Fikret Bila'nın köşe yazısı
Gül'ün türbanla ilgili ölçüleri
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, türban konusunda çok dikkatli konuşuyor. Gül, "türban" yerine "baş örtüsü" demeyi tercih ediyor.
Bir diğer dikkati de eşi Hayrünnisa Gül'le ilgili. Cumhurbaşkanı Gül, eşinin türbanı nedeniyle gerginlik doğuracak ortamların oluşmasına mümkün olduğunca izin vermiyor. Resmi törenlere eşiyle katılmıyor. Eşiyle çıktığı ilk yurtdışı gezisi olan KKTC'de de buna özen gösterdi. Askerlerin de katılacağı törenlerin bu ölçüye göre hazırlanmasına izin veriyor. Israr etmiyor.
KKTC ziyaretinde ortaya çıkan bir diğer gerçek de askerlerin, "türban"la bir araya gelmemeye özen gösterecekleri. KKTC'de komutanların katıldığı ve katılmadığı tören ve faaliyetlerde bu da bir kez daha görüldü.
İki ölçü
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le Girne'de yaptığımız görüşmede ortaya koyduğu görüşlerden iki ölçü ortaya çıktı:
1- Avrupa Birliği uygulaması,
2- Türbanın bireysel tercih ve özgürlük olarak kullanılması, grup hakkı veya siyasi hak gibi kullanılmaması ve görülmemesi,
Gül, birinci ölçüyü, "mahalle baskısı" olarak ifade edilen kaygıya yer olmadığını açıklamak için kullanıyor. Diyor ki, "Avrupa Birliği ülkelerinin hangisinde baş örtüsü nedeniyle üniversiteye gitme yasağı var? Hangi Avrupa Birliği ülkesinde baş örtülü öğrenciler bir tehdit olarak algılanıyor? Böyle bir şey yok. Türkiye, Avrupa Birliği ile müzakere halinde bir ülke. Önündeki en büyük proje Avrupa Birliği. O halde böyle bir kaygıya gerek yok."
Gül, bu kaygıyı duyan ve dillendirenlere karşı "AB'ye bakın" ölçüsünü veriyor. Gül'ün mesajlarından biri bu.
İkinci ölçüsü ve mesajı ise hem türban kullananlara hem de bundan dolayı kaygı duyanlara...
Cumhurbaşkanı'nın kendi deyimiyle baş örtüsü kullananlara yönelik mesajı şöyle ifade edilebilir:
Bu sizin bireysel tercihinizdir. Biz buna özgürlük olarak bakıyoruz. Ancak, bu tercihin bireysel olması önemlidir.
Gül'ün mesajı türbanın grup hakkı veya siyasal hak gibi görülmemesi...
Kaygı duyanlar açısından verdiği mesaj de türbana "özgürlük ve bireysel tercih" olarak bakmaları. AB'nin de böyle baktığının görülmesi...
Gül'ün tercihi
Cumhurbaşkanı Gül'ün üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını istediğini herhalde söylemeye gerek yok.
Bu konuda Şerif Mardin Hoca'nın da aynı yaklaşımı gösterdiğine dikkat çekiyor Cumhurbaşkanı.
Şerif Mardin'in tartışılan röportajında, "Türbanlı öğrenciler üniversiteye girebilmeliler" dediğini anımsatıyor ve "Bizim de başından beri savunduğumuz buydu, bu nedenle eğitim-öğrenim hakkının kimsenin elinden alınmamasıydı" diye ekliyor.
Cumhurbaşkanı bu konuda, AB'yi ünlü deyimle "çıpa" olarak görüyor.
(Milliyet)