azami derecede dikkatli olması gerektiğini işaret ederek, 'Ağır başlılığımızı, vakarımızı, samimiyetimizi muhafaza ederek, AK Parti farkını milletimizle paylaşmaya devam edelim' dedi.
Erdoğan, kongreye yönelik olarak da şunları söyledi:
'Tabii ki bir çok istişareler yaptık. Bu istişarelerin neticesinde bir karara vardık, 'hayırlı olsun' dedik ve şimdi de bu yeni dönemde inşallah Sakaryamız da yeni süreci kararlı bir şekilde, heyecanla, coşkuyla ele alacak ve 2011 seçimlerinden çok daha başarılı bir şekilde çıkmayı hedefleyecek bir teşkilatı bugün delegelerimizin oylarıyla belirleyeceğiz. Bize rehavet, tembellik yakışmaz. Gurur, kibir de yakışmaz. Biz mütevazı olacağız. Bize tevazu yakışır, toprak gibi olacağız. Er ya da geç oraya gitmeyecek miyiz? Oraya gideceğiz. Öyleyse bu kibir niye? Onun için teşkilatım tevazu örneği olacak. Belediyelerim, milletvekillerim tevazu örneği olacak.'
"KURUMLARIMIZ ARASINDAKİ DİYALOĞU, BOZMA GAYRETLERİ VAR'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kasıtlı olarak kurumlar arasındaki diyaloğu, uyumu bozma gayretleri bulunduğunu belirterek, 'Ana muhalefet partisinin lideri, son derece sorumsuz açıklamalar yapıyor. Bazı gazeteler, televizyonlar son derece uygunsuz, tahrik edici yorumları her gün her gece sayfalarına, ekranlarına taşıyorlar' dedi.
Erdoğan, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sakarya İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, aldıkları tedbirlerle, kararlılıkla uyguladıkları önlemlerle Türkiye'yi ekonomik krizin mümkün olduğunca uzağında tuttuklarını ve tutmaya da devam ettiklerini söyledi.
'Tüm dünyada kriz sona erdiğinde Türkiye de yeniden büyümeye devam edecek ve güçlü yapısıyla kriz sonrasında dünyanın bir adım önünde olacaktır' diyen Erdoğan, küresel krizi istismar ederek milleti kandıracaklarını zannedenlerin, buradan kendilerine 'çıkar devşirmeye, oy devşirmeye yeltenenlerin' yanıldıklarını er geç anlayacaklarını belirtti.
Kendilerinden önce Türkiye'ye koalisyon hükümetlerinin yönettiğini anımsatan Erdoğan, ülkenin çok zaman kaybettiğini, kaynakların heba edildiğini söyledi. Geçmişte kurumlar arasında da hiç bir koordinasyon, hiç bir uyum olmadığını kaydeden Erdoğan, 'Türkiye bu dönemleri yaşadı ama şu anda hamdolsun böyle bir ortam yok' diye konuştu.
'SON DERECE SORUMSUZ AÇIKLAMALAR...'
Erdoğan, yaklaşık bir aydır bir yandan ana muhalefet partisinin bir yandan da bazı medya kuruluşlarının devletin zirvesinde bir gerilim varmış gibi, kurumlar arasında bir çatışma varmış gibi bir hava estirmenin gayreti içinde olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
'Açık söylüyorum. Kasıtlı olarak kurumlarımız arasındaki diyaloğu, koordinasyonu, uyumu bozma gayretleri var. Ana muhalefet partisinin lideri, son derece sorumsuz açıklamalar yapıyor. Bazı gazeteler, televizyonlar son derece uygunsuz, tahrik edici yorumları her gün, her gece sayfalarına, ekranlarına taşıyorlar. Bir ay sadece mayın ile ilgili yasayla ne yazık ki bizleri meşgul ettiler. Yasanın içinde İsrail diye bir konu yokken kalktılar, bizim bu bölgeyi İsrail'e peşkeş çekeceğimizden bahsettiler. Elinize dilinize dursun. Hangi AK Parti'li 'burayı İsrail'e veriyoruz' dedi de bunu konuşuyorsunuz. Ben Düzce kongresinde bu ülkedeki özelleştirmeyle alakalı bir örnek verdim. 'Velev ki özelleştirmeden gelip de herhangi bir Musevi bir yer almaya kalksa bunlar kıyamet koparıyor' dedim. Burada bu yatırımı yapan şu anda Musevi vatandaşlarımız yok mu? Veya vatandaş olmayan Museviler yok mu? Var. Peki bu yatırımlar onlara mı kalacak? 'Bunların yanında kim çalışıyor?' dedim. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin... Aynı şekilde bu bir Hristiyan da olabilir, Budist de olabilir. Dünyada gelişmiş ülkelerin hepsi küresel sermayeyi ülkesine çekmenin gayreti içindeyken, bizdeki ana muhalefet ve diğerleri bunlara düşmanlık yapıyor. Yaptıkları bu. Buradan kendilerine çıkar sağlamaya çalışıyorlar.'
Yatırımların Türkiye'ye yapıldığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
'Buradan üretilip yurt dışına ihraç ediliyor. Düşünün ki buraya geldi bir Japon. Burada bir otomobil fabrikası kurdu. İşte bunlardan bir tanesi diyelim ki Hyundai veya Honda veya Isuzu burada üretim yapıyor. Toyota aynı şekilde. Sakarya'da üretim yapıyor. Kim çalışıyor burada? Benim Sakaryalı vatandaşım çalışıyor. Düşünebiliyor musunuz Sakarya'dan dünyaya otomobil ihraç ediyoruz. Aynı şekilde Mercedes, MAN, Ankara'da, Aksaray'da üretim yapıyorlar. Aynı şekilde İtalyan Fiat, Kocaeli'nde, Bursa'da, Renault, Türkiye'de üretiyor, dünyaya ihracatını yapıyor. Çalışan kim? Bursalı Kocaelili. Bunları nasıl göremeyiz? Bütün bunların yanında işsizlik diyoruz değil mi? İşsizliği ortadan kaldırmak için bu dev yatırımların olması lazım. Onun için onlar ne derse desin biz işimize bakacağız. Eğer onların diliyle, düşünceleriyle hareket etseydik Türkiye'nin ihracatı 36 milyarda kalırdı. Ama elhamdülillah, 132 milyar dolara kadar çıktı. 6 yılda onlar gibi düşünmedik ve bunun ülkemize sağladığı vergiyi düşünün. Bu vergilerle biz yatırımlarımızı yapıyoruz.'
Erdoğan, toplanan bu vergilerle alt yapı yatırımlarını yaptıklarını belirterek, 79 yılda 6 bin kilometre bölünmüş yol yapıldığını, kendilerinin ise 6 yılda 9 bin kilometre yol yaptıklarını kaydetti.
Salonda üzerinde '30. yılınız kutlu olsun, mutluluğunuz daim olsun' yazan ve eşi Emine Erdoğan'la yan yana büyük boy Başbakan Erdoğan posterinin yanı sıra 'Keşke her doğan Erdoğan olsa', 'Sevdamız ak, gözümüz kara' yazılı pankartlar dikkati çekti.
Toplantıda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek ve bölge milletvekilleri de hazır bulundu.