Beşir Atalay, 17-18-19 aralıkta Erbil'de ABD ve Irak ile yapılacak üçlü toplantının ardından Mahmur Kampı'nın boşaltılması için adım atılacağını söyledi. Atalay "Kampta 11 bin kişi var. Bir kısmı Kuzey Irak'ta kalmak istiyor. Tahminim yüzde 50'nin üzerinde bir kısmı gelir. İran ve Suriye de işbirliğine hazır" dedi.
İçişleri Bakanı Atalay Kürt açılımı çerçevesinde Mahmur üzerine yoğunlaşacaklarını, gelenlerin de beklemesi için bir kabul yeri yapılacağını söyledi. Moskova'da 'Birinci Global Karayolları Güvenliği Bakanlar Konferansı'na katılan Atalay, gazetecilerin Kürt açılımına ilişkin sorularını yanıtladı.
Açılımla ilgili çalışmalarına devam eden hükümetin, "ayrımcılıkla mücadele, insan hakları ve yol denetimlerinin azaltılması" gibi yeni oluşumun tasarıları üzerinde çalıştığı ve bunları en kısa zamanda TBMM'ye göndereceği öğrenilirken, "Bağımsız Kolluk Şikâyet Mekanizması" ile "Seçim çalışmalarında vatandaşların kullandıkları farklı dil ve lehçelerin serbest bırakılması" çalışmalarının da aynı zamanda Meclis gündemine gelmesi bekleniyor.
Hükümet dışarıdaki ilk adımı ise Mahmur Kampı'nın boşaltılması konusunda atacak. Türkiye, Irak ve ABD'den oluşan üçlü mekanizmanın 17-18-19 aralıkta Erbil'de görüşme yapacağını kaydeden Bakan Atalay, bunun ardından Mahmur'dan gelişlerin başlayacağını belirtti. Atalay'a göre yaklaşık 11 bin kişinin bulunduğu Mahmur'un yarıdan fazlası Türkiye'ye dönecek. İran ve Suriye'nin de, Mahmur'da bulunan İran ve Suriye uyruklu kişiler için işbirliğine hazır olduğu öğrenildi.
Gelenler için kabul yeri
Habur sınır kapısı civarında Mahmur'dan gelenler için prefabrik sınır kapısı oluşturacaklarını da ifade eden Atalay, "Kapıda çok kuyruk oluyor. Sınırı yoğunlaştırmak istemiyoruz. Mahmur'da yaklaşık 11 bin kişi var. Ne kadarının geleceği henüz net değil. Irak tarafı kampla ilgili çalışmalar yapıyor. Türkiye'ye gitmek isterler mi, ne kadarı gitmek ister? Yaş dağılımı, cinsiyeti, okul durumları gibi konuların yer aldığı bir popülasyon çalışması da yapılıyor. Ankara'da yapılan son üçlü mekanizma toplantısında ek bilgiler de istedik. Irak tarafı çalışıyor. Yapacağımız toplantıya bu bilgiler de gelecek. Bir kısmı Kuzey Irak'ta kalmak istiyor. Benim tahminim yüzde 50'nin üzerinde bir kısmı gelir" diye konuştu. Atalay, geleceklerin uzun vadedeki yaşamlarının organizasyonuyla ilgili olarak da "Bunların köyleri var, evleri var, yerleri var. Buraları terk edip gitmişler. Nereden gittikleri belli, şehirleri belli. Oraya yerleşecekler. Aileleri, akrabaları var" dedi.
İl ismi değiştirilmesini onaylamıyorum
Öte yandan Tunceli'nin isminin 'Dersim' olarak değiştirilmesi konusunu da değerlendiren Atalay şunları söyledi: "Bizim mevzuatımızda köy isimlerinin değiştirilmesi, İçişleri Bakanlığı'nın onayı ile olur. Yalnız onun öncesinde yapılması gerekenler var. Köyde referandum yapılır. Nüfusun çoğunluğu 'değiştirilsin' diyorsa... Bu illa farklı bir dil veya lehçe olarak değil, Türkçe'den Türkçe'ye de değiştirenler oluyor. Bunlar ilçeye gelir, sonra ile gelir. İlde bunları değerlendiren bir kurul vardır, sonra vali bütün o alt değerlendirmeleri İçişleri Bakanlığı'na yazar. Köy isimlerinin değiştirilmesi böyle olur. Ama ilçe, il isimleri ancak yasayla ve Meclis tarafından değiştirilir. Yer ismi değiştirilmesi, ilçe ve vilayetlerde meclis kararıyla olur, kanunla olur. Ben doğrusu il ismi değiştirilmesini hiç onaylamıyorum."