Özden Örnek'in darbe günlüklerinde ismi geçen emekli kuvvet komutanları hakkında "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs" iddiası ile 06.04.2007 ve 11.04.2008 tarihlerinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapmış olduğumuz suç duyuruları, uyuşmazlık mahkemesinin kararlarının aksine bir uygulamayla terör suçlarını soruşturmakla görevli Ankara cumhuriyet savcılığı tarafından görevsizlik kararı verilerek dosya Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderilmiştir. Genelkurmay askeri savcılığı ise iki yıla aşkın bir süreye rağmen darbe günlükleri ile ilgili herhangi bir işlem yapmamıştır ve dosya Genelkurmay adli müşavirliğinde bekletilmektedir.
Ergenekon Terör örgütü soruşturması kapsamında yeniden kamuoyunun gündemine gelen darbe günlükleri ile ilgili iddiaların aydınlığa kavuşturulması hukuk devletlerinde yargı mekanizmasına düşen önemli bir görevdir. Silah zoruyla yönetime el koyup hukuku askıya almak isteyen darbecilere karşı en büyük direnci hukuk uygulayıcıları göstermeleri gerekirken ne acıdır ki bu direnç gösterilmemiştir. Hukuk uygulayıcılarının bu tutumu toplumun yargıya/adalete olan güveninin daha fazla zedelenmesine sebep olmuştur.
MAZLUMDER yargılama sürecine yönelik iç hukuk mekanizmalarının işletilmemesi ve iç hukuk yollarının kullanılabilmesi konusunda taşıdığı derin kaygılardan dolayı dosyayı 22 Temmuz 2008 tarihinde AİHM'e taşımıştır. Darbe günlükleri ile ilgili başvurumuz 36495/08 MAZLUMDER/Türkiye numara ve ismiyle kaydedilmiştir.
MAZLUMDER, Türkiye'de hukukun üstünlüğü ilkesini benimsediği ve uluslararası arenada Türkiye'nin , "darbe girişimlerinin cezalandırılamadığı bir ülke" konumundan kurtulabilmesinin yolunun sivil savcılıklarca etkin bir soruşturma sürecinin işletilmesinden geçtiği düşüncesindedir. Uyuşmazlık mahkemesinin kararları da bu doğrultudadır.
Hukukun en karanlık noktaya ulaşmasını hedefleyen hukukun üstünlüğü ilkesinin Türkiye de tesis edilmesinin yolunun yargı mekanizmasının evrensel değerlere göre modernize edilmesinden geçtiğine inanmaktayız. Türkiye'de ki çift başlı yargı ve askeri yargının varlığı tam bir tiyatroyu andırmaktadır. Hukukun üstünlüğü ilkesinde yer edinemeyen bir anlayış olup, toplumda adalete olan güvenin zedelenmesine sebep olmuştur. Son günlerde ortaya çıkan yeni darbe günlükleri endişelerimizi daha da arttırmaktadır. Tutuklanan gazeteci Mustafa Balbay'ın darbe günlüklerinin, Özden Örnek'in darbe günlükleri ile birbirini tamamlayan öğeler içermesi dikkat çekmektedir. Soruşturmanın dahil edilmek istenmeyen tüm yetkilileri de kapsamına alması gerekmektedir.
MAZLUMDER Türkiye de gerçekçi bir demokrasinin tesis edilmesi, evrensel değerler ölçüsünde hak ve özgürlüklerin hayat bulmasının temel dinamiği olarak hukukun üstünlüğü ilkesini görmektedir. Bu anlamda hukuk, darbecileri yargılayarak, onların topluma hesap vermesini sağlamalıdır. Yoksa darbe günlüklerinin Genelkurmay başkanlığı adli müşavirliğinde iki yıl tutarak toplumun hukuka olan güvenini muhafaza etmemiz mümkün değildir.
MAZLUMDER, darbe günlüklerinde ismi geçen ve bugün de Ergenekon terör örgütü kovuşturmasında sanık olarak yargılanan emekli generalle ilgi yaptığımız suç duyurusunun iki yıldan beri neden bir işlem yapılmadan Genel Kurmay Başkanlığı adli müşavirliğinde tutulduğunun hukuki gerekçesini açıklamasını bir kez daha hatırlatmak ister.
MAZLUMDER, Türkiye'deki çift başlı yargı trajedisinin ve dokunulmaz kişilerin varlığını Türkiye toplumunun geleceği açısından büyük bir tehlike ve risk olarak görmektedir. Bundan dolayı evrensel değerler ölçüsünde yeni bir "devletin anayasası değil toplumun anayasası" yapılmasının şart ve kaçınılmaz olduğunu bir kez daha hatırlatmak ister.
MAZLUMDER GENEL BAŞKANI
DR. ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU