Gül Şarap İçmiyor Diye Deprasyona Girdi

Hayatında hiç şarap içemeyen birileri tarafından yönetildiği için deprasyona giren gazeteci.

Serdar Turgut/Akşam

Bu konuyu kafama taktım

Benim için son yıllarda siyasi açıdan en karanlık gün, ne askeri manifestonun yayınlandığı gün ne de AKP'nin yüzde 46'ı oyu aldığı ne de türban meselesinin çözüldüğü gündü...

Benim sadece son yılların değil neredeyse tüm yaşamımın siyasi açıdan en karanlık günü, AKP'li bir bakanın 'ben şarabın tadından başka her şeyini bilirim' diye demeç verdiği gündü.

Hayatında bir kez bile şarap içmemiş insanlar tarafından yönetiliyor olmak beni irrite etmişti.

O gün depresyona girdim ve hâlâ daha çıkamadım.


Bu hayatın bana oynadığı acımasız bir oyun olmalıydı. Yapılacak bir şey de yoktu. O gece üzüntüden güzel bir şişe şarap açtım ve tabii ki şişeyi bitirdim.

Bu işin sonunun hayra gitmeyeceğini, bunlarla tam anlaşmamın mümkün olmadığını o gün net olarak anlamıştım. Ve o gün, kendimi felaket gününü bekleyen kurbanlar gibi görmeye başladım.

Nitekim felaket günü de beklediğimden hızlı geldi.

Dün yazdığım gibi, Çankaya'da 5 bin şaraptan 3 bininin bozulduğu, 2 bininin kurtarılmayı beklediği haberi geldi.

Bu beklenen kıyamet günü gibi bir şeydi.

Dün bu meseleye şaka yollu değinmeye çalıştım ama bu iyiniyetli uğraşım 'bizim sarhoş kendine yeni demlenme yolları arıyor' şeklinde algılandı.

Bu yüzden bugün imkansızı deneyeceğim. Kısa süre için ciddi olup meseleyi tekrar işlemek zorundayım.

Birkaç önerim var:

1- Bir şarap şirketi ile anlaşılarak kalan şarapların kurtarılması için hızlı bir çalışma yapılabilir.

2- Cumhurbaşkanı'nın talimatıyla bir katalog hazırlanabilir. Var olan şarapların listelendiği bir katalogla açık artırmaya gidilebilir. Cumhurbaşkanlığı özel koleksiyonu şarapları müzayedesinin büyük ilgi göreceğini sanıyorum.

3- Ya da bir restoran ile anlaşmaya gidilebilir. Cumhurbaşkanlığı şarapları o restoranın mönüsünde satışa konulabilir.

Son iki önerimde Çankaya'nın eline bir miktar da para geçecek. Onu da hayır işlerinde filan kullanırlar. İsterlerse Çankaya'yı da dekore edebilirler. Kimse de onları lüzumsuz para harcıyorlar diye eleştiremez.

Bu işe girişmesi için Cumhurbaşkanı'na dilekçe yollayın, bunu meydanlarda haykırın bunu. Yeter ki o güzelim şaraplar diğerleri gibi sirkeye dönüşmesin.

Hem Cumhurbaşkanlığı'nın şarapları müzayedeye koymasının Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi de iyi etkileyeceğini sanıyorum.

Çünkü şarabı satışa koyan bir Cumhurbaşkanı'nın olabildiği bir Türkiye'ye en azından Sarkozy'nin karşı durabilmesi mümkün değil. Ne yani adam; “Türkiye İslam ülkesi olduğu için Avrupa'ya uygun değil” mi diyecek?

O zaman adama; 'kafayı mı yedin sen. O ülkenin Cumhurbaşkanı şarap bile satıyor be adam. Yıkıl karşımızdan ve devril Bruni'nin üstüne” demezler mi...

Zaten Merkel'in konuşması da önemli değil. Çünkü o birayla mutlu olan barbar bir ırka mensup. Bu kadar basit işte... Türkiye ile alıp vereceği bir şey olamaz onun.

Ciddiye almayacağını biliyorum ama Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu meselenin önemli bir kanayan yara olduğunu görmesi gerekiyor. Çözerse en azından ben ve büyük ihtimalle Oray ile Engin de onu çok seveceğiz. Çünkü biz iyi bir şarap içebilmek için gerekirse birçok taviz verebiliriz. Bu konuda ilkeli ve tutarlıyız.

Bu konuda bugüne kadar sesini çıkarmayan ve Papermoon'da sessizce içkisini yudumlamayı sürdüren ruhsuz korkaklara bir şeyi hatırlatmak istiyorum.

Düşünsenize; Çankaya'daki şaraplar içinde mutlaka Bordeaux şarapları, Rojalar, güzel Chianti'ler, hatta bir kasa GAJA bile vardır.

Bunlar için halk isyanı bile düzenlemek meşrudur.

Fransa'da devrim esnasında Bastille'i basıp mahkumları kurtarmışlardı ya; biz de Çankaya'yı basıp şarapları kurtaralım.

Bizde burjuva demokratik devrimin şarap meselesine bağlı olarak yaşanması yaman bir çelişki ve güzellik olmaz mıydı; ne dersiniz?...

Mesela ben, öyle bir Türkiye'yi daha çok severdim.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak