“Eşi türbanlılar 3-2 öndeymiş”

Başörtülü olmak, “dokuz kusurlu hareket”ten biri midir?Diğer “sekizi” nedir?...

Fikri Akyüz/Yeni Şafak

Bu rezil manşeti kim attırdı?

Baştan önce şunu yazayım ki "derdim" daha iyi anlaşılsın; o da şudur: Dünyada gazete tirajları düşük olup da kalkınmış olan tek bir ülke yoktur.

Keza, dünyada gazete tirajları çok yüksek olup da kalkınmamış tek ülke yoktur.

Ama bu tespit sadece "dünya geneli" için doğru bir tespittir; bu tespitin Türkiye ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.

Çünkü Türkiye'deki bazı gazeteciler başka gezegenlerde yaşamaktadır!

Başka gezegenlerde yaşamaları bir yana dünyadan da haberleri yoktur.

Türkiye'de ise, bazı gazetelerin tirajı ne kadar yükselirse Türkiye'nin kalkınması o denli zorlaşmış olacaktır.

Çünkü bazı gazeteler hakikaten ipin ucunu iyice kaçırmaya başlamıştır.

Aslında hem "ipin ucunu kaçırıp" hem de "İpin ucu bendedir, oyy ammann.." türküsünü höykürmek öyle her babayiğidin mahareti değildir!

Ergenekon operasyonuna ses çıkarmamanın mazeretini, bu operasyonun McCarthyizm olduğunu söylemekle geçiştiren gazetelerin, elbette medyadaki McCarthyizm metotlarını görmezden gelmesi kaçınılmaz olacaktır. İşte daha dün Akşam gazetesi, sıkılmadan bir habere imza attı. Bakınız Akşam ne yaptı? Bir fotoğraf yayımlayarak fotoğrafın altına "Eşi türbanlılar 3-2 öne geçti" diye yazdı.

Fotoğraftaki kişiler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın üst yönetim kadrosunu oluşturan isimler..

Bu arada eklemek lazım: Bu bankanın resmi isminin "Türkiye Cumhuriyeti.." olarak değil "Türkiye Cumhuriyet.." olarak başladığını biliyorsunuz..

Neden öyle olduğunu adı Hıncal, soyadı Abi olan bir büyüğümüz şöyle yazmıştı:

"Niye Cumhuriyeti değil de Cumhuriyet yazıyor? Çünkü Merkez Bankası Cumhuriyetimizin simgelerinden biridir.."

Tabii hemen soracaksınız: "Peki Ziraat Bankası'nın isminin başında niye 'Türkiye Cumhuriyet' değil de 'Türkiye Cumhuriyeti' yazıyor?"

Cevap açık: Ziraat Bankası Cumhuriyet'in eseri değil de ondan(!)

Çünkü Ziraat Bankası'nın kuruluşu 1867 olduğuna göre bu banka demek ki Osmanlı'nın kurduğu bir banka.. Bu sefer diyeceksiniz ki: "Ama İş Bankası da Cumhuriyet'in eseridir; üstelik kurucusu Atatürk'tür.. Niye bu bankanın isminin başında 'Cumhuriyeti..' yazıyor?"

Bunun cevabı da kafası kırklı yıllara "paslı çivi gibi saplanıp kalmış" olanlar tarafından herhalde şöyle verilecektir:

"Ama bu banka Cumhuriyet'in simgesi olamaz; çünkü ilk genel müdürü, 1950'de karşı devrim yaparak memlekete irtica getiren Celal Bayar.."!

(Öyle ya.. Bu banka Cumhuriyet'in simgesi olmasa, Deniz Baykal, CHP eski genel sekreteri Adnan Keskin'i bu bankaya yönetim kurulu üyesi olarak atar mıydı?!)

Özür diliyorum, konuyu dağıttım.. Akşam gazetesinin "Eşi türbanlılar 3-2 öne geçti" şeklindeki manşetinden bahsediyorduk, değil mi?

Evet bu manşetle ne denilmek isteniyor; daha doğrusu, bu manşetle ne yapılmak isteniyor?

Böyle bir manşet atma hakkını size kim veriyor? Ya da bu hakkı size veren kişi bu hakkı nereden alıyor?

Ve bu hak ucuza mı satılıyor? Ucuza satıldığı için mi böylesine hovardaca harcanıyor?

Sizin, bikinili mankenlere peçe taktırıp defile yaptırarak "has dindar işadamı" olduğu vehmine kapılan tesettür tacirinden ne farkınız vardır?

"Eşi türbanlılar 3-2 öndeymiş"..

Önde olan kim arkada olan kim? Merkez Bankası'nın toplantı salonu, stadyum mudur? Peki basın toplantısında ofsayt var mıydı? Ya da frikik?

Bu isimlere, "frikik" veren bir kadın başkan yardımcısı dahil edilse skor tabelasına pardon manşetinize "3-3" mü yazacaksınız?

Başörtülü olmak, "dokuz kusurlu hareket"ten biri midir?

Diğer "sekizi" nedir? İçki içmemek ve yeni atanan başkan yardımcısının TED Koleji'ni ve Boğaziçi Üniversitesi'ni birincilikle bitirmesi diğer kusurlu hareketlerden midir? Önceki hükümetler döneminde bankanın yönetim kadrosu "5-0" değil miydi? 5-0 olunca "Ya ya şa şa.." diye manşet niye atmadınız?

İki ay öncesine kadar başörtülü olan bir yazara köşe tahsis ettiğinizde ben kalkıp Akşam'a izafeten "Türbansızlar 6-1 önde" diye yazsam şık mı olurdu?

Sarı basın kartı taşımak, başörtülülere kırmızı kart göstermenin yüz kızartıcılığını engelleyen bir unsur mudur?

"Hükümet üyelerinin dörtte üçünün eşleri başörtülü.." diye manşet atan medyanın işi milleti "fişleyip" millet iradesinin "fişini çekmek" midir?

İşte böyle olduğu içindir ki, birileri 40 milyon seçmene değil "eşi başörtüsüzlerin "10-1"(!) önde olduğu Anayasa Mahkemesi üyelerine bel bağlamaktadır.

Ve o yüzden "makaram sarı bağlamaktadır" ve o yüzden "Asiyem karalar bağlamaktadır"!

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak