Lizbon"da yapılan NATO zirvesinde bakmayın siz İran"ın ön plana çıkarıldığına.
Evet, zirvede Fransa ve diğer bazı ülkelerin ısrarına rağmen Türkiye"nin: "İran hedef alınmamalıdır, İran"ın adı zikredilmemelidir, hatta hiçbir ülkenin adı zikredilmemelidir."diye diretmiş ve bu konuda başarılı da olmuştur.
Peki, Lizbon"da toplanan ABD ve diğer üyelerin asıl hedefi İran mıydı acaba?
Bir defa şu füze kalkanı projesi uzun vadeli bir projedir.
Sonra, İran"dan gelebilecek bir füze saldırısı için sanki ABD, NATO ülkeleri ve özellikle israil şu ana kadar gafildi, sanki hiçbir hazırlığı yoktu denilebilir mi?
Öte yandan İran böyle bir şey yapacak kadar akıl ve iz"andan yoksun mudur?
Kesinlikle ne şu kısa dönemde, ne de uzun bir zaman dilimi içerisinde İran"ın NATO ülkelerinden birisine bir füze saldırısı düzenlemesi asla mümkün değildir. Sadece teknik imkân açısından değil, akıl, izan ve firaset açısından da mümkün değildir.
Kısacası, Lizbon"da onaylanan NATO ülkelerine füze kalkanı kurulması projesi, ABD ve israil"in İran"a saldırı düşüncesinin bir aşaması, bu işin bir startı değildir. ABD ve israil İran"a saldıracaklarsa yine saldıracaklardır, belki de daha erken bir zamanda, füze kalkanını kurulmasını beklemeden.
Lizbon"da yapılmak istenen en önemli şey; Türkiye"ye haddini bildirmektir.
Ve bunun için özellikle ABD tarafından Türkiye"ye şunlar söylenmiş, söylenmek istenmiştir:
Unutma, sen bir NATO üyesi ülkesin!
NATO ise, senin dışında bütün üyeleri Hıristiyan olan bir birlikteliktir.
Sen aynı zamanda Avrupa Birliğine girmek üzere olan bir ülkesin.
Sen şu anda ticaretinin çok büyük bir bölümünü başta NATO üyeleri olmak üzere Avrupa ülkeleri ile yapmakta olan bir ülkesin. Ülkendeki yatırımların büyük bir çoğunluğu da aynı şekilde bu ülkeler tarafından yapılmış durumdadır.
Sen, Lozan"da Osmanlının yıkıldığına dair imza atan, Osmanlının hinterlandını terk ettiğine dair, Osmanlının rolüne bir daha sahip çıkmayacağına dair imza atan ve bütün bunlardan dolayı kuruluşuna müsaade edilen bir ülkesin.
Sen, Lozan"da özellikle Hilafetin kaldırılacağına dair, İslam birliğinden asla söz etmeyeceğine dair imza atan, varlığına ancak ulusal bir devlet olarak müsaade edilen bir ülkesin. Bütün bunları iyi hatırla!
Peki, sen şimdi ne yapıyorsun?
Boyunla posunla münasip olmayan işlere karışıyorsun!
Osmanlının terk ettiği coğrafyanın her yerinde arzı endam edip boy göstermeye çalışıyorsun, aynı şekilde İslam"ı birleştirici bir unsur olarak kullanıyorsun.
Bizim en büyük düşmanımız olan İran"la böylesine dost olmak ne demektir?
Ortadoğu"daki terör örgütleriyle olan muhabbetiniz nereye kadar varacak?
Araplar sizin kadar sahip çıkmıyor Filistin"e, Gazze"ye.
Türkiye"de miting yapar gibi Ortadoğu ülkelerinde mitingler yapıyorsunuz!
Sonra, ne demek oluyor öyle "Komşularıyla sıfır problem"?
Sen, kimlerle dost olacağına, kimlerle düşman olacağına kendin tek başına karar veremezsin!
Başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkelerin dostları dostundur, düşmanları da düşmanındır, bunu böyle bilesin ve gereğini yapasın!
Evet, Lizbon"da bunlar söylenmiştir Türkiye"ye.
Bu söylenenler sadece Lizbon"da değil, özellikle şu günlerde ABD"de açıkça seslendirilmektedir. Amerika içerisinde Türkiye"ye karşı olan cephelerin dışında, yumuşaklık yanlıları bile şu günlerde düşman cepheye doğru kaymakta, Türkiye"ye mutlaka ve mutlaka bir ders verilmesi gerektiğini seslendirmektedirler.
Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.
doğruhaber