Kadınların nasıl örtünecekleri konusu, günümüz toplumunun en önemli meselesi haline gelmiştir. Halbuki Rabbimiz, kadınları yaratmış ve onların nasıl örtüneceklerini de açık olarak Kur`an-ı Kerim`de belirtmistir. Kadınların örtünmesi, içkinin yasaklanması gibi aşama halinde olmuş ve üçüncü aşamada kadınların tamamen cilbab ile baştan aşağı örtünmeleri emredilmiştir. Cenab-ı Hak bu konuda kesin ve açık olan Ahzâb Suresi 59. ayetini göndermiş ve başta peygamberimiz sav´in hanımı ve kızları olmak üzere, bütün mü`minlerin hanımları ve kızları, hiç itirazsız cilbab ile baştan aşağı örtünmüşlerdir. Ve bu tesettür şekli böylece tatbik edilerek 1400 sene devam etmiş ve günümüze kadar da bu şekliyle gelmiştir.
Ne olmuşsa olmuş, içinde yaşadığımız asırda, Ümmet-i Muhammed´in 1400 senedir korku ile bekledigi ahirzaman fitnesi kopmuş ve kadınlar tesettürden çıkarılmış ve açık saçık gezmeye başlamışlardır. Kadınlara, Allah`in vermediği haklar verilmiş, kadınlar yuvalarından çıkarılmış ve toplum da baştan çıkmıştır.
Cenab-ı Hak, Kur`an-ı Kerim`de şöyle buyurmuştur: Yâ Muhammed! Hanımlarına ve kızlarına ve mü´minlerin hanımlarına söyle ki, sokağa çıktıklarında cilbablarını üzerlerine örtsünler. Ahzap Suresi 59
Bu ayet nazil olduktan sonra, bütün mü`minlerin hanımları, cilbab denen ve bütün müfessirler tarafından "çarşaf" ile tefsir edilen kıyafete bürünmüşler ve bu tarz tartışmasız olarak günümüze kadar tatbik edilerek gelmiştir. Son asırda söz sahibi olan Bediüzzaman Hz.leri de bu ayeti `çarşaf` olarak tefsir etmiş ve "kadının siperi ve kal`ası çarşafıdır" diyerek son noktayı koymuştur. Ayeti bu şekilde tefsir ederken 350 bin müfessirin de bu ayeti aynı mânâ ile tefsir ettiklerini söylemiştir.
Asrımızda ise, kılık kıyâfet ınkılabı yapılmış, kadınlar çarşaftan çıkarılarak manto ve eşarp giydirilmiştir. Bu, herkesin bildiği ve çokların yaşayarak gördüğü tarihi bir vakıadır.
Demek, dinimizde tesettürün şekli ayet ile sabit olduğu ve 1400 senedir tatbik edilen sekliyle çarşaftır, ve 350 bin müfessir ve son asrın imamı Bediüzzaman Hz.leri de böyle demişlerdir.. Öyleyse, bizim inancımız tesettürün dinimizde çarşaf ile olduğu seklinde olmalıdır. Bunun dışında bir itikad taşımak tehlikelidir. Açık ayete muhalefet anlamı taşır.
Tesettürün bu şekilde olduğunu kabul ettikten sonra, eğer hanımlarımızı ve kızlarımızı çarşaf ile tesettüre sokamıyorsak, o zaman bu yaptığımızın yanlış olduğunu kabul etmeli ve Rabbimizden affımızı istirhâm etmeliyiz.
1400 senedir islami tesettür olarak ümmet-i muhammed`in tatbik ettiği çarşafa karşı çıkarak, ona itiraz ederek kendimizi tehlikeye atmamalıyız.