Hüseyin Gülerce/Zaman
Belli bir çevre, her fırsatta Fethullah Gülen aleyhine insafsız bir saldırı kampanyası sürdürüyor. Son olarak Akşam gazetesinin bir haberini aynı gün internet sitelerine, başlığına bile dokunmadan taşıyan Hürriyet, Milliyet ve Vatan gazeteleri, basın meslek ilkeleriyle bağdaşmayan bir gayretkeşlik gösterdiler.
Neymiş: "Fethullah Gülen'e dokunan yanıyor..."muş. Ve sıralıyorlar: Gülen hakkında dava açan eski DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'in Rus kadınlarla alem yaparken çekilmiş gizli görüntüleri ortaya çıkmıştı... Gülen hakkında suç duyurusunda bulunan yazar Ergün Poyraz, Ümraniye'de ele geçirilen el bombaları soruşturması kapsamında tutuklanıp cezaevine konuldu... Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi savcılarından Salim Demirci, mahkemenin beraat kararını, Yargıtay'a başvurarak temyiz etmişti. Onun da Başbakan'a küfür eden konuşmalarının kaseti Youtube'a düştü... Gülen'i izinsiz olarak dinledikleri ortaya çıkan emniyet görevlileri yargılandılar... Adamlar gerçekten yanmışlar ama, kendileri kendilerini yakmışlar... Bu yayınlarla ne demek isteniyor? Gülen'in her yerde gücü var. Kendisiyle uğraşanları dinletiyor... Pekiyi deliliniz ne? Yani Gülen kime, kimlere dinletmiş? Bu konuda elinizde belge var mı? Yok...
MİT, Emniyet istihbaratı, Askerî istihbarat, Jandarma istihbaratı bulsunlar bu dinletenleri. Siz bu kurumlara başvurdunuz mu? Belge istediniz mi? Kendi imkânlarınızla elde ettiğiniz bilgi ve belge var mı? Yok...Yaptığınız meslek ahlakı ile katiyen bağdaşmamaktadır. . Yargısız infazdır. Sayın Gülen'i zan altında bırakmaktır. Çamur atmaktır.
Pekiyi siz değil misiniz, "niçin Ergenekon terör örgütü hakkında yazmıyorsunuz?" denilince, "biz hukuka saygılıyız, yargıya intikal etmiş bir konuda yazamayız" diyen? Siz değil misiniz ciddi ciddi hukukun üstünlüğünü savunan? Gülen'in kendisiyle uğraşanları dinlettiği iddianız, yargıya bile intikal etmiş değil. Sadece dedikodu... Hangi vicdanla bir dedikodu için "Gülen'e dokunan yanıyor" diye başlık atabiliyorsunuz? Bu, insafsız bir çifte standart değil mi, büyük ve zalimce bir yargısız infaz değil mi? Sağlık problemleriyle uğraşan, gündeme gelmemek için gözlerden uzak, münzevi hayat yaşayan bir insanla neden bu kadar uğraşılıyor?
Bu sorunun cevabını bu sütunlarda belki yüz defa vermeye çalıştık. Muhterem Gülen; kendi öz değerlerimize sahip çıkarak, çağı doğru okuyarak, evrensel insanî değerlerde buluşmayı, hukukun üstünlüğü ve adalet anlayışı ile ülkemizi uluslararası yarışta öne çıkarmayı hedefleyen fikirlerin, aksiyonların insanı. Milyonlarca seveni, sayanı var. Çatışmayı değil barışı, uzlaşmayı savunuyor. Onun tavsiyeleri ile yüzden fazla ülkede beş yüzden fazla Türk okulu açılmış. Türkçe, tarihimizin hiçbir döneminde olmadığı kadar bir dünya dili haline geliyor. Uluslararası Türkçe olimpiyatları yapılıyor. Diyalog faaliyetleri ile kavga yerine evrensel bir barış için köprüler kuruluyor, hoşgörülü bir insanlık ailesinin genç kuşakları birbirlerini tanıyarak, severek, sayarak birlikte büyüyor.
Böyle bir gönül insanı, ancak iyiliklere, güzelliklere savaş açan, ya da Türkiye'yi sadece kendilerinin sahibi olduğu bir mülk gibi gören, dolayısıyla ezberleri bozulan, "biz asılız, bu ülkede bize sormadan bir şey yapmak kimin haddine?" diye kibirlenen, kontrolünü kaybeden kimseleri, çevreleri rahatsız edebilir.
Ona dokunanın yanmasına gelince. Gülen'e hücum edenler, bu millete fedakârca hizmet eden milyonları üzüyor, kırıyor ve yaralıyor. Mazlumlarla uğraşanlar tarih boyunca çekmişlerdir. Ne demişler; alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.