Farklı Bir AKP Yorumu Daha

Beyrut Stratejik Araştırma Merkezi Direktöründen AKP yorumu...

Beyrut Stratejik Araştırma Merkezi Direktörü

Türkiye, 22 Temmuz'da yapılan parlamento seçim sonuçlarıyla uyumlu olarak demokrasisinin somutlaşma gücünün ve sivil siyaset sınıfının seçilmemiş güçlerin baskısından kurtulma ehliyetinin boyutunu test etmek için hassas bir dönemden ve çok önemli bir sınavdan geçiyor. Bu düşünceler ve sorgulamalar AK Parti’nin tutumunu ve dolayısıyla cumhurbaşkanı adayını belirlemedeki tereddüdü etrafında birçok işaretin belirmesiyle birlikte yöneltiliyor.

Yapılan parlamento seçimleri asıl itibariyle cumhurbaşkanı çatışması ise seçim sonuçlarının, getirdiği rüzgara uygun olarak şu an çatışmanın pusulasını belirlemesi doğaldır. Geçen ilkbaharda muhalefetin sıkıntısı önceki parlamentonun görevini bitirmek üzere olduğu, yeni cumhurbaşkanını seçmesinin doğru olmayacağı ve bu görevin yeni parlamentoya devredilmesi gerektiğiydi. Asker ve Anayasa Mahkemesi yeni parlamento seçimlerine gitmeye zorladığı vakit olan oldu.

HALK, YETKİYİ SİVİL YÖNETİCİLERE VERDİ
AK Parti’nin ezici zaferi ile birlikte veriler, yüksek oranda sivillerin kendi elleriyle siyasi kararı netleştirmesine imkân vermesi lehine dönüştü. AK Parti’ye destek, 2002’deki yüzde 34’ten 2007’de askerin siyasete müdahalesine karşı benzeri görülmemiş bir depremi andırırcasına yüzde 47’ye yükseldi. Aynı zaman zarfında seçimler askerin partisi CHP’ye güçlü bir darbe vurdu. CHP, Demokratik Sol Parti'yle koalisyon yapmasına rağmen 2002’deki oy oranlarını arttıramadı ve yüzde 20’lik sınırda kaldı. Hatta parti içindeki önemli sesler istifalara çağırmaya başladı.

SEÇİMLERİN İKİ MAĞLUBU
Parlamento seçimlerinin iki temel mağlubu, muhtıracılar ve CHP’dir. Bununla birlikte hiçbir şey olmamış, ülke erken seçime gitmemiş ve insanlar muhtıracılara ‘hayır’ dememiş gibi davranıyorlar. Türk Genelkurmay Başkanı, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumunu koruduğunu ve eşi başörtülü bir cumhurbaşkanının cumhuriyet sarayına girmemesini ifade ederek çıkıyor karşımıza.

BAYKAL DEMOKRATİK HAVAYI ZEHİRLEDİ
Sonuçların ortaya çıkışından bir hafta sonraki bu açıklama, seçimler sonrası yayılan demokratik havayı zehirledi. Askerin partisi CHP’nin lideri Deniz Baykal, AKP’nin uzlaşmacı bir aday sunması gerektiğini, aksi takdirde ülkenin iç savaşa gideceğini ifade ederek demokrasiye yeni bir tokat atmak ve halkın iradesini duvara vurmak için çıka geldi.

BU SEÇİMLER NİÇİN YAPILIYOR?
İşte görüldüğü üzere insanların iradesi iç mücadeleye böyle dönüşüyor. Peki halkın seçim kanalıyla iradesine saygı duyulmuyorsa, bu seçimler niçin yapılıyor?
Türkiye demokratik pratik için tarihsel sorunuyla yüzleşiyor ve 1960 yılından bu yana demokrasinin karşılaştığı sarsıntılar esnasında rejimin gelişiminin dizginlenmesi ve yeni rejimin demokratik değerleri, özgürlükleri ve insan haklarını derinleştirmemesi içindi.
Demokratik güçler ve özellikle de AK Parti bir sınavdan geçiyor ve bu sınav seçilmemiş güçlerin baskısından kurtulmak için çok önemli. Türk seçmenin AK Parti’ye verdiği ezici halk yetkilendirmesi, partinin davranışlarının ve hareketlerinin cesurca olmasını gerektiriyor. Cesaret, dünyadaki Müslüman toplumlarımızın ihtiyaç duyduğu gerçek demokrasiye ilelebet katılması bağlamında Türkiye için bir fırsattır.

ERDOĞAN, HALK EĞİLİMİNİ İYİ OKUMALI
Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları bu halk eğilimini iyi değerlendirmez iseler gelecekte bu eğilim bir daha elde edilemez.
AK Parti’nin önünde halkın iradesinin sahibi olmaya ehillik boyutunu test etmek için iki durak duruyor. İlki cumhurbaşkanlığı seçimleri. Abdullah Gül geçen ilkbaharda adaydı ve başarısız oldu.
Bugün ismi güçlü şekilde yeniden sunuluyor. Yine başarısız kalırsa, hem kendisi hem parti için bir sıkıntı olacak. Erdoğan’ın kendisi cumhurbaşkanlığına adaydı ancak geri adım attı ve aday olmadı.
Bütün bunlar siyasi azınlık olan CHP ve askeri güç olan ordunun baskısı altında yaşandı.
İkinci durak ise modern anayasayı belirlemeye çalışmak. Bu da kendisi için bir başka olay olacak. AK Parti neyi seçecek? Halk iradesinin sesi olacak mı?
Katar’da yayımlanan Eş Şark gazetesi, 5 Ağustos 2007,
Arapçadan çeviri: Halil Çelik
Dr. MUHAMMED NUREDDİN

Vakit

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine