Eren Erdem CHP’nin, acar, Paralel, İrancı olduğu söylenen “yeni dönem dindarları”ndan. Milletvekili. Türkiye’yi Rus televizyonunda Suriye’nin kullandığı Sarin gazı konusunda suçlayan, Türkiye ile İran’ın karşı karşıya kalması durumunda Suriye’nin yanında yer alacağını söyleyen bir garip ulusalcı.
Sahi böyle birini kim, niçin ve nasıl CHP’nin başına sardı.
CHP’de herkes Eren Erdem’i savunmuyor. Türkiye’yi Rus medyasına şikayet eden CHP’li vekil Eren Erdem’e sert tepki gösterenler de var. CHP eski milletvekili Berhan Şimşek, Erdem’in skandal açıklaması ile ilgili olarak CHP eski milletvekili, aktör Berhan Şimşek, Yeni Yüzyıl’dan Esra Elönü’nün sorularını cevapladı, CHP’li vekil Eren Erdem’in vatana ihanet niteliğindeki sözlerine sert tepki gösterdi.
Akşam gazetesi yazarı Murat Kelkitlioğlu geçen günkü yazısında, CHP Milletvekili Eren Erdem’e kaçmaması uyarısında bulundu. Ve “Paralel örgütün maşası olacaksın, Ortadoğu istihbaratına çalıştığın iddianamelere girecek, Rus televizyonlarına Türkiye’nin DAEŞ’e sarin gazı sattığını söyleyeceksin ve hâlâ kalkıp ‘İspat etsinler istifa ederim’ diyeceksin” dedi.
“Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı, İran safında olurum! İran düşerse, bütün doğu düşer!” diyen kim? Erdem hem Türkiye’nin, hem CHP’nin, hem Paralelin başına bela.. Ailesinin başına da, kendi başına da bela.. Daha ilk günden her şeyi yüzüne gözüne bulaştırdı. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti kaybetti. Keskin sirke küpüne zarar verdi.
Bu konuyu, bu konularda bilgisi olduğunu düşündüğüm eski bir istihbaratçıya sordum. İlginç şeyler anlattı. Aldığım notu sizlerle paylaşma gereği duydum.
Eren Erdem’in anlattığı bu sarin gazı hikayesi ile Suriyeli muhaliflerin Guta’da kullandığını öne sürdüğü sarin gazı hikayesi birbirinden farklı olaylar.
Guta’da gerçektende kimyasal silah kullanıldı ancak BM oraya araştırmacı gönderdi. Bu araştırmacılar bu kimyasalın kullanıldığını tespit ettikten sonra bunun bir çeşit hardal gazı olduğunu ve 1. Dünya Savaşı’nda üretilmiş olduğunu, Hollanda tarafından Suriye’ye verilmiş olduğunu ve muhaliflerin ellerine geçirdikleri bir depoda bulup kullandıkları yönünde bir sonuca ulaşıyorlar. Bu gazı Hollanda bu iddiaya karşı “Suriye’de zaten bu gaz vardı” açıklaması yaptılar. Gazın Hollanda ürünü olduğu ise tüm kimyasal silahlarda olduğu gibi panzehirden yola çıkılır. Kimyasal silahı üreten ülkeler aynı zamanda herhangi bir kaza veya yanlış kullanım sonucu olabilecek felakete karşı aynı zamanda panzehiri de üretirler. Uzmanlar kimyasalların hangi ülkeye ait olduğunu bu yöntemle bulur.
28 Mayıs 2013 tarihinde Adana’da Sarin gazı ile yakalanan kişilere gelince; aslında bu olaya şu açıdan da bakabiliriz. Bu 5 kişiyi izleyen ve yakalatan istihbarat birimleri kimyasal silah üzerine çalışma yapıyorlardı. Ancak bu şahıslar serbest bırakılmıştı çünkü yakalanan malzemeler Sarin değildi. Daha sonra elde edilen malzemenin başka kimyasallarla birleşince sarin gazına dönüşebileceği anlaşılınca dava devam etti. Fakat dönemin özel yetkili mahkemesi 5 şüpheliyi elinden kaçırmıştı.
