Bir sanık ifadesinden: “Shu’dan iletişim. İddianamede, 2014 yılından itibaren örgütsel faaliyetlerde akıllı telefonlar ve tabletlerin kullanıldığı, son zamanlarda müdürlerin iletişimi tamamen tabletler üzerinden yaptıkları, ayrıca sadece müdürlerin kullandığı tablet ve telefonlara “panik buton” adında bir uygulama yüklendiği aktarıldı. Bu butona basınca cihazın tüm hafızasının silindiği ve bir daha bilgilerin geri getirilemediği, müdürlerin bir dönem ayrıca “Shu” adlı programı kullandıkları, bu program üzerinden hiçbir şifreleme yapmadan çok rahatça konuştukları, her şeyi alenen birbirlerine anlatıp bilgi paylaşımında bulundukları belirtilen iddianamede, tabletlerde özel mesajlaşma programlarının kullanıldığı, daha alt kadrodaki örgüt elemanlarının ise ByLock, Tango, Kakao Talk, Eagle, Tik Tok, Skype, Ovo gibi sosyal medya mesajlaşma programlarını kullandıkları kaydedildi.”
Bakın, bu hainlerin hacker takımı “Raspberyy Pi” kullanır, “deepweb” üzerinden haberleşirler. “ByLock” filan, bu işten anlamayan 3. derecede cemaat mensuplarının kullandıkları yöntem. Tepe imamlar, ülke imamları zaten “uydu telefonu” kullanıyor..
Bazı gözüaçıklar, başkalarının üzerine aldıkları telefonlara indirmişler By-Lock’ları.
Şimdi de yeni bir yöntem deniyorlar.. Sizin telefonunuzun IP’sini klonlayıp, telefon numaranızı klonlayıp twin simcard üzerinden sizin adınıza başka bir telefona ByLock ve benzeri medya ağları yükleyip, abuk-subuk yazışmalarla hedef seçtikleri kişileri şüpheli duruma düşürmeye çalışıyorlar ya da bu işin inanılırlık ve ciddiyetini sulandırmaya çalışıyorlar. Ama bilmiyorlar ki, Ankara ByLock serverini klonladı. Hatta geriye dönük işlem yapmak isteyenler de bir şekilde tesbit edilebilecek.
Bu sosyal medya ağlarını izleme konusunda İsrail’in ürettiği cihazlar ve yazılımlar var.. Uzaktan erişim de sağlayabiliyorlar ve cep telefonlarının geçmişini kopyalayabiliyorlar. Hatta silinmiş dosyaları bile. Bu cihazları kullanan resmi, özel kim varsa, onların yaptıkları işlemler de eş zamanlı kopyalanabiliyor.
Aslında CIA da, MOSSAD da bu bilgilere sahip. İngilizler, Ruslar, başkaları da sahip. İsrail bu teknoloji ve yazılımları dışarıya satıp, onları da vakumluyor. Bizimkiler de bir şeyler yapmaya çalışıyorlar..
Sadece cep telefonları değil, bilgisayarlar, Twitter, Facebook benzeri ağlar da taranıyor. Ses, kelime bazlı taramalar yapılabiliyor.. Silinen dosyalar geri çağrılabiliyor.. Uzaktaki kara delik gibi bilgisayarlarda da kara delikler var. Kamera görüntüleri, ezilen harddisklerdeki datalar bile geri çağrılabiliyor. Zaten internete bağlı iseniz, solucan deliklerinden bilgilerinize sürekli hortumlanıyor olabilir.
Biliyoruz, FETÖ kaba kulak. Ankara’da “muhaberat” eğitimi almış, askerken acemilik döneminde, sonra gitmiş İskenderun’da askeri istihbarat için “telefon dinleme” görevinde bulunmuş. Yani ilk işi telefon dinleme. Ama bu işlerin onun aklının ereceği şeyler değil. Ama etrafında bu işleri bilen bir sürü insan var da, bu konudaki asıl gücü CIA, MOSSAD, MI6 ve Vatikan’ın desteğinden geliyor. BND’nin desteğinden geliyor. BND şefi Türkiye’yi eleştirip Gülen’i savunurken, “şecaat arzedeyim derken” sirkatin söylemedi mi?
Bunlar ByLock gibi ağları kullanırken aslında fazla tereddüt etmediler. Her köşede kendileri vardı ve zaman geçici bir süre için bu ağı kullanacaklardı. Sonrasında zaten iktidarı ele geçirmiş olacaklardı.
FETÖ’nün adamları GSM üzerinde hem HW ve SW olarak çalışıyorlardı ve bu maksatla şirketler de kurmuşlardı. Dubai, Çin, Fransa gibi ülkelerde ofisleri de vardı. Türkiye’de de ciddi ARGE çalışmaları yapıyorlardı. Zaten TUBİTAK ya da BTK-TİB ve benzeri yapılarda etkin konumlardaydılar. Korkuları yoktu. CIA, MOSSAD gibi istihbarat örgütleri her türlü desteği sağlıyorlardı..
Gülen’i gözünüzde fazla büyütmeyin. Tamam, bazı özellikleri var ama nadirattan, bulunmaz Hint kumaşı türünden biri değil. BÇG’liler 3 ayda Kalkancı gibi birini şeyh yapmadılar mı? Kalkancı da BÇG’nin Gülen’i idi. Basit de görmeyin, özgül ağırlığı fazladır, çünkü arkasında CIA, MOSSAD, MI6 filan vardır. Kantar’ın ince ayarı ile oynarlar.
O kadar çok kişi hakkında o kadar çok farklı kaynaklardan bilgi topluyorlar ki. Sadece telefon ve bilgisayarlar değil. Bindiğiniz aracın plakasından, MOBESE kayıtlarından da izleniyorsunuz. Mesela, şimdi bilgisayarlı sağlık taraması yapan yeni modern cihazlar var. Bütün sağlık bilgilerimiz, gen haritamız depolanıyor ve internet üzerinden belli merkezlere aktarılıyor..
FETÖ ve PKK onların taşeron örgütleri. Onlar üzerinden her şey yapıyorlar.. Birilerinin Ankara’ya öfkeleri, bu merkezlerin içimize uzanan ellerinin kesilmesinden dolayı biraz da.. Hep söylüyorum, PYD-Haçlı ittifakının Truva Atı! Öyle kolay kolay vazgeçmeyeceklerdir.. Bunların hepsinin ayrı ayrı istihbarat ve haberleşme ağları var.
Hani “kötü komşu insanı kap kacak sahibi yapar” derler ya. Bu olaylar aslında Türkiye’nin siber istihbarat ve siber savaşa hazırlanması için önemli bir fırsata döndü.
PKK, FETÖ’den daha hızlı çözülüyor. FETÖ de çözülecek. PYD daha ne olduğunu bu işlerin tam anlayamadı, ama karargâhlarındaki Amerikan ve Rus bayrakları, İngiliz ilgisi kafalarını karıştırmış durumda. Onlar da öğrenecekler işin aslını..
Bakın tekrar söylüyorum, ByLock’u sulandırarak, FETÖ’cülere yönelik soruşturmayı kitlemek için bu işin teknik altyapısını oluşturmaya çalışıyorlar.
Selam ve dua ile.
yeniakit