Goliath ve Titanic

Abdurrahman Dilipak

Batılılar aslında “dindar” da değiller. Pagan bir gelenekten geliyorlar. Mesela Tevrat’ta dindar olan, Allah’ın seçtiği komutan Talut’dur, ama İngilizlerin Çanakkale’ye gönderdikleri geminin adı Goliath’dır. Aslında Calut Tanrı Kıraldı. Onun bir diğer adı Goliath’dı. Biliyorsunuz Goliath’ı Çanakkale’de Muavenet-i Milliye vurdu. Yakın zamanda ise, Ege’deki NATO tatbikatında Amerikan uçak gemisi Saratoga, 2 Ekim 1992 tarihinde Ege Denizi’nde “Kararlılık gösterisi-92” adlı tatbikatta Muavenet muhribine ateş açtı ve vurdu.

Yani MÖ 925’de yaşanan Talut-Calud savaşı ya da 13 Mayıs 1915’de Morto koyunda demirli halde beklerken 570 kişilik mürettebatıyla vurularak batması ile bu savaş bitmedi. 2 Ekim 1992’de Goliath’ı batıran geminin adını taşıyan gemi batırıldı. Çanakkale savaşı hâlâ devam ediyor. 

Europe ya da Athena, Paris hep bir mitoloji kahramanının adıdır. Mitoloji Pagan dünyasında din tanrılar, insanın yaratılışı, evren, kahramanlar, ve gizemli güçlerin dünyasını anlatır.

Titanlar, mitolojide dünyayı yöneten güçlü tanrı ırkıdır. Bunların bilimde teknolojide de bu adları kullanırlar. Mesela Mercedes ya da Apollo gibi isimler de bu mitolojiden damıtılır.

Mesela Titan elementinin simgesi Ti, atom sayısı 22, atom ağırlığı 47,90, yoğunluğu 4,5 olan, özellikleri yönünden kalayla silisyuma yaklaşan, doğada oksitli bileşikler durumunda bulunan, çok sert, parlak beyaz renkli, basit bir kimyasal element.

Meşhur Titanic adını buradan alır. Titanik aslında adı gibi birçok mitolojik öğeler içeren bir hikayedir. Titanik buzdağına çarparak batan bir gemi. Ama bu hikayenin ve Robertson’un kitabında Titanik gemisinin inşasına bile başlanmadan anlatıldığı görülüyor. Titanik’in inşasına 1909 yılında başlanmış ve çalışmalar 1912 yılında sona ermişti.

Kimi Titanik’in “lanetli bir gemi” olduğunu iddia etti. Kimi geminin vaftiz edilmediğini yazıp söyledi. Gemi kaptanı Edward Smith bir gazetecinin, “Bu gemi için batmaz diyorlar; doğru mu?” sorusunu “Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz” cevabını veriyordu.. Oysa 1912 yılında 14 Nisan’da yola çıkan gemi, 15 Nisan’da bir buzdağına çarpıp batacaktı. Kuzey Atlantik’te batan gemideki 1.514 kişi hayatını kaybetti. Bu isimlerin tamamı VIP idi.

Titanik’te sözü edilen “Titan”lar kimlerdi?. Mitolojiye göre evreni oluşturan ilk varlıklar Titanların atalarıdır. Onların yaşadığı çağ “Altın çağ”dır ve dünyanın son gününde yine yeni bir altın çağ başlayacaktır. Mitolojiye göre başlangıçta “Khaos/Kaos” vardı. Khaos’tan Gaia/toprak varoldu. Topraktan da gökyüzü/Uranus doğdu. 

Gaia ile Uranus’un evliliğinden ise, 6’sı dişi, 6’sı erkek olmak üzere 12 Titan doğdu. On iki Titan vardır: Kronos, en küçük olan Titandır. Zaman’ı yönetir. Titanların başıdır. Kronos, annesinin yardımıyla, babasını alt etmiş ve onu Tartarus’un derinliklerine hapsederek kendisi başa geçmiştir. Bu çağa “Altın Çağ” da denir. Kronos, aynı zamanda yamyam karakterli birdir. Babasına reva gördüğü şeyin kendi başına gelmesinden korktuğu için kendi çocuklarını yer. Zeus Kronos’un oğludur. Kronos’un eşi Rheia, çocukları Zeus’u korumak için kaçırır ve İda dağında saklar. Kronos’a ise Zeus yerine ona benzer şekilde yonttuğu bir taşı yedirir. Zeus büyüdüğünde eve dönmüş ve babası ile savaşarak onu yenmiş ve Tanrılar tanrısı olarak evreni yönetmeye başlamıştır. Gaia yeryüzü tanrıçasıdır. “Toprak ana”dır.

