Milli Gazete Yazarı Fatma Tuncer, İslam’ın israfa bakışını bugünkü yazısında veciz bir biçimde özetledi.
Tuncer, ‘İslam, özel mülkiyeti doğrudan yasaklamamış ancak zekât, sadaka ve hayır hasenatı emrederek mülkün tek kişide toplanmasını önlemiştir. İslam’a göre fazladan olan her şeyde yoksulların hakları vardır. Fakat bugün Müslümanlar bu değerleri terk ederek mevcut sisteme entegre oldular ve doğal olarak israf bir yaşam tarzı haline geldi. Zira küresel kültür her şeyi daha fazla tüketmelisiniz vurgusu yapıyor ve size yaptığınız harcamalar ekseninde bir değer biçiyor’ dedi.
İSRAF, RUH SAĞLIĞIMIZI ETKİLİYOR
İnsan canlı türleri arasında yarına odaklı yaşayan ve bunun için rızık biriktirme hevesi taşıyan tek varlıktır. Bir gün sonrasının hesabını yapıp bir asırlık mülk biriktiren sonra da bütün birikimlerini terk edip yalın ayak yola çıkan bir yolcudur o. Yarına çıkma garantisinin olmadığını o da bilmektedir ama ihtirasları gözlerini boyamış ve onu körleştirmiştir. Dünya misafirhanesinde bir yolcu olduğunu unutmuş ve uzanabildiği her şeyi istifleyerek ağır bir sorumluluk yüklenmiştir.
Yarınlar için iyilik biriktirmek bir erdemdir, mülk biriktirmek ise vebaldir zira fazladan olan her şeyde yoksulların hakları vardır. İsrafta kul hakkı vardır ve hak karışan hiçbir şey insan hayatına sükûnet getiremez. Tüketim hastalığına tutulan insan daha fazla şeye sahip olmanın kendisini zengin kılabileceğini düşünür ancak israf manen yoksullaştırır, manevi yoksulluk ise hayatın dengesini bozar ve ruhsal sorunlara davetiye çıkarır.
Bilindiği üzere hayatımızı etki altına alan Kovid-19 bütün dünyada ekonomik krize ve yoksullaşmaya sebebiyet verdi. Fakat insanlar ne kendileriyle yüzleşebildiler ne de israf alışkanlığına son verebildiler. Elit kesim kendilerine yeni bir yaşam alanı açarak hayatlarına devam ederken yoksullar daha da yoksullaştı ve zaruri ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldiler.
İstatistikî verilere göre dünya nüfusunun yüzde 11’i açlık sınırında yaşıyor ve ancak buna rağmen ülkemizde günde 6 milyonu aşkın ekmek çöpe atılıyor. Yılda yaklaşık 1.3 ton gıda çöplere terk ediliyor ki, atılan bu yiyecekler dünyada aç nüfusu besleyecek miktardadır. Fakat insanın acımasız bir yanı var, ikram etmekten, paylaşmaktan kaçınıyor çöpe terk etmekten kaçınmıyor.
İslam, özel mülkiyeti doğrudan yasaklamamış ancak zekât, sadaka ve hayır hasenatı emrederek mülkün tek kişide toplanmasını önlemiştir. Fakat bugün Müslümanlar bu değerleri terk ederek mevcut sisteme entegre oldular ve doğal olarak israf bir yaşam tarzı haline geldi. Zira küresel kültür her şeyi daha fazla tüketmelisiniz vurgusu yapıyor ve size yaptığınız harcamalar ekseninde bir değer biçiyor. İstenilen her şeyi yapıyorsunuz ancak sizi köleleştiren sistemi bir türlü memnun edemiyor ve sonu görünmeyen bir dehlize açılıyorsunuz. Çünkü nerede olduğunuzun ve nerede olmanız gerektiğinin farkında değilsiniz