Bir Türk tıp öğrencisi olan Fatma Orgel, Doktor olmak için mezun olmasına bir yıl kala keskin bir seçim yapmak durumunda bırakıldı; başörtüsünü çıkarmak ya da tıp alanında kariyer yapma hayalinden vazgeçmek.
Orgel, 27 Şubatta The Sydney Morning Herald Saturday'e verdiği röportajda "Lisans eğitimimi tamamlayamayacaktım ya da okumak için başka bir ülkeye gidecektim" dedi.
Orgel'in mezuniyetinden bir yıl önce, 1999'da Türkiye başörtüsünü Üniversitede yasaklayan bir yasayı yürürlüğe soktu.
Yasa, bu genç Türk öğrenciyi doktor olma arzusuyla, giyinmesi zorunlu olan başörtüsü arasında kalmak durumunda bıraktı.
Orgel geçmişi anımsayarak " Yasak dayatılmaya başlandığında annem ve babam, benim doktor olmam yönündeki hayallerinin kaybolduğunu gördüler" dedi.
" Bana başımı açarak üniversiteye gitmeye devam etmem için yalvardılar."
Ama geleneksel bir ailede, bir din öğretmeni ve bir ev hanımıyla, güney batı şehri olan Antalya'da yetişen Orgel, başörtüsünü çıkarmayı aklından bile geçirmedi.
Sonunda yurt dışına, Macaristan'a, giderek tıp öğrenimini tamamlamaya karar verdi.
"Hayır dedim," diye yeniden anımsadı.
"Sonunda ben şanslıydım ve öğrenimimi tamlamak için bir yol bulmuştum ama diğerlerinin çoğu bunu yapamadı."
Öğrenimini tamamlayarak Türkiye'ye dönen Orgel, kamu kurumlarındaki başörtüsü yasağına takıldı. Londra'da bir doktor olarak çalışmak üzere ülkesini terk etmekten başka seçeneği yoktu.
Orgel " Orada 12 ay çalıştım ve hatta bir başörtüsü takıyor olduğumu bile unuttum" dedi.
"Kimsenin umurunda bile değildi. Kendi kendime başörtüsü takıyor olduğumu söyleyip durdum, büyük bir devlet hastanesinde çalışıyor olmama rağmen."
Başörtüsü, çok büyük çoğunluğu Müslüman ama seküler bir ülke olan Türkiye'de çok uzun zamandan beri bir ihtilaf meselesi olmakta.
1980'deki askeri darbeden hemen sonra kamu binalarından, üniversiteler'den, ve hükümet binalarından yasaklandı ve hala bu yasak sürmekte.
Neden?
Orgel, Türkiye'de başörtüsü ve medernizasyon hakkında birçok yanlış anlaşılmanın mevcut olduğunu söylüyor.
Orgel " Türk halkı her zaman Batıya, Avrupa'ya , bakmıştır ve inanmaktadır ki başörtüsü yasağı madernizasyona doğru atılmış bir adımdır" dedi.
Bu Türk doktor yasağın, İslam'ın öğretilerine göre yaşamak isteyerek başörtüsü takan kadınlara karşı bir ayrımcılık olduğunu söyledi.
Orgel " gerçek etki karşı muhalefettir" diye ekledi.
" Bu, eğer Kuran'a itaat edersen üniversiteye gitmen yasaklanır anlamına geliyor."
Başörtüsü yasağı aynı zamanda Türk kadınının, düşük sosyo-ekonomik sınıftan kurtulmak yönündeki olanaklara ulaşma arzusunu da engelliyor.
" İslam'a dışarıdan bakınca birçokları başörtüsünü baskının bir sembolü, bizim irademize karşı bir dayatma olarak görüyor" diye ekledi Orgel.
" Ben 15 yaşlarındayken başörtüsü takmaya karar verdim. Bu benim ruhumun, hayat algımın bir barçası haline geldi."
Orgel şimdi, Müslüman kadınlara karşı ayrımcılıkla mücadele eden bir insan hakları örgütü olan AKDER'in yönetim kurulu üyesi.
Dr. Orgel " Başörtüsü takmak neden benim kararım değilmiş?" diye soruyor.
"Eğer başörtüsü takmaya karar vermişsem buna muktedir olabilmeliyim. Neden kendi kararımı verme özgürlüğüne sahip olamayayım?"
tımetürk