Gülen Cemaati'ni niye hedef aldı?

Konuşmada 'cemaatler' deniyordu ama vurgulamalardan ve satır aralarından kastedilenin Fethullah Gülen Cemaati olduğu apaçıktı.

EMRE AKÖZ/SABAH

Harp Akademileri Komutanlığı'nda dinlediğim GK Başkanı Org. İlker Başbuğ'un konuşmasında altı çizilmesi gereken birçok nokta vardı. Bunlardan biri, hiç kuşkusuz, ' dinsel cemaatler' konusuydu.
Org. Başbuğ'a göre, ekonomik açıdan güçlenen dini cemaatler, daha sonra toplumsalpolitik yaşamı biçimlendirmeye ve tek tip yaşam tarzını yaymaya çalışmaktaydılar.
Konuşmada 'cemaatler' deniyordu ama vurgulamalardan ve satır aralarından kastedilenin Fethullah Gülen Cemaati olduğu apaçıktı.
TSK'nın, Gülen Cemaati'ne karşı rahatsızlığı yeni bir olgu değil tabii ki. Fethullah Gülen önderliğindeki faaliyetlerin (okullar, vakıflar, diyalog ve hoşgörü çağrıları, vb.) bilhassa liberaldemokrat kesimde ilgi görmesi, 10 yıl önce cemaate karşı psikolojik bir operasyon yapılması ile sonuçlanmıştı.
28 Şubat örtülü darbe süreci henüz devam ederken, Haziran 1999'da servis edilen derleme bir kasetle kamuoyu Gülen'e karşı çevrilmişti.
Bu operasyonun sonucu olarak, sağlık sorunları yüzünden ABD'de bulunan Gülen, bir daha Türkiye'ye dönmedi.

Soralım: Org. Başbuğ niye Gülen Cemaati'ni hedef aldı?
Bu durum, sadece ve sadece, askerlerin değinmeden geçemedikleri laiklik temasının bir uzantısı mı?
Mesele bundan ibaret değil.
İki saatlik konuşmasının büyük bölümünü (55 dakika) kimlik politikaları, PKK ve terörle mücadele konusuna ayıran Org. Başbuğ, çözümle ilgili şunları söyledi:
1) Örgüte katılımın engellenmesi, 2) Dağ kadrosunun örgütten ayrılması için yasal düzenlemeler yapılması, 3) Ekonomik, sosyal, kültürel tedbirlerin alınması. 4) Uluslararası desteğin ve finansal kaynağın kesilmesi, 5) Örgütün Kuzey Irak'tan çıkarılması.
Yani belli oldu ki ABD Başkanı Obama'nın çizdiği yol haritasıyla bu iş çözülecek: Türkiye, Kürdistan'ı tanıyacak. PKK silah bırakacak. Kimlik taleplerinin önemli bir bölümü karşılanacak.
İşte bu noktada bir kez daha Gülen Cemaati'ne gelmiş oluyoruz:
Cemaat, sadece Güneydoğu'daki değil, Kuzey Irak-Kürdistan'daki faaliyetleriyle de, Kürt meselesinin çözümünde bir aktör olarak ortaya çıkıyor.
TSK şimdi de bundan rahatsız: Müzakere sürecinde devletin resmi kurumlarından başka bir aktörün (hele bir cemaatin!) devrede olmasını (rol çalmasını) istemiyor.
Hatta bir spekülasyonda bulunabilirim: Obama yönetimi ile anlaşma yapılırken, Gülen Cemaati de masaya yatırılmış olabilir mi? ("Biz buradan sıkıştıralım, siz oradan.")

Emre AKÖZ'ün yazısının devamını okumak için tıklayın...

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı