Güveninizi geliştirme yolları

Kendinize ne kadar güveniyorsunuz? Bizi yaratan Rabbimiz, kaldırabileceğimiz yükleri bize vermiştir

Haydi Bismillah"
Bu iş yapılacak inşallah!
Sonucun imkan dahilinde olduğundan emin olun. Belki de bir başkası bu hedefe ulaştı ya da benzeri bir başarı elde etti. Farklı bir şık olarak, bu işin yapılabileceği konusunda içiniz rahat olsun.
Sınırlayıcı inançlara dikkat!
Sonucun sizin sayenizde mümkün olduğuna inanın. Hedeflere ulaşma kabiliyetimiz konusunda genellikle sınırlayıcı inançlarımız vardır. Sizi sınırlayan inançlarınızı kontrol etmek ve bunlar için önlem almak önemlidir. Amacınız, hedefin yalnızca mümkün olduğunu değil, sizin sayenizde mümkün olduğunu hissetmektir.
Gerçekten isteyin!
Sonuca ulaşmayı gerçekten isteyin. Bir hedefe ulaşmayı ne kadar çok istersek, ona ulaşmak için üzerinden atlayacağımız engeller de o kadar büyük olur ve sonuçta, kendimize olan inancımız da o ölçüde artar. Gerçekten istediğiniz bir hedefi seçin ve hedefinize ulaştığınız takdirde elde edeceğiniz temel değerleri anlamaya çalışın.
Hak ettiğinize inanın!
Sonucu hak ettiğinize inanın. Pek çok insan, içten içe, başarıyı hak etmediğine inanır. Harekete geçmeye çalıştıklarında, bu inanç onları kısıtlar; motivasyonlarını kaybederler ve başarısız olurlar. Unutmayın, hedefinize doğru tutarlı bir biçimde çalışırsanız, elde ettiğiniz tüm başarıları hak edersiniz.
Çelişkilere dikkat!
Hedefinize ulaşmak, sahip olduğunuz diğer inanç ya da değerler ile çelişmemelidir. Bir girişimci, bir yandan milyonlar kazanmak isterken, diğer yandan çok parası olan insanların açgözlü olduklarına inanabilir. Hedefiniz, diğer inanç ve değerleriniz ile örtüşmüyorsa, bilinçaltınız, bu hedefe ulaşıp ulaşmamanız konusunda şüphe duymanıza yol açarak sizi engelleyebilir. Herhangi bir çelişen inancı ve değeri anlamak ve uzlaştırmak, bütün varlığınızın desteğini alarak hedefe doğru ilerlemenizi sağlar.
Bir plan yapın
Araştırmaya ve plan yapmaya zaman ayırmak, hedefinize nasıl ulaşacağınızı açıkça görmenizi sağlar. Plan ne kadar iyiyse, hedefin ulaşılabilirliği konusunda kendinize olan güveniniz de o kadar artar.
Küçük adımlara inanın!
Plandaki her adımı atabileceğinize inanın. Nihai hedefler genellikle öyle büyük ve uzak görünür ki bunaltıcı bir hal alır. Hedefinize ulaşmak, en basit anlatımla başarılabilir küçük adımlar atmak demektir. Planınızdaki her adımın üstesinden gelebileceğinize emin olmak, nihai hedefinizi de başarabileceğiniz anlamına gelir.
Planınıza inanın!
Planın adımlarını gerçekleştirebileceğinize inanın. Gerçekleştirebileceğiniz bir planınızın olması, bunu yapacağınız anlamına gelmez. Genellikle bu planın uyması gereken başka taahhütlerimiz ve sınırlamalarımız olur. Bu nedenle, planınızdaki adımları atmaktan sizi alıkoyabilecek engelleri düşünmeli ve bu konuda çalışmalısınız. Daha sonra, ne olursa olsun, planınızı yaşama geçirmek için çabalamalısınız.
Sonuca inanın!
Hedefinize ulaşma ihtimalinizin olduğuna inanın. Hedefinize ulaşma ihtimalinin yüzde 80'in üzerinde olduğuna inanmayı amaçlamalısınız. Gözünüzde nihai hedefinize ulaştığınızı canlandırmak ve sahip olduğunuz son şüpheleri de ortadan kaldırmak, başarılı olacağınıza inanarak harekete geçmenizi sağlayacaktır.
Beden dili ve iletişimci
Başarılı iletişimci, beden dili konusunda tam bir uzmandır. Jest ve mimikleri, konuyla öylesine ahenkle kaynaştırır ki, dinleyenlerde bir tiyatro sanatçısını izliyormuş intibaı uyandırır.
Konuşmacının, konuyla çelişen el, kol, yüz, göz ve beden hareketleri, dinleyicileri rahatsız eder. İletişimin zayıflamasına, etkinin sönükleşmesine sebep olur.
Göze hitap eden iletişimin, kulağa hitap edenden % 60 daha etkili olduğu, bilimsel deneylerle kesinlik kazanmıştır. Beden dilinin doğru iletişimde, en etkin iletişimci pozisyonu olduğu, uzmanların ortak kanaatidir.