Aslında olay şuydu. Hollanda bu gazı üstlenmemiş olsaydı bu Guta’daki sarin gazı hikayesi bu 5 kişi ile Türk hükümetine bağlanacaktı. Çünkü ilk yakalandıklarında şüphelilerin istihbarat görevlileri ile irtibatlı olduğu söylentileri ortaya atılmıştı. Bu iddia da çürütüldü ve davayı tekrar açan Adana Cumhuriyet Başsavcıvekili Mehmet Arıkan, benzer iddialara ilişkin haber yayınlayan bazı gazetelere 28 Ekim 2015’te tekzip yazısı gönderdi. Arıkan, Hürriyet, Cumhuriyet, Zaman ve Ankara Son Söz gazetelerine gönderdiği tekzip yazısında, şüpheliler ile herhangi bir kamu kurumu veya kamu görevlilerinin irtibatlı olduklarına dair bilgi ve delil bulunmadığını belirtti. (Gazetelere bakın Hürriyet, Cumhuriyet, Zaman )
Oysa o dönem, 28 Mayıs 2013’te yargımız da, emniyetimiz de Paralel çetenin kontrolündeydi. Adana’da bu Sarin gazı komplosunu başaramayanlar daha sonra 19 Ocak 2014 tarihinde MİT TIR’ları olayıyla tekrar teşebbüs ettiler.
Buradaki amaç Erdoğan, Davutoğlu ve Fidan’ı uluslararası ceza mahkemesinde yargılatmaktı. Çünkü bir ülkeye silah göndermek savaş suçudur. Silah dışında her şeyi yollayabilirsiniz.
Tıbbi malzeme sınıfında olan ve hastanelerde dezenfektan olarak kullanılan isopropyl Alcohol adlı malzemeleri kimyasal silah yapımında kullanılan bir malzeme ile güya sarin gazı yapılıyor iddiasını ortaya atmaya çalışıyorlar.
Açıkçası Eren Erdem ciddi bir suç işliyor. İşin ilginci bu konu ile ilgili yazıp çizen kimse de dönüp Guta’da atılan hardal gazı ve Hollanda ilişkisini açıklayan raporlara bakmadığı gibi.
Adana’da olan sarin gazı hikâyesinde de o dönem kimlerin savcı hakim olduğuna bakmıyor. Bu arada; Guta’da olan sarin gazı hikayesini yerinde inceleyen uzmanlar aynı zamanda UCM içinde delil topluyorlardı ve Türkiye’nin hiç bir ilgisinin olmadığını açıklamışlardı.
Türkiye’de, Paralelci bir adam, Ulusalcı bir partiden milletvekili oluyor, iktidarı geçtik, devlete karşı başka ülkelerin istihbarat çalışmalarına malzeme olmak üzere kendi ülkesi aleyhine yalan haberler uyduruyor..
Bu olay bir ilk değil. Bu gidişle son da olmayacak.. Bu rezalete bir son verilmesi gerek.. Dokunulmazlığı kaldırılır ve bu iddianın sahibi yargılanır. Bunu en çok da CHP’nin istemesi gerek. Belki bu kamburdan kurtulmak için bu kişiyi partiden ihraç etmesi ve dokunulmazlığının kaldırılması için kendilerinin talepte bulunması gerek. Bir o kadar önemli bir diğer konu da, bu kişiyi, kim, nasıl ve niçin CHP’nin başına bela etti, onun incelenmesi gerek.
Bir çok partide bu tip takiyeci, kripto adamlar var. Belki hâlâ AK Parti’de de varlar!. Yeniden herkes kendi içine baksa iyi eder, yoksa yarın bunun faturasını ağır bir şekilde öderler.
Selam ve dua ile..
yeniakit