Geçen yazın haberleri daha çok İsrail"in Gazze ve Lübnan" yaptığı saldırılar üzerinde yoğunlaşmıştı. Tel Aviv"deki askeri rejim bu yıl da geçen yıl giriştiği maceranın açıklarını kapatmak, bilhassa Hizbullah"ın elinden aldığı yenilgiyi unutturmak için yeni bir saldırıya girişirse bu durum hiç kimse için sürpriz sayılmamalıdır.
Artık Hizbullah"ın Calut"a arşı savaşan Davut olduğunu öğrenmiş olmalılar; Lübnan"a yeniden saldırmaları ihtimal dâhilinde görünmüyor. Ama Tel Aviv"deki militaristler askeri yönden kendi imajlarını yenilemek için istedikleri zaman Filistinlileri seçebildikleri inancı taşıdıklarından daima bir geri çekilme pozisyonu uygulamaktadırlar. Önceki saldırılardan edinilen tecrübeye dayanarak bu yaklaşımın Gazze"deki Filistinlilere baskıyı arttıran Siyonist düşüncenin bir parçası olduğundan şüphe duyarsak haksız sayılmayız. Bugünlerde siyonun politik bedenindeki düşüncesizce saldırı yapma adrenalininin yükseldiği şüphe götürmez. Amerika"nın emperyalist kurumlarıyla İsrail"in askeri planlayıcıları arasında Müslümanların kendi kendilerini yönetme ideallerinin farklı güçlerine askeri bir saldırı düzenleme, bu saldırının hangi alanlarda gerçekleştirileceği ve karşılaşmadan hangi ideal sonucun alınacağı konusundaki fikirler sürekli değişiklik arz etmektedir. Fars Körfezi"nde Amerikan liderliğinde ve Akdeniz"deki Siyonist filolarla-ve ihtiyaç duyulursa Karadeniz"den Kızıl Deniz"e uzanan bölgedeki savaş gemilerinden Lübnan"dan İran"a anti-emperyalist ve İslami güçlere ateş emrinin verildiğini gözünüzde canlandırın. Siyonizm"e ve emperyalizme karşı daha büyük bir mücadele anlayışı emsali görülmemiş derecede rağbet görmektedir. Dünyanın seçkinleri güç imparatorluklarının sonunun geldiğini hissettikleri gibi, dünya halkları da kademeli olarak ama kendilerinden emin bir şekilde yeniden özgürlüklerini talep etme heyecanı içerisindeler. İbrani basını, Hamas"ın Hizbullah"ın geçen yıl savaşan savaşçılarının iki üç katı sayıda kişiyi, yani 10.000 ile 15.000 arası bir güç topladığına inanıyor. E Hamas"ın bu gücü ümmet okyanusunda ancak bir damla hükmündedir. Kendimizden emin bir şekilde savaşlar neticesinde mobilize olan, Siyonizm ve emperyalizme karşı öç alma isteğinde olan yüz milyonlarca zulme uğramış Müslüman ve diğer milletlerden insan olduğunu biliyoruz ve bu milyonlarca Müslüman şartlar elverdiğinde söz konusu güçlerle gelecekte karşılaşmak için hazırlık içerisindedirler.
ABD"nin Orta Doğu"ya askeri yığınak yapması daima Amerikan dış politikasında merkezi önemi olan İsrail için bedavadan askeri tatbikat yapma anlamına gelmektedir. Condoleezza Rice ve Dick Cheney Riyad, Kahire, Amman, Dubai ve vekilleri tarafından yönetilen ve İslam"dan çok emperyalizme bağlı olan diğer başkentlerin yollarını aşındırmaktadırlar. İsrail yetkilileri Amerikalı muadilleriyle eşit olarak Pentagon"a girip çıkmaktayken Arap dünyasının kralları ve emirleri ile çevre ülkelerin (Mısır, Yemen ve Irak gibi) cumhurbaşkanları da ya kendilerine verilen paranın arttırılması ya da direniş güçlerinin kırpılması için kendilerinden yeni emirler almak için ABD yetkililerini hoş karşılama telaşı içerisindedirler.
Amerikan başkan yardımcısı nereyse sürekli olarak bu küçük prensleri nükleer bir güç olması nedeniyle İran İslam Cumhuriyeti"ne karşı uyarmakta ve bu gücüyle Suudi Arabistan"a veya Fars Körfezi"nin diğer ülkelerine saldırabilecek konumda olduğunu ileri sürmektedir. Tabii ki İsrail"in dünyadaki en yakın müttefikleri olan bu korkakların mafya görüntüleriyle nasıl paniklediğini tasvir etmek hiç te zor değil. Arabistan"ın bu korkmuş yöneticilerinin tıpkı geçmişte olduğu gibi askeri üslerini, tesislerini, cephaneliklerini ve depolarını Amerikalıların Hizbullah"a, Hamas"a ve ihtiyaç halinde Suriye ve İran"a saldırmak için kullandıracaklarından eminiz. Pek tabii ki bu Arap yöneticiler korktukları tek yöneticilerin Amerikalılar olmadığını göstermek için halklarına karşı da mümkün olan her rolü yerine getireceklerdir.
Hamas ve diğer Filistinli grupların kullandıkları Kassam füzeleri İsraillilerin gevrek akılsızlıklarına ağır zararlar vermeye devam ediyor. İsrailli politikacılar ve askeri personel bu konuyla göz göze gelmek istememektedirler. İsrail ordusu buna daha çok sinirleniyor, İsrailli generaller Filistinlilerin Gazze dışına roket atma tehditlerine karşı bir zemin arayışında. Bu arada hala geçen yılki fiyaskonun şokunu atlatamamış olan politik seçkinler işlerin kötüye gitmesinden ve beklenmeyen saldırılara uğramaktan korktukları kadar hiçbir şeyden korkmuyorlar. Onlara göre en azından daha iyi bir fırsat kollanana kadar Lübnan tecrübesi en azından birkaç yıl için yeterlidir. Tel Aviv"de bulunan ve en büyük desteği Washington"dan ve Batılı ülkelerdeki zengin Yahudi lobilerinden alan "İsrail Savunma Gücü" (IDF) Filistinli gruplar ve Hizbullah"ın ciddi şekilde tahrip ettiği yenilmezlik imajlarına yeniden kavuşmak için yeni bir savaş çıkarma hevesiyle yanıp tutuşmaktadırlar.
İsrail bir veya iki kuşak önce dünyaya seslendiğinde savaşmak için istekli olan İslami bir varlık bulunmadığından nükleer güce sahip bir ulus olarak dünyada karşı konulamaz bir devlet olduğunu ilan ediyordu. Ama o zamanlardan bugüne dünyada birçok şey radikal şekilde değişti. Şu an Müslümanlar İsrail ile savaşmak için oldukça öfkeliler ve İsrail"in nükleer yetenekleriyle baş etme yolunda ilerliyorlar. Kassam füzeleri bugün 5 ile 10 mil arasında bir vuruş menziline sahiptir. Ama yarın daha uzun menzilde isabet özelliğine sahip roketler de yapılacak. Dünya değiştikçe ve Müslümanlar da bu değişime ayak uydurdukça şu an arama noktalarında doğan bebeklerin, gece yarılarında emperyalistlerin terörüne muhatap olan çocukların ve hayal gücü yetenekleri bile ellerinden alınmaya çalışılan, gelecekleri ipotek altına alınmaya çalışılan gençler büyüdüklerinde İsrail"in tamamı bu menzilde olacak.
Görünen o ki şartlar Müslümanları daha da radikalleştirecek ve Siyonistleri ve emperyalistleri daha da korkutacak. Artık ümmet içerisinde Mısır ve Cezayir"de başlayan, şu an Irak"a yayılan, Amerikalı Siyonistler ve emperyalist İsrailliler izin verirse önümüzdeki iki üç yıl boyunca Lübnan ve Filistin"e de yayılacağına tanıklık edeceğimiz zorlamalı ve etkisiz "sizden daha kanlıyız" aşamasından daha uzun ömürlü olan tarihsel tecrübeye sahip diri bir anlayış vardır. Ama bu durum tarihsel ifadeyle bir içimlik çay süresince devam edecek, sonra unutulacaktır ve verdiği zarar her ne kadar korkunç olsa da Mısır ve Cezayir"de olduğu gibi sınırlı olacaktır. İşte bu aşamadan sonra kendilerini hakiki anlamda İslam"a adamış olan gerçek br mücadele başlayacaktır. Hamas ve Hizbullah, bir taraftan Amerikan İsrail tarafınca aslında ne anlam ifade ettikleri bilinen ve onlar tarafından temsil edilen"öldürmeye hevesli" ve gerçekte ne yaptıklarının farkında olmayan kesimlerin "İslami" taraflarca "çatışmaya hevesli" olma noktasında birleşen "teröre teşvik edilmiş" gruplar içerisinde temayüz edecek ve uzun süreli direniş hareketleri olduklarını kanıtlayacaklardır. Yukarıda anlattığımız durum medya ve emperyalist Batı"nın neden Taliban ve El Kaide"yi nasıl bu boyutuyla tespit ettiklerini ama Hizbullah ve Hamas"ı neredeyse tasvir etmekte yeteneksiz oluşlarını çok kesin şekilde açıklamaktadır.
Mücadele haktır ve savaş devam etmektedir. Lübnan ve Filistin"de mağlup olan emperyal Siyonistler "Müslüman güçler" arasında stratejileri ve taktikleri kendilerini korumaya ayarlı olan ve gerçekte kendi kendilerini yok eden bazı grupları çıkış yapmaya cesaretlendirerek İslam yurdunu düşürmeye çalışmaktadırlar. Bu anlattıklarımız Tel Aviv ve Washigton DC"ye dayanan ve Allah Subhanehu Teala"nın yolunu sürdürerek dünyada yararlı işler yapmaya çalışan inananların çok eski zamanlardan beri göğüs göğüse çarpıştığı şeytani bir savaş hilesinin modern yüzüdür. Ve Kur"an, inananların böylesi düşmanlara karşı başarı kazanacaklarını şu şekilde temin eder; "we in kane mekruhum li tezuule minhul el cibal"-"Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak bile olsa, tuzakları Allah katındadır" Kur"an, İbrahim-46.
Sümeyye Buğrahan tarafından bihangul.net için tercüme edilmiştir.