"Tenvira tam bir Osmanlı hayranıydı ve ziyaretine gelen Türkler bu büyük dava adamına tarihimizi -Müslümanların hür olarak yaşadıkları günleri- hatırlatıyorlardı. Hatta yaklaşık 1.5 ay önce ilk defa tanışma imkanı bulduğumuz ziyaret esnasında Tenvira Türk olduğumuzu öğrenince gözyaşlarını tutamamıştı. Osmanlı, Tenvira için özgürlük anlamına geliyordu ve Tenvira'ya göre Müslümanlar Osmanlının yıkılışının ardından özgürlüklerini kaybetmişlerdi."
ADEM ÖZKÖSE-ŞAM
a_ozkose@yahoo.com
Patanili Müslümanların Efsanevi Önderi Kebir Abdurrahman Tenvira ile ilgili yazacağım yazının başlığını kararlaştırdığımda Tenvira daha hayattaydı. Bu nedenle Tenvira için yazacağım yazının başlığı normalde, "Güneydoğu Asya'nın Yaşayan Son Efsanesi=Kebir Abdurrahman Tenvira" olacaktı. Geçen cumartesi günü önce Tenvira'nın acilen İbn-i Nefs Hastanesi'ne kaldırıldığı haberini aldım. Bu haberden bir buçuk saat sonra ise Tenvira'nın danışmanlığını yapan Patanili Arkadaşım Rusliy donuk bir sesle telefonda; " Büyük Mücahid, Patani Halkı'nın yiğit önderi Kebir Abdurrahman Tenvira'yı kaybettik. İslam Ümmeti'nin ve Patani Halkı'nın başı sağolsun" dedi. Birden zihnim altüst oldu, kalbim acıdı ve sadece "İnnalillahi ve inna ileyhi raciun" diyerek karşılık verebildim. Telefon kapandıktan sonra daha 3 gün önce Filistinli bir arkadaşımla Tenvira'nın evine yaptığımız ziyareti hatırladım. Tenvira bir hayli bitkin görünmesine rağmen elinden geldiği kadar ziyaretçilerine ilgi göstermeye çalışıyordu. Ziyaretçiler arasında Türkler varsa, onlara daha özel davranıyordu. Çünkü Tenvira tam bir Osmanlı hayranıydı ve ziyaretine gelen Türkler bu büyük dava adamına tarihimizi -Müslümanların hür olarak yaşadıkları günleri- hatırlatıyorlardı. Hatta yaklaşık 1.5 ay önce ilk defa tanışma imkanı bulduğumuz ziyaret esnasında Türk olduğumuzu öğrenince gözyaşlarını tutamamış, ceddimiz nedeniyle gördüğümüz bu ilgi bizi de bir hayli hüzünlendirmişti. Osmanlı, Tenvira için özgürlük anlamına geliyordu ve Tenvira'ya göre Müslümanlar Osmanlının yıkılışının ardından özgürlüklerini kaybetmişlerdi. Bir halka bağımsızlıkları için savaşmayı öğreten bu büyük dava adamı ne yazık ki Türkiye'de pek fazla tanınmıyor. Şu an 30 bin Müslüman'ın Tayland Hapishanelerinde tutsak olduğu işgal altındaki Patani'ye ilgimizi, sevgimizi, desteğimizi göstermenin zamanı geldi de geçiyor bile" Patani Müslümanlarının efsane önderi Kebir Abdurrahman Tenvira'yı tanımak, Patani Halkı'nı ve bu mazlum halkı tanımak için iyi bir başlangıç olabilir diye düşünüyorum.
SULTAN LEBİH'İN TORUNU
1939 yılında Yala Bölgesi'ne bağlı Lubok Bamah Köyü'nde dünyaya gelen Kebir Abdurrahman Tenvira'nin soyu Patani İslam Krallığı'nın son sultanlarından olan Sultan Lebih'e dayanıyor. Daha küçük yaşlardan itibaren Pundok Medreseleri'nde dini eğitim almaya başlayan Tenvira'nın babası Muhammed Tenvira, Patani'de son derece sevilen bir İslam alimidir. Şu an hayatta olan Muhammed Tenvira yaklaşık 115 yaşında. Kebir Abdurrahman Tenvira'nın annesi Hatice Hanım da Yala Bölgesi'nin en soylu ailelerinden birinin kızı olarak biliniyor. Kebir Abdurrahman Tenvira ilk eğitimini Patanili Müslümanlar için büyük önem taşıyan Pondok Medreselerinde aldı. İlk ve ortaokulu köyünde, liseyi ise Yala'da okuyan Tenvira, daha küçük yaşlardan itibaren Budist Tayland Hükümeti'nin Patani Halkı'na yönelik yaptığı zulümlere şahit oldu. Budist Tayland Hükümeti'ne bağlı askerler Pondok Medreselerini ateşe veriyor ve Pondok Medreselerinde hocalık yapan alimleri tutuklayıp hapishanelere atıyorlardı. Üniversite eğitimi için Tayland'ın başkenti Bankok'a giden Tenvira, burada Nur İslam Üniversitesi'ne kaydoldu. Üniversite yıllarının başlangıcından itibaren siyasi mücadelenin içine giren Tenvira, Patanili öğrenciler arasında bağımsızlık fikrini yaymak için çalışmalar yapmaya başladı. Kendisi gibi Tayland'ın başkenti Bankok'ta okuyan Patanili öğrencilerle toplantılar yapan Tenvira, 1960 yılında Tayland'ın başkenti Bankok'ta "Tevaun Cemiyeti" adı altında bir öğrenci teşkilatı kurdu. Bu teşkilata üye olan öğrencilerin çoğu Patanili'ydi. Tenvira bu öğrencilerle yaptığı toplantılarda sürekli olarak 18. Yüzyılda Patani'ye hükmeden Patani İslam Krallığı'na vurgu yapıyordu. Tenvira'ya göre Patani'deki özgürlük mücadelesinin temel fikri İslam olmalıydı ve Patani toprakları işgalden kurtulduktan sonra bölgede tam bağımsız bir İslam Devleti kurulmalıydı. Tenvira'nın fikirleri ilk olarak Bankok'ta okuyan öğrenciler arasında, daha sonra da Patani'de büyük ilgi görmeye başladı. "Teavun Cemiyeti"ne mensup olan Patanili öğrenciler yaz tatillerinde Patani'ye dönerek 2 ay boyunca halka Tenvira'nın fikirlerinden bahsettiler. Tenvira da bir grup arkadaşıyla birlikte Patani'yi baştan aşağı dolaştı ve Pundok Medreseleri'nde toplanan halka konuşmalar yaptı. Patani Halkı, Sultan Lebih'in torunu olan bu genç öğrenciye büyük sevgi gösteriyordu. Bu arada Tenvira'nın çalışmaları Budist Tayland Hükümeti'nin gözüne batmaya başladı ve halkı isyana teşvik suçuyla Tenvira'nın yakalanması için karar çıkarıldı. O dönemin muhalefet partisi olan "Tayland Demokrat Partisi"nden bir dostu Tenvira'ya tutuklanacağını bildirdi ve bir an önce Tayland'ı terk etmesi gerektiğini söyledi.
ELVADA PATANİ"
Tenvira, Budist Tayland Hükümeti tarafından hakkında çıkarılan tutuklama emri nedeniyle 1962 yılında bir grup arkadaşıyla birlikte çok sevdiği Patani'yi terk edip Hindistan'a geçti. Hindistan'da eğitimini kaldığı yerden sürdüren Tenvira , Hindistan Uluslar arası Hukuk ve Siyasal Bilgiler Enstitüsü'nü bitirip devletler hukuku alanında mastırını tamamladı. O dönem Patani'de komünist ve milliyetçi ideolojiler halk üzerinde bir hayli etkindi. İşgalci Tayland Hükümeti'ne karşı silahlı eylemler düzenleyen "Patani Milli Kurtuluş Cephesi" Malay Milliyetçilğini, "Patani Milli Devrimci Cephesi" de sosyalizmi savunuyordu. Tenvira Hindistan'da öğrenim gören Patanili öğrencilerle yaptığı toplantıların sonunda Patani Direnişi'nde yeni bir dönem açacak olan "Patani Birleşik Kurtuluş Örgütü" (PULO)'yu kurma kararı aldı. 1968 yılında Kebir Abdurrahman Tenvira'nın liderliğinde 7 Patanili öğrenci tarafından Hindistan'da kurulan PULO, kendini Patani'nin özgürlüğü için mücadele eden bir İslami direniş hareketi olarak tanımladı. İlk toplantıda alınan en önemli karar ise bir yıl sonra Mekke'deki Arafat Dağı'nda yapılacak büyük kurultaydı. Yurtdışında öğrenim gören Patanili Öğrencilere, Patani'de yaşayan alim, işçi ve siyasetçiler başta olmak üzere toplumun farklı kesimlerinden insanlara haber gönderildi ve bir yıl sonraki hac da Arafat Dağı'nda dev bir kurultay yapıldı. Bu kurultayda PULO'nun kurulduğu Patanililere duyurularak, toplantıya katılanlardan destek istendi. Başta Patanili Alimler olmak üzere toplantıya katılanların hemen hemen hepsi Kebir Abdurrahman Tenvira'ya biat ederek, Tenvira'yı Müslüman Patani Halkı'nın lideri olarak seçtiklerini açıkladılar. Eğitime büyük önem veren Tenvira, bir taraftan Patani'deki temsilcilerine eğitim alanında çalışmalar yapmaları yönünde talimat verirken, diğer taraftan da kendi eğitimini sürdürdü. İsveç'teki Lund Üniversitesi'ne kaydolan Tenvira, doktora tezini "Patani Sorunu ve Tayland Hükümeti" isimli kitabıyla tamamladı. Daha sonra Patani sorunun uluslar arası alana taşımak için geziler yapmaya başlayan Tenvira, Libya Lideri Muhamed Kaddafi, zamanın Pakistan Lideri Ziyaülhak, İran Lideri İmam Humeyni, Suriye Lideri Hafız Esad, Irak Lideri Saddam Hüseyin'le görüşmeler yaptı. 1968'den 1975 yılına kadar Patani'de eğitim çalışmalarını sürdüren PULO mensupları halk arasında büyük bir taban oluşturdu.
VE PULO DİRENİŞİ BAŞLATIYOR
Tayland Askerleri 29 Kasım 1975'de Narativat'ın Baço Kasabası'nda 5 Patanili Genci öldürdü. Bunun üzerine Tenvira, Patani'deki PULO Mensuplarına Tayland Hükümeti'ni protesto eden büyük bir gösteri yapmaları yönünde haber gönderdi. Kurban Bayramı ile aynı güne denk gelen 11 Aralık 1975'de 7O bin Patanili bir araya gelip, PULO öncülünde Budist Tayland Hükümeti'nin Patani'de yaptığı zulümleri protesto etti. Gösteri sırasında grubun üzerine askerler tarafından bomba atılması üzerine 12 Patanili hayatını kaybederken, 100'den fazla kişi de yaralandı. Bu olaydan bir gün sonra Tenvira bir bildiri yayınlayarak PULO'nun Budist Tayland Hükümeti'ne karşı cihad ilan ettiğini duyurdu. PULO'ya bağlı askeri güçler bu tarihten itibaren Tayland Hükümeti'nin bünyesindeki askeri hedeflere yönelik eylemler düzenlemeye başladı. PULO 1 yıl içinde 250'den fazla askeri operasyona imza atarak, bölgede büyük bir güç olduğunu gösterdi. Tenvira FKÖ ve FHKC gibi Filistinli direniş gruplarıyla da ilişkiye girerek bu örgütlerin İsrail'e karşı verdikleri mücadeleye askeri destek verdi.
ÖZGÜRLÜK VE MAZLUMLAR İÇİN DİRENİŞ
Mısır, Libya, Suriye, Sudan, İsviçre, Hollanda ve Almanya'ya bürolar açan Tenvira, Patani'deki işgali uluslar arası bir boyuta taşımayı başardı. Tayland İstihbaratı 3 kez Tenvira'yı zehirlemeyi kalkışsa da, Tenvira kendisine yönelik gerçekleştirilen suikast girişimlerinden zekası sayesinde kurtuldu. 1996 yılında hastalığı nedeniyle PULO'nun liderliğini bırakmak zorunda kalan Tenvira, Patanili Direnişçiler tarafından ülkedeki direnişin manevi lideri olarak ilan edildi. Tenvira tam 44 yıldır ülkesine giremiyordu. Bir dönem Sudan'da yaşayan Tenvira, hastalığı boyunca Suriye'de tedavi gördü. En büyük hobisi çiftçilikle uğraşmak olan Tenvira, başta Arapça, İngilizce ve Almanca olmak üzere 8 dil biliyordu. Çevresi tarafından entelektüel, ısrarcı, cesur, Patani'ye ve çocuklara düşkünlüğüyle tanınan Tenvira'nın mücadelesinin temelini "Allah, işgal altındaki Patani ve zulüm gören bütün Müslümanlar başta olmak üzere ezilen bütün dünya halkları için mücadele" sloganı oluşturuyordu. 28 Haziran Cumartesi günü saat 16. 45'de İbn-i Nefis Hastanesi'nde hayata gözlerini yuman Tenvira, Patanili öğrenciler tarafından Şam'da hüzünlü bir törenle toprağa verildi. Allah mekanını cennet eylesin. İnnalillahi ve İnnaileyhi raciun"
Tenvira doktorasını İsveç'te kaleme aldığı Patani Sorunu ve Tayland Hükümeti isimli kitabıyla tamamladı.
Fotoğrafta gözlüklü olan kişi Kebir Abdurrahman Tenvira'dır. Tenvira PULO'nun bir çok toplantısını kutsal topraklarda düzenledi.
Tenvira sağlığı bozulunca PULO'nun liderliğini bıraksa da, direnişçiler onu hep manevi lider olarak gördüler.
Bu fotoğraf ise Tenvira Sudan'da ikamet ederken çekildi. Tenvira sürgün hayatının bir bölümünü Sudan'da, diğer bölümünü ise Suriye'de geçirdi.
Tenvira, Arap ve Avrupa ülkelerine açtığı bürolar vasıtasıyla Patani sorununu uluslar arası bir düzeye taşıdı.
Patani Direnişi'nin büyük önderi vefat ettiği Şam'da bir grup Patanili öğrenci tarafından toprağa verildi. Cenazeye başta HAMAS olmak üzere Şam'da büroları bulan direniş gruplarının temsilcileri de katıldı.
GERCEK HAYAT DERGİSİ