Esed’in güvencesi ve Af Örgütü’nün raporu

Hakan Albayrak

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriyeli mültecilerin güven içinde ülkelerine geri dönmelerini ve orada huzur içinde yaşamalarını sağlamak için Beşşar Esed’le anlaşmanın -yani Esed’den ‘Geri dönenlere fenalık etmeyeceğiz’ diye söz almanın- yeterli olacağını var sayıyor.

İyi ama Esed zaten ‘Gelenler hoş gelip sefa getirir’ minvalinde açıklamalar yapıp durmuyor mu?

Ve buna rağmen korkunç haberler gelmiyor mu Suriye’ye geri dönen mülteciler hakkında?

Uluslararası Af Örgütü, o haberler üzerine yaptığı araştırmalarda elde ettiği bulguları “ECELİNE GİDİYORSUN” başlığı altında raporladı.

2017 ortası ile 2021 baharı arasında Lübnan, Ürdün, Türkiye, Fransa, Almanya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden Suriye’ye geri dönen mültecilerle ilgili raporda, 13’ü çocuk 66 kişinin maruz kaldığı korkunç insan hakları ihlallerine odaklanılıyor.

Geri dönenler, onların yakınları ve arkadaşları, ayrıca avukatlar, insani yardım görevlileri ve Suriye uzmanları ile yapılan görüşmelere dayanan rapora göre söz konusu 66 kişiden 5’inin gözaltında öldüğü belgelendi, 17’si kayıp.

Sağ ve ‘mevcut’ olanların anlattıkları tüyler ürpertici.

Meselâ, mülteci olarak bulunduğu Lübnan’dan beş yaşındaki kızıyla beraber Suriye’ye dönen Nur*, sınırda bir görevli tarafından alıkonulduklarını, “Neden Suriye’den gittin? Çünkü Beşşar Esed’i ve Suriye’yi sevmiyorsun değil mi? Sen bir teröristsin. Suriye istediğin zaman terk edip istediğin zaman geri geleceğin bir otel değil” diyen memurun onu ve kızını sorgu odasına götürüp orada ikisine de tecavüz ettiğini anlattı.

Genç yaştaki oğlu ve üç yaşındaki kızıyla beraber Lübnan’dan Suriye’ye dönen Yasmin* de sınırda alıkonulduklarını, yabancı bir ülke için casusluk yapmakla suçlandığını ve bir istihbarat görevlisinin tecavüzüne uğradığını, başka istihbarat görevlilerinin de oğluna bir cisimle tecavüz ettiklerini, kendisine tecavüz eden istihbaratçının “Bu sana ‘ülkene hoş geldin’ karşılaması. Bir daha Suriye’den çıkıp geri gelirsen daha fena karşılarız. Seni ve oğlunu aşağılamak istedik. Bu aşağılamayı ömrün boyunca unutmayacaksın” dediğini anlattı.

***

Rapordan birkaç kesit daha:

-Yasin* Lübnan sınırını geçtikten hemen sonra bir kontrol noktasında gözaltına alındı ve dört ay cezaevinde tutuldu. Cezaevinde yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “O odada ne kadar süreyi işkence altında geçirdiğimi bilmiyorum. […] Bazen [bir görevli] bana vururken kaç kez vurduğunu sayardım. Bazen 50-60 kez olurdu ve bayılırdım. Bir seferinde 100’e ulaşmıştı.”

-Üç buçuk ay boyunca dört farklı istihbarat şubesinde gözaltında tutulan İsmail*, “Kaşlarımın arasından elektrik verdiler. Tüm beynim sarsılıyordu. […] Ölmek istiyordum. Gündüz mü gece mi olduğunun farkında değildim. Artık sorguya gitmek için bile ayaklarımın üzerinde duramıyordum. Beni oraya götürüp geri getirmek için taşımaları gerekiyordu.”

-Erkek kardeşiyle birlikte 2019’da Lübnan’dan geri dönen Ola* güvenlik güçlerinin kardeşini sınır geçiş noktasında gözaltına aldığını belirtti. Rejim güçleri sonraki haftalarda Ola’nın da evine giderek neden Suriye’den gittiği ve geri geldiğine ilişkin sorular sordu. Ola, “Lübnan’a gittiğimiz için bizi terörist gibi görüyorlar” dedi. Beş ay sonra, yetkililer, Ola’nın ailesine kardeşinin gözaltına öldüğünü bildirdi.

-İbrahim* Uluslararası Af Örgütü’ne eşi, 2, 4 ve 8 yaşlarındaki üç çocuğu ve kuzeninin 2019’da Fransa’dan dönüşlerinde gözaltına alındığını aktardı. Raporun yazıldığı sırada aile, iki yıl sekiz aydır zorla kaybedilmiş durumdaydı.

***

Raporun sonuç bölümünde, Suriye’nin hiçbir bölgesinin geri dönüş için güvenli olmadığı vurgulanıyor.

Uluslararası Af Örgütü Mülteci ve Göçmen Hakları Araştırmacısı Marie Forestier diyor ki:

“Esed hükümeti Suriye’yi toparlanma sürecinde bir ülke gibi göstermeye çalışıyor. Gerçekte ise Suriye yetkilileri hâlâ milyonlarca kişinin güvenlik arayışıyla yurt dışına çıkmasına neden olan yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerini sürdürüyor… Suriyeli mültecilere sığınma sağlayan ülkeler buna devam etmeli ve Suriye hükümetinin gaddarlıklarına karşı onlara devamlı koruma sağlamalıdır.”

Nokta.

(*Kişilerin isimleri değiştirilmiştir)