Peki, bize bir şey yok mu? Bizim eşlerimize söyleyeceğimiz bir şey yok mudur? Anlamışsınızdır, Ahzab Sûresindeki bazı ayet-i kerimelerden söz ediyorum. Özel olarak Peygamber Aleyhisselam’ın eşlerinden bahseden bu ayetlerin artık orada kaldığını, o zamanla ilgili bilgiler verdiğini ve tarihte kaldığını zanneden görüşler var.
Peki, bize bir şey yok mu? Bizim eşlerimize söyleyeceğimiz bir şey yok mudur?
Anlamışsınızdır, Ahzab Sûresindeki bazı ayet-i kerimelerden söz ediyorum. Özel olarak Peygamber Aleyhisselam’ın eşlerinden bahseden bu ayetlerin artık orada kaldığını, o zamanla ilgili bilgiler verdiğini ve tarihte kaldığını zanneden görüşler var.
Önce bu ayet-i celileleri bir daha hatırlayalım:
“Ey Peygamber! Hanımlarına söyle, “Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız gelin sizi donatayım ve sizi güzelce salıvereyim.
“Eğer Allah’ı, Rasûlünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, bilin ki Allah içinizden iyilik yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”
Ey Peygamberin hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa onun cezası iki kat verilir. Bu Allah’a göre kolaydır.
“Ey Peygamberin hanımları! Siz kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık olan kimse ümide kapılmasın. Güzel ve doğru söz söyleyin.
“Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldıkları gibi siz de açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin. Allah’a ve Rasûlüne itaat edin. Ey Peygamberin ehli beyti (ev halkı)! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
“Siz evlerinizde okunan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti zikredin. Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır.” (Ahzab 28-34)
Öncelikle şunu unutmayalım ki, Allah’ın Rasûlü (s.a.v) peygamberliğinin yanı sıra aynı zamanda toplumun siyasi ve sosyal lideridir. Bu açıdan da o bir kendisine inanan ve ileride gelecek olan bütün liderlere örnektir.
Liderin en çok dikkat etmesi gereken konuların başında eşlerinin, ev halkının yaşama tarzı gelmektedir.
Tarih okuyanlar iyice dikkat ettiklerinde şunu göreceklerdir ki, nice ülkeler dışarıdaki düşmanları tarafından değil, liderlerinin eşlerinin, kızlarının ve ev halkının yaşama biçimleri yüzünden yıkılıp gitmişlerdir.
Liderleri lüks ve sefahat bir hayat yaşamaya sevk edenlerin başında da onların eşleri, kızları ve ev halkı gelmektedir.
Ülkelerin halkları bu durumu izlemekte ve fırsatını bulduğu an ayaklanmakta ve o lideri alaşağı etmektedir.
Tarihin bütün dönemlerinde böyle olduğu gibi, çoğumuzun şahid olduğu son zamanlardaki nice saltanatların yıkılıp gitmesi de bu yüzden olmuştur. Yani liderlerin aile hayatındaki lüks ve israf…
İran Şahı Rıza Pehlevi’yi yıkan, eşinin ve çocuklarının azgınca sürdürdükleri hayat tarzıdır. Filipinler, Romanya ve daha nice ülkeler bu hastalıktan bu felaketleri yaşamışlardır.
“Söyle eşlerine! Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorlarsa…” uyarısı, sadece onların bireysel hayatlarında takva sahibi olmalarına yönelik değildir. Kendisinden sonra gelecek Müslüman liderlere, valilere ve bütün yöneticilere yönelik çok ciddi ve hayati bir uyarıdır.
Sadece siyasi liderler değil, iyice dikkat ettiğinizde nice büyük iş adamları, nice büyük şirketler de aynı şekilde eşlerinin azgın bir şekilde dünya hayatı yaşamalarından dolayıdır. Bunu herkes hemen yakın çevresinde görebilir.
En büyüğünden en küçüğüne bütün liderler için durum böyle olduğu gibi, sıradan insanlar için de aynı tehlike söz konusudur. Şu var ki, liderlerin bu yüzden yıkılışları çok net ve ortadadır.
Diğer ayet-i kerimeleri de bu açıdan incelemek zorundayız. O zaman göreceğiz ki, Kur’an-ı Kerim’in bu hükümleri sadece Rasûlullah (s.a.v) Efendimizi ilgilendiren ve tarihin geçmiş sayfalarında kalmamış, bugün bütün Müslümanları ilgilendiren evrensel kurallardır.
Hangimiz iddia edebiliriz, sıradan bir Müslümanın eşlerinin, kızlarının bir terbiyesizlik yapmasıyla, Müslümanların liderlerinin eşlerinin bir terbiyesizlik yapması aynıdır diye?
Müslümanların ister siyasi liderleri olsun, ister yöneticileri olsun ve isterse ağzına bakılan, sözüne bakılan ve İslami açıdan örnek alınan liderlerinin aile hayatları bütün toplum tarafından mercek altındadır ve yakinen izlenmektedir.
Özellikle küfür ve nifak çevreleri bu hususta pusuda değil midir? Bir âlimimizin, bir seydamızın, bir üstadımızın eşlerinin yapacağı bir terbiyesizlik, Allah aşkına sıradan bir cami cemaatinin eşinin yapacağı bir terbiyesizlikle aynı olabilir mi, aynı oluyor mu?
Müslümanlar bugün Ahzab suresini baştan sona bir de bu gözle okumalıdırlar.
Lideriyle ve bütün bireyleriyle aile yaşantılarının kendilerini nereye götürdüklerinin farkına varmalıdırlar. İşlenen günahların da, yapılacak güzelliklerin de sadece kendi bireysel hayatlarını ilgilendirmediğini, ümmetin tamamını etkilediğini görmelidirler ve bu şuurla yaşamalıdırlar.
Mehmet Göktaş / İnzar Dergisi – Aralık 2013 (111. Sayı)