Geçtiğimiz cumartesi ve Pazar günü Kayseri olarak Erzurum üniversitesi mezunlarına ev sahipliği yaptık. On yedincisini yaptığımız buluşmanın en çok katılımı olanı buydu.
Önce şunu belirtmekte fayda vardır. Özellikle yetmişli ve seksenli yıllarda Erzurum'dan mezun olanlar Türkiye üzerinde ciddi bir şekilde kendisini hissettirmiştir.
Çünkü Erzurum Üniversitesi 1969 yılından itibaren Türkiye'de ilk defa imam -hatip mezunlarını kabul etmeye başlamış, ülkenin dört bir yanından bu üniversitenin bütün fakültelerine imam hatipliler olarak toplanmıştık. Hiç bir üniversite bu kadar İslami bir kimliğe sahip olmamıştı. Üniversite bünyesinde birlikte okudukları lise mezunlarını da etkilemişlerdi.
Sadece öğrenciler değil hocalarımız da bu işin lokomotifi olmuştu. Siz buna bir de Erzurum'un dindarlığını eklerseniz meseleyi biraz daha iyi anlarsınız.
Söz konusu buluşmalarımıza hocalarımız da katılıyor, ayrı bir heyecan veriyor.
Hocalarımız demişken elhamdülillah Rabbimizin bizlere bir lütfu olarak o yıllarda dünya çapında meşhur olan Muhammed Hamidullah, Muhammed Tayyip Okiç'lerden ders almak nasip olmuştu.
Sonra onların yetiştirdiği hocalarımız... Her sene olduğu gibi bu sene de bu buluşmaya katıldılar. Prof. Yusuf Ziya Kavakçı, Prof. İhsan Süreyya Sırma, Prof. Şerafettin Gölcük, Prof. Seyit Mehmet Şen, Prof. Veli Ulutürk ve daha niceleri renk kattılar. Bizim bu hocalarımızın Türkiye'deki İslami hayata neler verdiğini hepimiz biliyoruz.
Şunu bir daha gördük ki bu hocalarımızın elinde yetişenlerden nice proflar, nice etkin kardeşler yetişmiş. Bakanlar, milletvekilleri, rektörler, dekanlar, öğretim görevlileri, özellikle tıp fakültelerinde görev yapan proflar.
Birbirimizi hasretle bağrımıza bastık, kucaklaştık, eski günlerimizi gözlerimizin ışığı parlayarak yâd ettik. Kırk yıla yakındır görmediklerimizi gördük.
O yıllarda MTTB amblemi altında toplandığımız için yine aynı amblemi kullandık, MTTB buluşması dedik adına. O yıllarda başkanlık yapanlar bir bir kürsüye çıktılar, birer konuşma yaptılar. 1917 yılında kurulmuş olan MTTB 1968 yılında İslami bir kimliğe kavuşmuştu. Bu kimlikle ilk başkan olan TBMM Başkanı İsmail Kahraman da katıldı ve uzun bir konuşma yaptı.
Bizim için en önemli şey İslami kimliğimiz, heyecanımız, bu kimlikle koşuşturmamızdı. Elhamdülillah enerjimizden hiç bir şey kaybetmediğimizi gördük. Gençliğin ve yaşlılığın gerçek anlamını bir daha gördük. Hepimiz yine aynı etkinliklere, aynı aktiviteleri göstermeye hazırdık. Hiç fire vermediğimizi gördük, kırk yıl sonra hazır kıtaydık.
Türkiye'nin ve İslam aleminin gündemini değerlendirdik. Kudüs'ü konuştuk, Mescid-i Aksa'yı konuştuk.
Adreslerimizi, telefonlarımızı teyit ettik, bundan sonraki iletişim ve irtibatımızı sağlama aldık ve vedalaştık.
doğruhaber