‘Faşizm, ırk veya inanç ayrımcılığı’ bu değilse, nedir?

Selâhaddin Çakırgil

TC Dışişleri Bakanı Mevlud  Çavuşoğlu’nun ve diğer Bakan’ların Almanya’daki 1,5 milyona yakın seçmen Türkiye vatandaşlarından Anayasa Referandumu’na  ‘Evet!’  desteği  istemek için yapacakları toplantılara Almanya  Hükûmeti’nce  -ama , belediyelerce- sınırlamalar getirilmesinden sonra,  Çavuşoğlu bundan sonraki toplantısını Hollanda’nın Rotterdam şehrinde yapacağını açıklayınca.. Önce, -tıpkı, Almanya Hükûmeti’nin Belediyeler aracılığıyla yaptırdığı taktik orada da devreye sokuldu ve- Rotterdam’ın -en azından ismiyle hangi dünyaya aid olduğunun işaretini taşıyan- Fas asıllı Belediye Başkanı Ahmed Ebu Talib, şehrin güvenliği gibi bahanelerle Çavuşoğlu’na, Rotterdam’daki Türkiye’li vatandaşlarına hitab etmesi için izin vermeyeceğini açıkladı.

Ama, Çavuşoğlu Rotterdam’a gitmesine engel olunamıyacağını düşündü.. Çünkü, diplomatik açıdan gerçekten de öyle bir engelleme çok büyük bir diplomatik skandal olurdu. Ama, birileri, Türkiye’de Tayyib Erdoğan’ın oylanmasına dönüşen referandumda, Erdoğan’a kendi çaplarınca engel olabilmek ümidiyle yeni taktikleri devreye sokmak ihtiyacını hissettiler.

***

Üstelik önümüzdeki hafta Hollanda’da yapılacak seçimlerde  aşırı ırkçı ve Hollanda siyasetçileri arasında İslam düşmanlığının yıllardır sembolü ismi haline gelen Geerth Wilders’in birinci parti olarak çıkmasını da engellemek isteyen iktidar partisi, seçmenlere, Wilders’in hassasiyetleri bizde de var demek istercesine, devreye beklenmiyen bir zorbalık ve faşistçe uygulama örneğiyle girdi ve  Rotterdam Belediye Başkanı’nın yetkisini aşan bir durum ortaya çıkınca, bu kez de Çavuşoğlu’nun uçağına önceden verilen iniş izninin kaldırıldığını açıkladı. Çavuşoğlu’nun uçağı bu yüzden mecburen Fransa’ya iniş yaptı.

Bunun üzerine Tayyib Bey,  ‘Bu ırkçılıktır, faşizmdir.. Bunlar Nazi kalıntısı..’  gibi sert nitelemeler yapınca Hollanda Başbakanı Rutte, bu ifadenin diplomatik sınırları aştığını ve kabul edilemezliğini söyleyerek çok alınmış..  

Faşizm ve Nazi kalıntısısuçlamasına, Almanya’da 12 senedir başbakan olan Angela  Merkel ve Alman Sosyal Demokrat Partisi ‘SPD’nin onun karşısına Şansölye adayı olarak çıkardığı Schultz da çok içerlemiş.. Yaranız yok idiyse, niyedir bu gocunmanız?

***

Çavuşoğlu Rotterdam’a  gidemeyince, Köln’de bulunan TC. Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya Rotterdam’a kara yoluyla gitmek kararı aldı ve..

Ama, Hollanda polisi bu Bakan’ın da Rotterdam’daki Türkiye Başkonsolosluğu’na girmesine izin vermedi. Bu durumu protesto eden binlerce Müslümanın üzerine de saatlerce, coplarla, polis köpekleriyle, atlı birliklerle saldırdı..  Sadece kendi ülkelerinin Bakan’larına yapılan saygısızlığı protesto etmek için dillerinde protesto sözleri ve ‘Allah’u Ekber’ nidâlarından başka bir şey bulunmayan binlerce insana karşı, baskıların en faşizan olanını sergiledi. Dahası,  Aile Bakanı’nı -diplomatik deyimle,  (Persona non grata/ ‘istenmeyen kişi’  olarak ilan edip, Hollanda dışına çıkardı..

***

Eğer, Tayyib Bey’in sözlerini  çok sert buldularsa, sergiledikleri tepkiler faşizm, ırk veinanç ayrımcılığı değilse, faşizm nedir? Ki, bu Bakan’lar, sadece o ülkelerde yüzbinler- milyonlar halinde bulunan Türkiye vatandaşlarına yapılacak anayasa değişikliğiyle ilgili referandumda  ‘EVET!’ demelerini isteyişlerinin gerekçelerini izah edeceklerdi. Hattâ,  terör örgütlerinin Türkiye aleyhindeki her türlü gösteri ve faaliyetlerine izin veren bu rejimlerin, bir referandumda ‘Evet!’  denilmesinin yolunu kesmeye çalışmalarının sebebini ve hele de emperyalist dünya medyasının bu faşizan saldırganlığı görmezlikten gelmesini, birbirlerinin ayaklarına basmamak dikkatinden başka nasıl yorumlamalı?

***

NOT: 14 Mart Salı akşamı,Üsküdar –Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde 20.30’dan itibaren, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Mustafa Şentop  ve bu satırların sahibinin,  ‘Anayasa Referandumu ve halkımızın beklentileri’  konusunda ve Emir Eş Hoca yönetiminde bir ortak sunumuolacaktır.

stargazete