Gecelerimiz nereye gidiyor?

Abdullah Büyük

Gündüzümüz ile alakalı 20 ayet varken, gecemizle ilgili 114 tane ayet vardır. Gündüz herkes çalışıyor ama geceyi değerlendirenler, medeniyette öne geçeceklerdir. Geceyi ihya edenler, geceyi değerlendirenler, Mirac’ın, İsra’nın muhtevasına-içeriğine giren, dalgıç gibi dalan insanlardır. Maddeyi enerjiye, enerjiyi maddeye çevirenler, uzun mesafeleri kısaltacak olanlardır. Çünkü Allah çalışanı yürütür. (Rahman Suresi/33)

Gecelerini kapkaranlık görenler, geceye yenilmiş olurlar ve neticede elenirler. Gecenin mahrem fısıltılarının ruhlara seslenmesi ne yazık ki çok az insana nasip olmuştur.

Müslüman’ın gece hayatını tanzim eden, programlayan bizzat Rabbimizdir. Tatlı uykusundan kaldıran da yine O’dur. “Kalk” emrinin sahibi de Allah’tır. İlahi bir emre, bir davete icabet, sıradan bir iş değildir. Günümüzde onlarca farklı davet vardır ama hiç birisi Rabbimizin davetine benzemez.

Gece hayatını sadece istirahat ve uyku olarak algıladığımız günden beri gündüzlerimiz gecenin enerjisinden mahrum kalmıştır. Gecenin verdiği enerji ile gündüzüne “merhaba” diyen insan, ne klasik, ne de çağdaş günahlara mağlup olmuştur.

Müzzemmil Suresi 20 ayetle, Müslüman insanın gecesini nasıl ve ne şekilde geçireceğini net bir şekilde açıklar. Birçok evin komuta merkezi olan TV’ler, ilgili gecemizi devre dışı tutmak için tüm imkanlarını kullanmaktadır.

Gecelerini kurda-kuşa yem ettirdiğinin farkında olmayanlar, ne yazık ki gece mesaisine iştirak etmeyenlerdir. Bilelim ki, gündüz hayatımız ile gece hayatımızı terazinin ayrı kefelerine koysak, ağır gelen kefe elbette gece olacaktır. 

Buraya kadar izah etmeye çalıştığımız konumuzu hesaba katarak, ilgili soruyu bir daha tekrarlayalım: Gecelerimiz nereye gidiyor?

Gündüzler insanı şahadet âlemine (görülen âleme), geceler ise gayb âlemine bağlar. Gündüzler, gecenin ruhi ve sıhhi istirahatını vermekten uzaktır. Bunun için gecelerin ilahi ve manevi manzaralarına girebilmek için, onu yani geceyi gayeli kullanmak mecburiyeti vardır. Müslüman’ın paldır-küldür bir hayatı olmadığı gibi, gecesini rastgeleliğe havale edilemez.

Seherleri ihya etmek, kulun Rabbine karşı duyduğu halisane muhabbet ve tazimin ifadesidir. Gayesiz ve uykuya mahkûm olarak geçirilen bir gece, taşa, denize ve çöle yağan yağmur gibi faydasız ve telafisi zor bir kayıptır.

Şu hadisi şerifi okumadan, hatırlamadan geçmek de büyük bir kayıp olur: “Size gece ibadet ve faaliyetini tavsiye ederim. Çünkü gece sizden önce de büyük benliklerin besleyici sofrasıydı. Gece yakarışı Allah’a yakınlıktır. Bu ibadet, günahlardan alıkor, hatalara kefaret olur ve bedenden dertleri giderir.” (Tirmizi)

Gece mesaisi olarak dillendirmeye çalıştığımız konuyu tıbbi yönden de ele alırsak, hayret etmekten kendimizi alamayız. Bütün bir geceyi uykuyla geçirmeyip arada bir kalkmanın, insan vücudunun sıhhati için ehemmiyeti tıbben tespit edilmiştir. Hakikaten uzun bir uykudan uyananlar, baş ağrısından muzdarip olurlar. Bu durum, uyurken nefes alıp-vermenin yavaşlaması ve beynin kâfi miktarda oksijenle beslenmemesinin bir neticesidir.

Uykuyu bölenler, fiili hareketlerle nefes alıp vermeyi normalleştirdiklerinden az bir uykuya rağmen yataklarından daha zinde kalkarlar. Diğer taraftan bilhassa ihtiyarlarda, ölümler daha ziyade sabaha karşı vaki olur. Bundan dolayı doktorlar ‘Seher Vakti’ne, “ölüm saati” adını verirler. Bunun sebebi ise, uykunun en derin olduğu saatte kalbin çalışmasının yavaşlamasıdır. Bu saatte uyananlar, üstelik bir de soğuk suyla abdest alırlarsa, bütün vücut fonksiyonlarını normalleştirmiş olurlar.

Dinin emirleri bu gibi dünyevi faydalar için olmayıp Allah’a kulluğu gerçekleştirmek maksadıyla vaaz olunmuşlarsa da, onların her birinde böyle dünyevi faydalar da mevcuttur. Namaz, oruç v.s ibadetlerde de böyle sayısız dünyevi hikmetler ve menfaatler vardır. Fakat tabiatıyla bunlar, o ibadetlerin varlık sebebi değil, faydalı birer yan tesiri mesabesindedir. (İmandan ihsana/192)

Netice olarak, geçici dünya hayatında, ebedi âlemde yüzlerimizi ak edecek gece nimetinden mutlaka istifade etmemiz gerekiyor. Kadir gecesi, tek bir gece olmasıyla bin aydan hayırlı olarak açıklanmıştır. Müslüman’ın ihya edeceği bir gece, ihya etmeyeceği bin geceden daha hayırlıdır.

Selam ve saygılarımla cümlenizin Cuma’sını tebrik ediyorum.

yeniakit