İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırısında hayatını kaybeden, ABD vatandaşlığı da bulunan 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan, ABD'nin büyükelçilik ve konsolosluklarına veryansın etti.
İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırısında hayatını kaybeden, ABD vatandaşlığı da bulunan 19 yaşındaki Furkan Doğan'ın babası Ahmet Doğan, ABD'nin Ankara'daki büyükelçilik ve konsolosluğunun oğlunun ölümü konusuna ilgisiz kaldığını söyledi.
Ahmet Doğan, AA muhabirine, New York Times gazetesinin ünlü yazarı Ortadoğu uzmanı Roger Cohen ile Ankara'da görüşerek oğlunun gemiye binişi ve öldürülmesiyle ilgili bilgileri paylaştığını anlattı.
Oğlunun helikopterden açılan ateş sonucunda yaralandığı ve yere düştüğü anlarla ilgili tanıkların ifadelerini Cohen'e anlattıklarını, hem BM İnsan Hakları Komitesinin, hem de Adli Tıp Kurumunun Furkan'ın öldürülmesiyle ilgili raporlarını ayrıntılı şekilde izah ettiklerini belirten Ahmet Doğan, Cohen'in ABD Büyükelçiliği ve konsolosluğunun ilgisini sorduğunu ifade etti.
''Esas itibariyle ABD Büyükelçiliğinin bizim zorlamalarımız dışında bu konuya doğrudan ilgi gösterip, bilgilendirme yapmadığını kendisine söyledik'' diyen Doğan, ABD'nin Ankara Büyükelçiliğinin sadece Furkan'ın ölüm belgesini göndermek için aradığını belirtti.
Ahmet Doğan, Furkan'ın gemide sadece ayakta beklerken, hiçbir saldırı olmadan katledildiğini anlattıklarını, Cohen'in ise kendisine, ''Benim tek başıma yapacak çok fazla bir şeyim yok'' dediğini ve konuyu yeniden gündeme getirme vaadinde bulunduğunu anlattı.
ABD YÖNETİMİ OCAK AYINDAKİ BM RAPORUNU BEKLİYOR
Doğan, ''bundan sonra ABD hükümetinin neler yapabileceğini'' sorması üzerine Cohen'in ABD yönetiminin Ocak ayında çıkacak BM raporunu beklediği, ondan sonra harekete geçebileceği yönünde tahminini dile getirdiğini söyledi. Ahmet Doğan, ''Cohen soruşturma açılmasını istiyor, açılması durumunda bunun objektif götürülebileceğine inanıyor'' dedi.
Mavi Marmara gemisinde öldürülen Furkan ve diğer kişiler için Hollanda'nın Lahey kentindeki Uluslararası Ceza Mahkemesine başvuruda bulunduklarını hatırlatan Doğan, 'Orada bu yapılan insanlık suçunun şikayetini avukatlarımızla birlikte bizzat bulunarak yapmak istedim'' diye konuştu.
Lahey'deki mahkemenin bir ceza mahkemesi olması sebebiyle tüzel kişilere değil de gerçek kişilere dava açılabildiğini kaydeden Doğan, ''Oradaki başvurumuzda bu olaya sebebiyet veren İsrailli üst düzey yetkililerin hepsini şikayet ettik. En üst seviyeden başlayarak bu işi fiilen yapan askerlere kadar'' dedi.
Mahkeme savcısının dava dilekçesini inceleyeceğini ve bu suçun ''insanlığa karşı işlenmiş suç'' kapsamına girip girmediğine bakacağını belirten Doğan, savcının mütalaasının ardından ön inceleme yapılacağını ve mahkemede dava aşamasının başlayacağını anlattı.
İsrail basınında ara sıra ''Mavi Marmara gemisinin yola çıkması aşamasında Türk yetkililerden teşvik aldığı'' yönünde iddialar çıktığının anımsatılması ve ''Siz oğlunu kaybetmiş bir baba olarak, Türk hükümetinin bu yönde bir teşvikine tanık oldunuz mu?'' diye sorulması üzerine Doğan, ''Bu konuda çok açık olarak söyleyebilirim ki, Mavi Marmara olayı tamamen sivil bir inisiyatifti. Benim oğlum da başvururken kendi iradesiyle bu gemiye binmek ve bizzat elleriyle Gazze'deki yaşlı, çocuklara yardım etmek istemişti. İsrail tarafında yapılmış haber ve propagandaları tamamen olayı farklı mecralara çekmeye yönelik bir propaganda olarak görüyorum'' dedi.
ABD medyasının konuya ilişkin duyarsızlığından da yakınan Doğan, sadece New York Times gazetesiyle bir röportaj yaptıklarını ve bunun geniş şekilde yer aldığını, diğer gazetelerde de doğrudan değil, ama dolaylı yollardan haber yapıldığını belirtti. Doğan, radyo istasyonlarından ve oradaki bazı küçük çaplı televizyon kanallarından röportaj ve canlı yayına katılma talebi geldiğini, ancak genel ve kamuoyunu etkileyen ABC ve NBC gibi kanallardan talep gelmediğini söyledi. Doğan, ''ABD'de İsrail politikalarına destek veren medya ağırlıkta olduğu için bu olayın kapatılmak istendiğini'' savundu.