Herhalde dikkatinizi çekmiştir... “Türkiye’de 81 il, 957 İlçe Belediye Başkanı” olmasına rağmen, Paralel Yapı tarafından “Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikâyet” edilen “bir tek ilçe belediye başkanı” vardır, o da Hendek Belediye Başkanı Ali İnci’dir.
Evet, evet;
“957 İlçe Belediye Başkanı”ndan hiçbiri “hedef” alınmamış ama Hendek Belediye Başkanı hedef tahtasına oturtulmuş!..
Acaba niye?..
Bu demek değildir ki;
“Paralel Yapı” ile kıyasıya mücadele eden, sadece Ali İnci’dir!.. Elbette “diğer belediye başkanları” da mücadele etmektedir.
Ama, Ali İnci’nin verdiği mücadele, herhalde “diğerlerinden daha tavizsiz” olmalıdır ki, onu “hedef tahtası”na oturtmuşlar...
Demek oluyor ki;
Ali İnci, Paralelcilerin “nasır”larına tam basmakta, canlarını acıtmakta ve “emellerine taş koymakta”dır!..
Öyle olmasa;
“957 İlçe Belediye Başkanı” arasında, niye “özellikle” Ali İnci’yi hedef alsınlar, niye sadece ondan “şikâyetçi” olsunlar?..
Çünkü Ali İnci, geçenlerde de yazdığım gibi “30 Mart öncesi”nde, onları karşısına alıp, açık açık söylemiş: “Siz bana sopa ile vurursanız, ben size demir çubukla vuracağım!”
Dediğini de yapmış!..
Paralel’in Hendek’teki “yurt”ları ve “şirket”lerindeki “yasadışılık”ları tesbit etmiş... “Ümran Yurdu” gibi kimi tesislerini kapatmış, kimini de cezalandırmış!..
Hani, o yazımda; “Bir ilçe belediye başkanını tam sayfa yazı konusu yaptığım için yadırgamayın” demiştim ya; Ali İnci’yi niye bu kadar “önemsediğim”, şimdi daha iyi anlaşılmış olsa gerek!..
“Diğer belediye başkanları”nı değil de, sadece Ali İnci’yi Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikâyet etmiş olmaları, sorunun cevabıdır!..
ZABITALAR EMRİ DİNLEMEMİŞ!
Söz Ali İnci’den açılmışken, “son bir gelişme”den daha söz edeyim...
“Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş’un yazılı talimatı” üzerine, Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, belediyedeki “zabıta”lara talimat veriyor:
“Gidin, Ümran Yurdu’nu kapatın!”
Çünkü, yasadışı işler yapmışlar...
Zabıtalar gidiyor, “yurt yöneticileri” ile görüşüyor ve “emri tebliğ edip, uygulamak” yerine, “aylar sonraya gün verip, aksaklıkları düzeltin” diyor ve dönüyorlar!..
Şu hâle bakın;
Emir ne, yaptıkları ne?..
Vali Bey emretmiş, Belediye Başkanı “Emri uygulayın” demiş ama, “zabıta”lar, kafalarına göre takılıyor, ipe un seriyor!..
Durumu öğrenen Ali İnci’nin kan beynine sıçrıyor ve “Ümran Yurdu’nun kapısına mühür” vurdurup, önceki gün itibariyle yurdu kapatıyor!..
Ali İnci diyor ki;
“Zabıtalar hakkında da soruşturma başlatacak ve gereğini yapacağım!”
Hani, hep denilir ya;
“Paralelci devlet memurları amirlerinden veya müdürlerinden değil de, Abi’lerinden gelen emri uygularlar... Onlar, amirlerini veya müdürlerinin talimatlarını kaale almazlar!”
İşte bunun “en son ve en canlı örneği” budur!.. Gördünüz ya; bir “devlet memuru” olan Hendek Belediyesi’nin zabıta memurları, “Vali Hüseyin Avni Coş ve Belediye Başkanı Ali İnci’nin talimatı”nı uygulamıyor, herhalde “Abi”leriyle görüşmüş olmalılar ki, onların dediklerini yapıyorlar!..
Al sana “Paralel Devlet!”
Hele söyleyin;
Bunların icabına bakılmayacak ve “görevden atılmayacaklar” da ne olacak?..
Ondan sonra da yaygarayı koparıp, bas bas bağıracaklar:
“Bize soykırım uygulanıyor!”
Ya sizin yaptığınız ne?..
İşinizi yapsanıza be adamlar!.. Sizin amiriniz “Vali” veya “Başkan” mıdır, “Abi”leriniz mi?!?..
BİR KADINLA TUZAK!
Bu vesileyle; Paralel Yapı’nın “Ali İnci’yi faka bastırma” girişimlerinden birini aktarayım... Bundan bir-iki yıl önce, Ali İnci, “Türk Belediyeler Birliği Başkan Yardımcısı” olarak Gagavuzya’daymış...
Birkaç gün önce de oradaydı...
Zaten zaman zaman Azerbaycan’a, Kırgızistan’a ve Gagavuzya’ya gider, oralardaki etkinliklere katılırmış!..
İşte bu ziyaretlerden birinde, kaldığı “otel”den çıkacak, “program”lara katılacakmış!..
“Sabahın 05.00’i”nde odasından çıkmış, kapıyı açmış, bir de bakmış ki; karşısında “genç ve güzel bir kız!”
Sormuş yanındakilere;
“Bu kim?”
Demişler ki;
“Mihmandar!.. Size, program boyunca bu kız rehberlik edecek!”
“Paralel bir tuzak”la karşı karşıya olduğunu anlayan Ali Başkan; “istemem” demiş; “Ben, bu kızla hiçbir programa katılmam!.. Erkek rehber yok muydu ki, bu kızı buldunuz?”
Hemen yeni bir rehber bulmuşlar...
“O an” diyor Ali Başkan;
“Eğer o kararı vermeseydim; kızla yan yana yürürken, ya da birlikte otururken fotoğraflarımı çekecekler, sonra da şantaj unsuru olarak kullanacaklardı... İşin yoksa ayıkla pirincin taşını!.. Ben, böyle bir durumu; bırakın Hendek halkına, eşime bile anlatamazdım!.. Tek kelime ile söyleyeyim, o gün beni Allah korudu!”
Görüyorsunuz ya;
Ali İnci ile hep uğraşmışlar!..
Bir “kız” ayarlayıp “tuzak” kurmak istemişler, 30 Mart öncesinde “afiş”ler bastırtmışlar, “Paralel Medya”da seri haberler yaptırtmışlar, yine de başedemeyince, en sonunda “Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikâyet” etmişler!.. Hem de; “İlçe Belediye Başkanı” olarak, sadece onu!..
KONYA’YA BİR UYARI
Şimdi ben merak ediyorum:
“Paralelcilerin hedefine oturma onuru”nu yaşayan niye, sadece Ali İnci’dir?..
Diğer belediye başkanları ile niye bu kadar uğraşmıyorlar, onları niye hedef almıyorlar?..
Paralelle mücadelede “gevşek” oldukları için mi, “denge hesapları” yapıp, kulaklarının üstüne yattıkları için mi?..
Meselâ ben, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in “Paralel mücadele” konusunda “taviz” vermeyeceğine inananlardan biriyim...
Aynı şekilde Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’nun da, bu mücadelede “gevşek” davranacağını düşünemiyorum!..
Ama, “yanı başlarındaki adamlar”a hiç bakıyorlar mı acaba?.. O adamların; “sabahtan-akşama kadar Tayyip Erdoğan’a sövdüklerini” hiç duymuyorlar mı?.. O adamlardan bazılarının “Cuma Namazı’na bile gitmediklerini” bilmiyorlar mı?..
Konya Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve Meram Belediye Başkanı Fatma Toru’ya hiçbir diyeceğim yok!..
Ama, Ali İnci örneği ortada!..
Sadece Tahir Akyürek ve Fatma Toru değil, “bütün belediye başkanları”na diyorum ki; “Bir gün gelir, Ali İnci gibi; sizler de içeriden saldırılara maruz kalabilir ve emirlerinizi uygulamadıkları için, adamlarınızı görevden alma mecburiyeti hissedebilirsiniz!”
Demem o ki;
“Yol yakınken etrafınıza bir bakın... Onlar Belediye Başkan Yardımcısı da olabilir, danışman da!.. MHP’li de olabilir, BBP’li, CHP’li veya Paralelci de!.. Onları yeniden gözden geçirip, gereğini şimdiden yapın!.. Aksi halde, yarın çok geç olabilir!..
Unutmayın;
Gezi Kalkışması’nda, 17-25 Aralık kirli operasyonunda ve 30 Mart’ta Hükümeti yıkmak isteyen bu adamlar, belediyeleri haydi haydi yıkarlar!..
Öyle ya;
Hırsız içerdeyse, kapıya kilit vurmanın faydası olmaz... Dışarıdan saldırılara tedbir alınır da, içeriden gelecek bir saldırıya çare bulunmaz!”
Ne demek istediğimi,
İnşallah anlatabilmişimdir!..
Zira, bu işin “şaka”ya, ya da “ihmal”e gelir yanı kalmadı!..
F-35’LER TEMİZLENMELİ
Gördünüz işte;
Bir yandan Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gidiyorlar, bir yandan da “habire örgüt icat ediyorlar” ve insanları, “olmadık örgütün üyesi” yapıyorlar!..
O halde?..
Korkmanın, sinmenin, pısmanın ve denge hesapları yapmanın zamanı değil!..
Herkes elini taşın altına koymalı!..
Yoksa?!?..
Bunun “yoksa”sı yok!..
Ali İnci’ye yaptıkları,
“Diğer belediye başkanları ve bürokratlar”a neler yapabileceklerinin delilidir!..
Benden söylemesi!..
Ama, herkes bilsin ki;
“Paralelle mücadele”de kim “gevşek” davranır, kim “savsaklama” yoluna gidecek olursa; onları da “kamuoyuna teşhir” etmekten asla çekinmem!..
Çünkü bu;
“Türkiye’nin mücadelesi”dir!..
Bu “F-35”ler;
“Belediye”lerden de, “bakanlık”lardan da, “bürokrasi”den ve “TSK’dan” da bir an önce temizlenmeli, Türkiye rahat bir nefes almalıdır!..
“F-35’ler” dediğimiz Paralel taife, “çöreklendikleri” makamlarda kalmaya devam ettiği sürece, hiç kimse rahat edemez, her an, “sırtından hançerlenme” korkusuyla yaşamak zorunda kalır!..
Daha ne diyeyim?..
***********************************************************************
Marjinallere değil, Kürt anaların sesine kulak verin!
Her zaman söyledim, yine söylüyorum: İngiltere’deki IRA ve İspanya’daki ETA örgütleri gibi, Türkiye’deki PKK da, “tamamen bitmeyecek” ve örgütün içindeki “uç”lar, eylem yapmaya devam edeceklerdir!.. İngiltere’de ve İspanya’da “IRA ve ETA” bitti ama, “uç” unsurlar, eylemlerini sürdürüyorlar!..
“Çözüm Süreci”ne rağmen, Türkiye’de de, PKK’nın içindeki “marjinal” grupların eylemleri malûm... “Yol kesiyor”lar, “okul yakıyor”lar, “iş makinelerini ateşe veriyor”lar, “Kürt okulu” açmaya çalışıyorlar!..
Bütün bunlar birer “provokasyon”dur ve “Çözüm Süreci’ne ihanet”tir!..
Bu eylemleri, İmralı’nın, Kandil’in ve BDP’li milletvekillerinin tasvip ettiklerini hiç sanmıyorum...
Ama, olacak!.. PKK’nın içindeki “kan ve gözyaşı”ndan beslenen “marjinal” gruplar, eylem yapmaya devam edecekler!..
Hiç kimse, “küçük fotoğraflar”a bakıp da, “büyük fotoğraf”ı gözden kaçırmasın!..
Atalarımız, “Pire için yorgan yakılmaz” demişler ya; biz de “pire”lere bakıp da, “yorgan”ları ateşe vermeyelim!..
Bu “marjinal grup”lar, belli ki “Çözüm Süreci”ne karşılar... Eğer gerçekten “barış ve demokrasi” istiyor olsalardı; “Batı’nın sesi”ne değil, “evlat hasreti ile Ankara’da eylem yapan Kürt anaların sesi”ne kulak verirlerdi!..
Batı, hiç “barış” ister mi?..
yeniakit