“Faiz, Fuhuş Ve Zulüm Paralarınızı Getirmeyin!”

Mehmet GÖKTAŞ

Velid bin Muğire böyle söylüyordu Mekkelilere. Kâbe’nin yıkılıp yeniden yapılmasına karar vermişti Mekkeliler ve Velid bin Muğire buna öncülük ediyordu.

Hangi duvarının hangi aşiretler tarafından yapılacağı konusunda kendi aralarında anlaşmışlardı.

Yemen’e inşaat malzemesi götürürken Cidde sahilinde karaya vuran bir gemi yine Velid bin Muğire’nin girişimiyle Kâbe’nin yapımında kullanılmak üzere satın alınıp Mekke’ye getirilmişti.

Mekkeliler Kâbe’ye kazma vurmaktan korkuyorlardı, yıkıma bir türlü başlayamamışlardı. Bu işi de Velid bin Muğire üstlendi, Allah’a dua etti, niyetlerinin halis olduğunu dile getirdi ve eline kazmasını alarak Kâbe’nin yıpranmış duvarlarını yıkmaya başladı, akşama kadar çalıştı, Mekkeliler merak içinde ve tedirgin bir halde izliyorlardı. Ertesi gün onun başına bir fenalık gelmediğini görünce hep birlikte çalışmaya başladılar.

Velid bin Muğire ısrarla hiç kimsenin buraya asla fuhuş kazancından, faizden ve haksızlıkla elde edilmiş paralarından getirmemelerini, Allah’ın evinin nezih olduğunu ve kutsallığını tekrarlıyordu.

Evet, Velid bin Muğire’yi konuşuyoruz, şu bizim Halid bin Velid’in (Allah ondan razı olsun) babasını konuşuyoruz ve böyle bir adamın nasıl olup da müşriklerin en önde gelenlerinden olduğunu konuşuyoruz.

Ve Prof. Mustafa Öztürk’ün gündeme getirdiği Velid bin Muğire. Bu arada Mustafa Öztürk’le ilgili düşünce ve tespitlerimi sonraya, her şeyin biraz daha netleşmesinden sonraya bırakıyorum.

Biz yine Velid bin Muğire’ye dönelim. Bu adamı iyice tanımadan başta Müddessir ve Kalem sureleri olmak üzere Mekke’yi ve Mekkî sureleri tam anlayamayacağımızı düşünüyorum.

Şu kadarını belirtelim ki; eğer Velid bin Muğire Müslüman olsaydı daha ilk başta Kureyş’in tamamı Müslüman olacaktı. Bu gerçeği müşrikler o gün dile getirmişlerdi.

Fakat o bile bile, inadından ve gururundan reddetti. Halbuki Rasülullah’tan (s.a.v) Kur’an dinlemiş, hayran olmuş ve bunu bazı müşriklere itiraf etmişti. Ne olduysa oldu, devreye Ebu Cehil girdi ve onu vazgeçirdi.

Şimdi isim vermese de Kur’an’ın bu adamdan niçin böyle bahsettiğini hatırlamak için lütfen Müddessir ve Kalem surelerinin baş taraflarını bir daha okuyalım.