Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası (Sağlık-İş) Genel Başkanı Mustafa Başoğlu kamuoyunda başörtüsü ile ilgili tartışmalarla yaptığı açıklamada, bu konuda tek yetkili mercin Diyanet İşleri Başkanlığı olduğunu söyledi.
Başoğlu yaptığı yazılı açıklamada, "Başlarını örten öğrenci yada kamu görevlisinin laikliğe aykırı olduğu iddiası, hem boş hem laiklik ilkesine aykırı bir iddiadır" dedi. Laikliğin, doğrudan devleti ve devletin uygulamalarını ilgilendiren bir konu olduğunu söyleyen Başoğlu, "Laik devlette kişilerin inançlarının gereğini yerine getirilmesine kesinlikle müdahale edilemez. Esasen halen yürürlükte olan Anayasa'nın 24. maddesi de bu hususu güvence altına almaktadır. İnsanlara inançlarından dolayı baskı yapılamayacağı, inançlarını açıklamaya zorlanamayacağı ve dini vecibelerini yerine getirmek için hiç bir şekilde zorlanamayacağı Anayasa'nın 24. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Başlarını örterek okumak ve çalışmak isteyen bayan kamu görevlilerinin başlarını örtemelerinden dolayı Anayasa'nın 24. maddesine aykırı olarak baskıya maruz kalmakta, eğitim ve çalışma hakları ellerinden alınmaktadır" dedi. MHP'nin başörtüsü sorununun çözümü izin önerdiği teklifin sorunu çözmeye yeterli olamayacağını savunan Başoğlu, şöyle konuştu: "Ayrıca TCK'ya atıfta bulunarak çözüm getirme gayretleri de kalıcı bir çözüm olamayacaktır. Çünkü TCK'nın değiştirilmesi sonunda başörtüsü için getirilen çözümde açıkta kalacak ve tartışmalar yeniden devam edecektir. Başörtüsü mağduriyeti de giderilmeyecektir. AK Parti ile MHP başörtüsüne kalıcı bir çözüm getirilebilir. Bunun için önce soruna inanmak ve onu çözmeye karar vermekten geçer. Yapılması gereken şey, başörtüsü yasağının okumanın ve çalışmanın önünde engel olduğunu kabul etmek ve buna göre hüküm koymak gerekir".
Bazı çevrelerin Anayasa'nın değiştirilmeyeceği iddialarınin hiç bir şekilde doğru ve geçerli olmadığını belirten Başoğlu, şunları söyledi:
"TBMM, anayasasını değiştirse de, Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet'in genel ilkelerini dikkate alarak karara bağlayabileceği iddiası da hukuk dışı ve anayasaya aykırı bir iddiadır. Başörtüsü yasağını canla başla savunanlar sanki bu soruna çözüm geldiği taktirde büyük bir kayba uğrayacakları biçimde hareket etmektedirler. Oysa başörtüsü sorunun çözümü ülkede barışı, kardeşliği, okuma hakkının sağlanması ve çalışma özgürlüğünü getirecektir. Bugün başörtüsü yasağı vatandaşın yüzde70'ini ilgilendiren bir durumda ise bunu hiçbir siyasi parti görmezlikten gelemez".
Başörtüsünün bir siyasi simge olmadığını, dini bir vecibe olduğunu kaydeden Başoğlu, "Bu konuda en yetkili ağız olan Diyanet İşleri Başkanlığı bunu böyle söylemektir. Her şeyden önce diyanetin bu mütalaasına saygı duymak gerekir. Çünkü dini konularda açıklama yapmak kanunla sadece diyanete verilmiştir. Bu konuda ileri sürülen görüşlerin tümü ehliyetsiz ve yetkisiz kişilerin görüşleridir. İnsanların inancının gereği başını örtmesi devlete ve Cumhuriyete tehdit teşkil edeceği Cumhuriyet'e kafa tutacağı iddiaları, bazı kafaların başka gerekçe bulamadığı için başörtüsüne karşı başka haklı bir gerekçe bulamamaları aczini belirtmektedir. Artık bu tartışma bitmelidir. Başı örtülülerin gasp edilen hakları kendilerine iade edilmelidir".