Bazen uyuyamaz veya aniden uyanır bunu hayır bilir kıyama durursunuz. Gecenin bir vakti. Dua kapılarının açık olduğu ümidi ve inancı içinde Rabb’e yönelirsiniz. Böyle bir zamanda, gecenin bir vaktinde telefonumu elime aldığımda posta kutuma düşen bir email uzun bir iç çekişten sonra elhamdülillah döküldü dudağımdan. Email bana özel olarak gönderilmiş değildi, gördüğüm, tanıdığım birilerinden de değildi. Açılmayı, büyük ihtimalle silinmeyi bekleyen onsekiz bin beş emailden bir tanesiydi. Muhtemeldi ki benzerlerini bir klik ile topluca daha okumadan silecektim, okumam mümkün olmayacak, kalkışsam ömrüm yetmeyecek, o zaman en iyisi ya silmek olacak ya da benim zaman darlığından şimdiye kadar yapageldiğim gibi öylece bekleyecekti…bir gün açılmayı, okumayı veya silinmeyi… Ama bilmem nedendir, bu sefer gözüm takılmıştı bu emaile. Bilmem, belki de gecenin bir yarısında flaş haber olarak giren konu kutusunda GİTMO geçtiğindendi. Bu kısaltma, Guantanoma Bay denilen Amerikan hapishanesini anlatmak için geliştirilmişti İngilizce’de. Center for Constitutional Rights yani Anayasal Haklar Merkezi tarafından gönderilen bu notta, taze bir haber olarak Guantanamo Bay’den çıkan iki tutuklunun çıkış müjdesi veriliyordu. Adı geçen merkez müvekkillerinden Tarık Ba Odah ve Mohammed Al-Hamiri yanlarındaki yedi tutukluyla beraber Suudi Arabistan’a gitmek üzere ayrıldıklarını bildiriyordu.
On dört yıl boyunca haklarında hiçbir dava açılmadan tutulmuşlardı. Altı sene önce de salıverilmelerine karar verilmişti ama gelin görün ki Amerikan adaletinin “adaleti” yoktu. O anda, o günde, hemen oracıkta serbest kalması gereken Odah ve Al-Hamiri altı sene daha bekleyecek, çileleri ne zaman dolarsa özgürlüklerine yürüyeceklerdi. “İşte şimdi” diyor emaili gönderen merkez, “hayatlarına kaldığı yerden devam edebilirler.”
Hiç şüphesiz bu kolay olmayacak, mektubun devamı bunu da bildiriyor bize. Özellikle Tarık için zorlu bir sağlık süreci varmış önünde. 2007 senesinde bu haksız tutukluluk halini ve insanlık dışı cezaevi muamelesini protesto etmek amacıyla açlık grevine başlayan tutuklu, hücre hapsinde tutulurken yetmiş dört pounda düşmüş. Bunun kilogramda karşılığı yaklaşık otuz üç buçuk kilo…
Şimdi ise hayatlarında yeni bir sayfa açma zamanı gelmişti. Hürriyetlerine uçmadan önce son bir kere merkezdekilerle telefonda görüştüklerinde Mohammed geride kalanlarla ilgili duygularını paylaşmış… Geride kalan seksen GİTMO tutuklusu, kimisi belki birine bir şey yaptı, kimisi de hiçbir şey yapmadı. Onlara üzülüyoruz demiş…
Kimler kimler geçmemişti ki bu GİTMO’dan…apar topar derdest edilen sokaktan geçenler mi, dindar olacağım diye yola çıkmış, yanlış zamanda yanlış yerde olanlar mı, ne ararsanız vardı…
Elhamdülillah diyordum…görmeden tanımadan. Nemli gözlerle gecenin karanlığında.
yeniakit