"Gül de Demirel Gibi Hizaya Gelsin"

Kışlalı yazar Gül'e tavsiyelerde bulunmuş kendince. Demirel gibi Gül'de hizaya girmeli diyor.

M. Ali Kışlalı-Radikal

Gül ders almalı
Gül eğer cumhurbaşkanı seçilir de Çankaya'ya çıkarsa, Demirel'den ders almalı. Çünkü Demirel ülke gerçeklerini ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu gerçekler içindeki yerini Çankaya'ya cumhurbaşkanı olarak çıktıktan sonra öğrenmiş bulunuyor. Askerler de, defalarca müdahale ettikleri Demirel'in Çankaya'daki işlevini değerlendirdiler. Hatta görev süresinin uzatılmasını, yasalar izin verse Çankaya'da daha fazla kalmasını istediler.
Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet için yaşamsal öneme sahip TSK'yı tanımak kolay değil. Demirel bunu yapamadığından önce 1971, 12 Mart muhtırasıyla karşılaştı. Kendisini ilk defa 1966 yılında Başbakan iken tanıdığımda masasının üzerinden eksik etmediği küçük kırmızı ciltli Anayasa kitapçığı elinden düşmezdi. Menderes'in hazin sonunu hiç unutmamıştı. Cemal Tural Genelkurmay Başkanlığı'nı bırakmak istemediğini gösteren çabalar sergilerken, Demirel rahmetli Kemal Ilıcak'a 'Acaba akıl hocası kim?' diye sormuştu.
TSK'yı tanımadığından sorunun komuta kademesiyle halledileceğini düşünür, en uygun komuta heyetini seçip getirmesi için, kurnaz ve becerikli, polis kökenli Milli Savunma Bakanı Ahmet Topaloğlu'na güvenirdi.
Demirel'e 12 Mart Muhtırası'nı veren komuta heyetinin oluşmasına Topaloğlu katkıda bulunmuştu. Ama hatanın bu kadrolaşmada değil, siyasi iktidarlarının asker üzerinde yarattığı etkilerin iyi değerlendirilmemesinden kaynaklandığını saptayamamışlardı.
Demirel, Çankaya'ya çıkıncaya kadar yaptığı değerlendirme hatalarının farkına varamadı. Bunların başında, TSK'yı tanıyamamış olmak vardı. Bunu son başbakanlığında kendisiyle yaptığım konuşmada bir kere daha gözlemlemiştim.
Askeri müdahalelerin hep komutanlar arasında verilen kararlar, yapılan planlar neticesi olduğunu düşünüyor, bunların önlenmesi için kendisinin sorumluluk mevkiinde gerekenleri yapmamış oluşunun etkisinin olmadığına inanıyordu.
Çankaya'da askerin hangi misyon için yetiştirilmiş olduğunu gördü. Onların idealizminden etkilendi. Bu düşünce oluşumu asker ile aralarında yepyeni bir sevgi ve saygı ilişkisi doğmasına sebep oldu.
İşte bu sağlam ilişkiye dayanarak ülkenin bir kere daha askeri müdahaleye sahne olmaması için gerekeni yaptı.
Demirel'in tüm yaşamı devlet hizmetinde, önemli görevler üstlenerek geçti. Başbakan olarak kaç defa iktidara geldi. Ama tüm bu yıllarda, yukarıda işaret ettiğim gibi, askeri tanıyamadı. Onu sivil hayatın ya da siyasetin kendine özgü kuralları içinde gördüğünden, doğru anlayamadı ve değerlendiremedi.
Bunu ancak Çankaya'da yaptı.
Gül'ün Çankaya yolunda ilerlemesinin ülkeyi ne tür bir gerginliğe taşıdığını Batı ülkelerin profesyonel gözlemcileri ile birlikte muhakkak Demirel de görüyordur.
Yakın ve orta vadede Gül'ün nelerle karşılaşabileceği hakkında da, deneyimlerine dayalı görüşleri muhakkak vardır. Bunları Gül ile paylaşmasının yararları yadsınılamaz. Ama Gül'ün akıllılık edip Demirel'in kapısını çalması zor beklenir. Çünkü o bir yandan seçim neticelerine dayanarak kontrol altına aldığı Erdoğan'a ve partisine, diğer taraftan da, sureti haktan görünerek çaldığı kapıların yaratacağı kamuoyu havasına güvenmektedir. Bu çabaların içinde doğrudan ya da dolaylı, askere vermeye çalıştığı mesajlar da vardır.
Medyanın çok büyük kesiminin desteğinden yararlanma da vardır.
Ama Demirel'in yaşayarak aldığı dersler yoktur.
Demirel'den bir şeyler öğrenmiş olan Mesut Yılmaz ile yaptığı görüşmede, değerlendirmesini bildiği takdirde, kendisine verilen kimi işaretler vardır.
TSK'nın geçen 30 Ağustos'tan itibaren vermeye devam ettiği, anlaşılması çok güç olmayan değerlendirmeler ve mesajlar vardır.
Gül'ün bütün bunları, sureti haktan görünen kimi kışkırtıcıların etkisinde kalmadan, soğukkanlılıkla anlamaya ve değerlendirmeye çalışmasında büyük yarar vardır.
Gül'ün Çankaya için ders alma gereksinimi vardır.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine