Geçen ay Şehit Furkan Doğan'ın ailesini ve kabrini ziyaret için Kayseri'ye gittiğimizde, yanımızda Caoimhe Butterly de vardı.
Caoimhe Butterly: 20 yaşında Meksika'ya gidip Zapatistlere katılan, sonra Filistin ve Lübnan'da işgalci Siyonistlere karşı Müslümanlara omuz veren, Cenin'de Filistinli bir bebeği kurtarmaya çalışırken yediği iki kurşunun izlerini şeref madalyası gibi taşıyan, Beyrut'ta bir basın toplantısında İngiliz Başbakanı Tony Blair'in yüzüne karşı "Katil" diye haykıran İrlandalı devrimci... Free Gaza (Özgür Gazze) hareketinin öncülerinden... Kara ve deniz yoluyla Gazze'ye yapılan bütün yardım seferlerinin organizatörlerinden... Mısır'ın Ariş limanında taş yağmuruna tutulan yardım gönüllülerinden...
Özgür Gazze Filosu'nda bizzat yer alamadı, Mavi Marmara'da bizzat bulunamadı, ama gönlü o gemideydi. Hâlâ o gemide. O Furkan anında. Hak ile bâtılın, iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, güzel ile çirkinin kesin olarak ayrıldığı yerde. Şehitlerimizin vücutlarındaki kurşunları iliklerine kadar hissediyor ve onlarla hemhal oluyor Caoimhe.
Şehit Furkan Doğan'ın mezarının başından ayrıldıktan sonra demişti ki: "Dokuz yıldır Müslümanlar arasında yaşıyorum. Müslümanlardan çok etkilendiysem de Müslüman olmuş değilim. Ama iki yerde kendimi Müslüman gibi hissettim; Hizbullah komutanı İmad Muğniye için Beyrut'ta düzenlenen cenaze merasiminde ve az önce Furkan'ın mezarının başında. Bir gün Müslüman olup yeni bir hayata başlamaya karar verirsem, başlangıcı Furkan'ın mezarının başında yapmak isterim."
Geçen Mart ayında Gerçek Hayat dergisinden Adem Özköse'ye verdiği mülakatta da şöyle demişti Caoimhe: "Allah'ın varlığına inanıyorum ve dinlere saygı duyuyorum. Hizbullah'ı, Hamas'ı, İslami Cihad'ı tanıdıktan sonra İslam'a karşı olan sevgim daha da arttı. İslam cihad kültürüdür ve bana göre İslam'ı gerçek anlamda temsil edenler de direnişçilerdir. Mazlumlar için cihad etmek kutsal bir davranıştır. Bir insanın başkaları için hayatını feda etmesini çok asil bir davranış olarak görüyorum. İslam'ı tanıdıkça, direnişçilerle İslam üzerine konuştukça İslam'a olan sempatim daha da artıyor. Belki bir gün Müslüman olmaya karar verebilirim."
O gün çabucak geldi, elhamdülillah. Caoimhe, önceki gün, Kayseri'de, Şehit Furkan'ımızın mezarının başında, Kelime-i Şehadet getirerek Ümmet-i Muhammed'e katıldı. Kendi ifadesiyle; "Furkan'dan, Cevdet'ten, diğer Türk şehitlerinden, binlerce Filistinli şehitten, zulme asla boyun eğmeyen izzetli bir halkın kararlı direnişinden feyz ile..."
* * *
Arkadaşları arasında "Cueeva" diye de anılan Caoimhe, Müslüman olduktan sonra Ayşe ismini aldı. Zulme karşı direnişi ve mazlumlarla dayanışmayı temsil eden eski isimlerini kullanmasında bir mahzur olmasa gerek, ama Ayşe ismi de yakıştı kardeşimize. Mübarek olsun.
Hoş geldin, sefa getirdin Ayşe.
yenişafak