Bir diğer Titan’ın adı Okyanustur. Ya da Okeanos. O tüm tuzlu suların Titanıdır. Tethys Deniz tanrıçasıdır. Uranus ile Gaia’nın kızıdır. Okeanos’dan birçok çocuğu olmuştur. “Nil’in annesi” olduğuna inanılır. Hyperion Güneş’den sorumlu Titan. Theia imaj ve değerli taşlardan ve madenlerden ve ışıktan sorumludur. KoiosZeka tanrısıdır ve Kuzey kutbundan sorumludur. Phoebe, Ay, karanlık ve gizem tanrıçasıdır. Rhea bereket, dağ ve yaylaların tanrıçasıdır. 3. kuşak Olimpos tanrıları Rhea’nın çocuklarıdır. Mesela Olimpiyad, Atlas gibi gelimeler hep bu Titanlar dünyasından gelir.

Mnemosyne hafızadan ve ilhamdan sorumlu tanrıçaların annesi ana tanrıçadır. Themis yağmur tanrıçası. Aynı zamanda adalet, bereket ve düzenden sorumludur. Ona saygı gösterilmez ve insanlar adaletsizlik yaparsa, o yerine Nemesis’i davet eder ve o da o kişileri cezalandırır. Lapetos dikkat ve ikaz tanrısıdır. Kriyus yedek tanrı gibidir. Görevi net olarak belli değildir.

Mitolojideki dünyayı omuzları üzerinde taşıyan adamın adı “Atlas”dır. DS(Citroen) “Tanrıça” anlamındadır. Örnek olarak, Versace, Nike, Strabucks, Goodyear, Maserati, Pegasus, Canon, Diana, Faunus, Flora, Fortune, Jupiter, Mars, Higien, Neptun, Minerva, Veritas, Augustos gibi marka ya da isimler, Tanrıların ya da mitolojik kahramanların isimlerini veya logolarında imajlarını temsil etmektedir.

Bunlar hâlâ paganist. Mitolojik bir dünyada yaşıyorlar. Katolikler, Hz. İsa’dan 50 sene sonra ortaya çıkan bir dine inanıyorlar. Peygamberlerine iftiralar ediyorlar. Aslında hiçbir şeye inanmıyorlar. Dinin onların dünyasında vijdani, geleneksel, kültürel bir aidiyetten başka bir anlamı yok. Tanrılarını bireysel planda vijdanlarına, toplumsal planda mabetlere hapsetmişler. Din dedikleri şey, akılları ile çözemedikleri şeyleri “Religio” başlığı altında toplayıp onu ritüeller ve seremonilerle süsleyip, esoterik bir ayine, geleceği okuyan kehanetler manzumesine, gizemli güçlerin desteği ya da kötülüklerine karşı büyülü törenlere, bazan bir festivale dönüştürüyorlar. Batılılar artık Agnostik bir topluluktur. Aciz kaldıkları konularda ise Esoterizme sığınıyorlar.

Theresa May, Merkel ya da Trump’ın gitmesi ya da kalması, siyasi bir konu olduğu kadar batıda teolojik ve esoterik bir konudur aynı zamanda. Trump, Kudüs’den sonra Golan’ı da tanıyacak ve ardından sıra Mescid-i Aksa’ya gelecek tabii ki. Sen misin Mescid-i Aksa’yı tartışma konusu yapan!.. Buyurun Ayasofya’yı konuşalım o zaman! Erdoğan’ın son açıklaması biraz da bu anlama geliyor.

Havayı koklayayım diyorum, genzim yanıyor sanki. Selâm ve dua ile.