İşgalcilere karşı direnmenin hukuki bir hak olduğunu uluslararası platformda yaymaya çalışan Ortadoğu'nun ünlü avukatlarından Hale Esad, "Dünyanın neresinde olursa olsun bir yerde işgal varsa, silahlı direniş de hukuki ve şeri bir haktır. Iraklı direnişçilerin Amerika'nın içinde eylem yapmaları da hukuki bir haktır" dedi.
Yüz binlerce mazlumun kanını akıtan Amerika eski Başkanı katil George W. Bush'a fırlattığı ayakkabı ile Iraklıların gönlünde taht kuran Muntazır El-Zeydi ile işgal altındaki topraklarda yapılan direnişi konuştuğumuz Avukat Hale Esad, Vakit'e çarpıcı açıklamalar yaptı.
Bush'a ayakkabı fırlattığı için Zeydi'ye yapılan insanlık dışı muameleler ile işgal atındaki Irak'taki direnişi anlatan Esad, işgale karşı her türlü direnişin resmi ve şeri bir hak olduğunu söyledi. İşte Ortadoğu'nun ünlü avukatlarından Hale Esad'ın Şam'da Vakit'in sorularına verdiği cevaplar:
- Gazeteci Muntazır El Zeydi Bush'a fırlattığı ayakkabıyla birden dünyanın gündemine oturdu. Zeydi'nin bu eylemi bütün Irak'ta ve İslam ülkelerinde büyük takdir topladı. Sizi de onu savunmaya iten sebep bu muydu?
AYAKKABI, AMERİKA BAYRAĞINI VURDU
- Zeydi bu eylemi planlamış mıydı?
- Hayır, Zeydi'nin Bush'a ayakkabı atması planlanmış bir eylem değildi.
Zaten o gün Bush'un oraya geleceği bilinmiyordu. Gazetelere "Hükümetin basın açıklaması var diye haber veriliyor. Zeydi basın toplantısında Bush'un da olduğunu ancak o salona girince öğreniyor. Zeydi Bush'u görünce aklına o kız çocuğu geliyor. Ve o anda ayakkabısını alıp fırlatıyor. Biliyorsunuz, Bush Irak'ı Amerika'nın bir vilayeti yapmak için işgal etti. Zeydi o kız çocuğu ve ailesine yapılanlardan sonra hep "Ben bunun intikamını alacağım" diyordu, ancak o gün o ayakkabı planlı bir şekilde atılmadı. Ayakkabı Bush'u vurmadı ama Amerika bayrağını vurdu. Maliki, Bush'un yanındaydı. Eğilip ayakkabıyı durdurmak istedi. Bush'a gelen ayakkabıyı engelleyen Maliki oldu. Maliki, Amerika'nın Irak'taki bir sorumlusudur.
ZEYDİ'NİN VÜCUDU İŞKENCE İZLERİYLE DOLU
- Peki, Zeydi Bush'tan özür dilemeye zorlanmış mı?
- Evet, günlerce Bush ve Maliki'den özür dilemesi için işkence yaptılar. Fakat Zeydi direndi ve asla geri adım atmadı. Zeydi'ye nasıl işkence yapıldığını bir bilseniz. Kaburga kemiklerini kırdılar. Sigara izleri var vücudunda. Biz de avukatları olarak özür dilemeyi reddettik. Özür dileyecekse bunu yapmasının bir manası olmazdı. Bush'a atılan ayakkabı bütün insanları sevindirdi. Ve eminim siz de mutlu oldunuz. Ama herkesten önce en çok ben mutlu oldum.
BUSH'A SALDIRAN KİM OLURSA OLSUN SAVUNURUM
- El-Zeydi'ye avukat olma süreciniz nasıl gelişti, bu davaya bakmayı kabul ederken hiç tedirgin oldunuz mu?
- El-Zeydi'nin avukata ihtiyacı vardı. Ailesi bana telefon açtı. Ailesi bana telefon açmasaydı bile ben onlara ulaşır ve bu davayı savunmak için çalışırdım. Niye beni aradılar? Çünkü ben bu coğrafyada bilinen bir avukatım. Özellikle Filistin ve Irak meselesi ile esir ve kadınlarla ilgili davalara bakıyorum. Bunun için ailesi bana ulaşıp onu savunmamı istediler. Ayrıca kim Bush'a karşı bir eylem yaparsa onları gönüllü olarak savunurum. Çünkü işgal altındaki toprakların silahlı direnişle savunulmasının hukuki bir hak olduğuna inanırım ve uluslararası platformda bunun mücadelesini veriyorum. İşgal altındaki topraklarda silahlı direniş bir haktır. Ben bütün hayatımı buna adadım.
BUSH MİSAFİR DEĞİL
- Zeydi tam olarak neyle itham ediliyor?
- Zeydi reisin misafirine ihanetle suçlanıyor.
- Irak kanunlarında böyle bir madde var mı?
- Yok öyle bir şey. Ayrıca Bush misafir değil, bir işgalci ve işgalcilerin başı. Maliki şu anda suç işliyor ve idamla yargılanması gerekir. Fakat insanlar haklarını söylemeye korkuyorlar. Haklarımızı savunma konusunda da korkmamamız gerekiyor.
BUSH'A FIRLATILAN AYAKKABI İKİNCİ ELDİ
- Ayakkabının akıbeti ne oldu?
- Ayakkabıyı kısım kısım bölüp parçaladılar, içinde bir şeyler var düşüncesiyle günlerce incelediler. Bir de bunu ilk defa size söylüyorum, o ayakkabının Türkiye'den sırf Bush'a atılmak için gönderildiğine dair bir iddia var. Amerikalılar ayakkabının Türkiye tarafından Zeydi'ye gönderildiğini öne sürüyorlar. Bu ayakkabının yapıldığı yer Türkiye, ancak alındığı yer ise Mısır'dır. Zeydi ikinci el olarak bunu alıyor. Çünkü Zeydi çok fakir bir insan ve ancak kullanılmış bir ayakkabı alabilmiş. İnşallah bir gün Bush'u öldürecek olan o mübarek ayakkabı Türkiye'nin elinden çıkar. Çünkü onlar Türkiye'yi böyle bir şeyle itham ediyor. Türkiye gerçekten çok muhteşem bir duruş sergiliyor. Türkiye Amerika'ya karşı Arap dünyasının yanında yer alıyor. Biz her şeyden önce Türkiye halkını kendi halkımız gibi görüyoruz. Ancak hükümetiniz dünyadaki hükümetler arasında en dik duranıdır. Biz Türk hükümetinin ve özellikle Erdoğan'ın dik duruşuna çok önem veriyoruz. Türkiye halkına gelince; biz onlarla zaten biriz, aynı dinin mensupları ve kardeşleriz.
AMERİKA'DA EYLEM YAPMAK HUKUKİ BİR HAKTIR
- İşgal edilmiş topraklarda direnişin hukuki bir hak olduğunu söylediniz ve uluslararası platformda bunun mücadelesini verdiğinizi söylediniz... Bunun hukuki alt yapısı nedir?
- Cenevre Sözleşmesi'nin 51. maddesine göre işgal altındaki bütün halklar için silahlı direniş bir hukuki haktır. Bu madde, toprakları işgal edilmiş insanlara vatanlarını silahlı direnişle müdafaa hakkı veriyor. Filistinlilerin İsrail'de, Golan'da, Filistin'in içinde İsraillileri öldürmeleri kanuni bir haktır. Hizbullah'ın da Güney Lübnan'da işgal edilmiş topraklarda İsrail'e karşı silah kullanması ve onları öldürmeleri resmi bir haktır. Hatta Iraklı direnişçilerin Amerika'nın içinde eylem yapmaları da hukuki bir haktır.
TERÖRİST YIKAR, DİRENİŞÇİ İSE VATANINI KORUR
- Bu durumda terör ile direnişi nasıl ayırıyorsunuz? Direniş hukuki bir hak, ancak bu ikisi arasındaki ince çizgiyi nasıl ayırıyorsunuz?
- Evet, bu çok önemli bir soru. Terörist, birileri tarafından maddi olarak desteklenir ve ona sadece bir yerin zarar görmesi için eylem yaptırılır. Amaçları zarar vermek ve yıkmaktır. Terörizmin amacı sadece yıkmaktır. Terörizm Amerikan yapımı bir şeydir. Ancak direniş ise özgürlük hakkını savunmaktır ve bu hukuki ve şeri bir haktır.
TERÖRÜ BESLEYEN AMERİKA'DIR
Irak'ta şu anda gerçekten teröristler var, bir de direnişçiler var. Sokaklarda, çarşılarda ve mescitlerde, kiliselerde patlamalar yapanlar teröristlerdir. Bu teröristlere Amerika silah ve mal desteğinde bulunuyor. Amerika iki sebepten dolayı bu terörü besliyor. Birincisi orada etnik fitne çıkartmak, Araplar ile Kürtler arasında, Kürtler ile Türkmenler arasında fitne çıkarmak. İkincisi ise mezhepler arası fitne çıkartmak. Mesela Şiiler ile Sünniler arasında bir fitne çıkartmaya çalışıyor. İşte bu terörizmdir.
DİRENİŞ ABD'NİN BİRÇOK PROJESİNİ ENGELLEDİ
- Peki direnişçiler kimdir?
- Direnişçi evlerini, kadınlarını, topraklarını işgale karşı savunandır. Irak'ta Amerikalılara ve İngilizlere saldıranlar direnişçilerdir. Gerçek anlamda direnişçiler bunlardır. Onlar işgalcileri yurtlarından kovmak için mücadele eder. Bakın Irak'ta yıllarca Şii-Sünni kardeşçe yaşadılar. Irak bir İslam ülkesi ve oradaki Hıristiyanlar barış içinde yaşıyorlardı. Ancak Amerika'nın terörist eylemleri sonucu onlar da orada barınamaz hale geldi. Şimdi onlar da bir bir kaçmaya başlıyor. Kiliseleri bombalanıyor. Amerika bölerek ve yok ederek yeni bir bölge oluşturmaya çalışıyor. Bence Irak'taki direniş büyük bir başarı elde etti. Çünkü Amerika'nın birçok projesini sekteye uğrattı ve engelledi. Irak'taki direnişçilerin en büyük problemi ise yapılan eylemlerin, operasyonların dış basına yansımamasıdır.
İŞGAL VARSA, DİRENİŞ HAKTIR
- Direnişin meşru olduğuna yönelik uluslararası platformda yaptığınız çalışmalar nasıl bir tepkiyle karşılaşıyor?
- Katıldığım toplantılarda büyük destek görüyorum. Çünkü direnişçiler topraklarını, sularını, evlerini savunuyorlar. Fakat bunu insanlara kabul ettirmemiz lazım. Uluslararası hukukta direnişin meşru olduğu yazılı. Ancak kabul görmüyor. Bu haklarının olduğunu ve yazılı hukuk kurallarında yer aldığını insanlara anlatmamız lazım. Biz avukatlar, siz de gazeteciler olarak direnişçilerin hakkını savunmamız ve insanlara anlatmamız lazım. Bugün Afganistan, Filistin, Çeçenistan'da da direniş haktır ve meşrudur. Dünyanın neresinde olursa olsun eğer işgal varsa, direniş de meşrudur.
KEMAL GÜMÜŞ - VAKİT