Evrensel sorumluluk bilincimiz

Abdullah Büyük

Efendimizin bizlere talim ettirdiği evrensel sorumluluk bilincimizin iki boyutu vardır;

Birincisi: Ümmet olarak birbirimize karşı sorumluluklarımız; Kur’an müminleri kardeş ilan ederek, Efendimiz ise ümmetin tamamını bir vücudun organlarına benzeterek ümmet içi sorumluluklarımızın temelini atmışlardır.

İkincisi: İnsanlığa karşı sorumluluklarımız: Yine Kur’an, iyi ve güzel olan her şeyi bütün insanlığa tavsiye etmemizi, kötü ve çirkin olan her şeyden de insanlığı sakındırmamızı bizlere emrederek insanlığa karşı sorumluluklarımızın dairesini çizmiştir. 

Bugün her müminin yerine getirmesi gereken evrensel sorumlulukları vardır. Hiç birimizin bu sorumlulukları üzerinden atma lüksü de yoktur. Rabbimiz bu sorumluluklarımızı yerine getirebileceğimiz bütün imkânları bizlere lütfetti. Artık dünyanın her bir köşesinden haber alabiliyor ve oralara ulaşabiliyoruz. “Bilmiyordum, gidemezdim” gibi bahanelerimiz olamaz. 

Her birimiz Afrika kıtasındaki Sudan’da ve Somali’de yaşanmakta olan kıtlıktan ve yoksulluktan haberdarız. Buralarda yaşamakta olan din ve insan kardeşlerimize karşı duyarsız kalamayız. Son yıllarda ülkemiz Müslümanlarının ümmetin sorunlarına karşı duyarlılığına Rabbimiz şahittir.

Önemine binaen şunu da hatırlatmayı uygun görüyorum:

 Yüce Allah, Fussilet Suresi’nin 33. Ayetinde şöyle buyurur: “İnsanları, Allah’a kul olmaya çağıran, güzel ve yararlı işler yapar ve ‘Ben, tam bir teslimiyetle Allah’ın hükümlerine boyun eğer Müslüman’ım’ diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?”

1. Yukarıdaki ayete cidden iman etmiş ve üç güzel özelliğe kavuşmuş bir insan, Kur’an’ın şahitliğini ve yol göstericiliğini peşinen kabul etmiş demektir.

2. Şahsi kanaatini, Kur’an ölçüleriyle katiyen kıyaslayamaz.

3. Bu inanca ve bu özelliklere sahip olan insan, Kur’an merkezli bir hayatın içine girmiş demektir.

4. Aynı zamanda bu insan, Kur’an’ın hüküm ve ölçülerine tabi olmakta ve hükümleri yaşamakta zorlanmaz.

5. Bu ayetin sunduğu mesaj, Müslüman insanın üst kimliğini ortaya koymuş ve bu kimliğin üstünde bir başka kimliğin olamayacağını açıklamıştır.

6. İlk adımı Fussilet Suresi’nin 33. ayeti olanların, ana hedefi âlemleri kucaklamak olur.

Yukarıda altı madde halinde tespit ettiğimiz gerçeklere ve bu gerçeklere sahip olan insanlara baktığımızda, ülke Müslümanları olarak hayli mesafe alındığına inanıyorum. Bu seneki kurban ibadetimiz ile irtibatımız ve sınır ötesi diyarlardaki kardeşlerimize el atmak için yarış halinde olmamız, bunun en açık bir delilidir.

Allah’a kul olma konusunu dört duvar arasından çıkarıp, yeryüzünün tamamından hesaba çekileceğine inanan temiz yürekli Müslümanlar, kınayanların kınamasına aldırış etmeksizin, şahsiyetli hizmet adımlarını atarak, hedeflerine yürümekteler. Böyle şerefli ve şahsiyetli hizmet kervanına hizmet etmek, mesaj vermek, dua etmek, birlikte olmak, bizler için ayrı bir şereftir.

Bir zamanlar, kestiğimiz kurbanlık hayvanların sadece derileri ile alakalı sıkıntı, problemler yaşarken, bugün dünyanın her tarafına Müslüman insanın eli uzanmaktadır. Bir zamanların kof ve iğrenç sözü olan “Kâbe Arabın olsun, Çankaya bize yeter” mantığı, tarihin çöp tenekesine atıldı.

Bununla birlikte bir başka konu gündemimize girdi. Müslüman insan, Rabbinin emirlerini tekrarlaya tekrarlaya ömrünü geçirirken, şimdi ise emirleri yerine getirip, Rabbine tekmil vermeye başladı. Hangi sahaya indiyse, hangi alana et attıysa, genelde hep başarılı oldu. Siyasi sahaya girdi, başarılı oldu. İktisadi sahaya girdi, ekonominin gidişatı değişti. Eğitim sahasına el attı, hizmetler evlerimizin köşesine kadar yayıldı.

Ülke için, millet için onur belgesi, şeref belgesi olan hizmet kervanının yürüyüşünü engellemek isteyen, hasedinden çatlamak isteyen, tüm beceriksizliği ile birlikte tarihin çöp sepetine atılmaktan başka yapacağı bir şeyi kalmamıştır.

Ramazan Bayramı’nı şekere, Kurban Bayramı’nı ete dönüştürmek isteyen geleneksel yapı, yerini, hedefli, maksatlı, gayeli bayramlara terk etmiştir. Sadece bayramlarımız değil, her şey aslına rücu edecektir. Güneşi balçıkla sıvamak ne kadar zor ise, ülke için, millet için ve tüm insanlık için hayır dolu, bereket dolu yürüyüş kervanını durdurmak da o nispette zordur.

Evrensel sorumluluklarının bilincinde olup, bunları yerine getirmek için çaba sarf eden bütün kardeşlerime teşekkür ediyor, başta ülke Müslümanları olmak üzere ümmetin bütün fertlerinin Kurban Bayramlarını tebrik ediyorum.

yeniakit