Başarılı iletişimci, şu konularda çok dikkatlidir; Başta, gözlerini çok etkili ve ustalıklı kullanır. Çünkü göz, zihinsel, duygusal ve ruhsal zekayı, her tür enerji ve sinerjileri muhatabına yansıtmada en önemli organdır. Göz teması, inandırıcılığın vazgeçilmezlerindendir.
Zeki insanların bakışı, manyetik bîr cazibe merkezidir, derinden etkiler. Gözün kullanılış biçimleri, birçok psikolojik durumumuzu ele verir. Mesela, göz kaçırmak; kuşku içinde olduğumuzu gösterir. Gözü aşağı indirmemiz; teslimiyetimizin veya, güvensizliğimizin ifadesidir.
Başarılı iletişimci, yüzünü de en az gözü kadar mükemmel kullanmaktadır.
Yüz, yedi temel duygunun merkezi konumundadır. Korku, öfke, şaşkınlık, iğrenme, mutluluk, üzüntü, acı, keder, sevgi, saygı ve şefkat gibi...
Başarılı iletişimci yüzünü, çok gelişmiş bir ekran gibi kullanır. Bu ekrandan, daima olumlu görüntüler, güven veren tebessüm, ümit veren heyecan, istek uyandıran canlılık yansır.
Kaşların da konuşmada, azımsanamayacak bir yere sahip olduğu muhakkaktır. Bakışmada kaşların yukarı kaldırılması (birkaç saniye içinde,) dostluk, samimiyet ve güven işaretidir.
Burun ucundan bakmak veya başını kaldırıp burun ucundan bakmak; muhatabı küçük görmek, bakışıyla ezmek anlamına gelir.
Konuşmada duruş şekilleri de çok çok önemlidir. Özrü olmayan normal bir kişinin, göğüs, omuz ve başının dik ve düz durması en olumlu duruş şeklidir.
Zamanı doğru kullanalım
İnsanlar zamanın ancak yüzde 60'ına hükmedebiliyorlar, kişinin kontrolü dışındaki olaylar ise toplam zamanın yüzde 40'ını alıyor. Bu nedenle zamanın sadece hükmedilen yüzde 60'lık bölümü için zaman yönetimi uygulaması yapılabiliyor. Bu oranı yüzde 100'e çıkarmak ise mümkün olamıyor. Zamanın bu bölümünde 80/20 ilkesi önem taşıyor. Bu ilke, zamanının yüzde 20'si ile işlerin yüzde 80'ini, zamanın kalan yüzde 80'i ile de işlerin yüzde 20'sini gerçekleştirmekte olduğumuzu ifade ediyor.
Zamanı kullanma püfleri
Zamanını iyi bir şekilde yönetmek isteyen kişinin, yaşama (Ben ne olmak istiyorum? Hangi alanlar ilgimi çekiyor?...vb) ve işe (Hangi işlerden zevk alıyorum? Nasıl motive olurum...vb) ilişkin amaçlarını belirlemesi gerekiyor.
Zamanın nerelere harcandığı belirlenmelidir. Bir ay süreyle her gün, her yarım saatte bir, yapılmış olan tüm işler kaydedin. Bu sıkıcı ancak önemli etkinlik, zamanınızın nasıl harcandığı konusunda önemli ipuçları verecek ve bir sonraki aşamaya sizi hazırlayacaktır.
Kontrolünüz altındaki yüzde 60'lık zaman dilimini planlayın. Planlamayı mümkünse yıllık, aylık, haftalık ve günlük olarak, ama mutlaka yazılı olarak yapın. Böylece, kafanızdaki zaman planı unutulmaz, zihninizin meşguliyeti azaltılır, konsantrasyonunuz artar, tamamlanmayan işler unutulmaz, faaliyet arşiviniz olur.
İşlerinizi önem derecesine göre sıralayın. Bunu yaparken ABC Analizi'ne başvurun. Şöyle ki: Mevcut görevlerinizin hangi yüzde 15'i çalışma zamanınızın yüzde 65'ini dolduracak kadar önemli (A görevleri). Mevcut görevlerinizden hangi yüzde 20'si çalışma zamanınızın yüzde 20'sini dolduracak kadar önemli (B görevleri). Mevcut görevlerinizden hangi yüzde 15'i çalışma zamanınızın yüzde 65'ini dolduracak kadar önemli (C görevleri)
A'lar üzerinde yoğunlaşın, B'leri mümkün olduğunca devredin ve C'leri atmanın yollarını arayın.
Tek bir işe yoğunlaşın ve işi bir kerede bitirin. On yıl, bir yıl sonra kendinizi, işinizi, evinizi, ailenizi nasıl ve hangi noktada görmek isteğinizi belirleyin.
"Bilmiyorum", "yardım istiyorum", "yanlış yaptım" diyebilin.
Zaman tasarrufu yöntemleri
Erken kalkın
Uyanır uyanmaz yataktan kalkma isteği oluşturmak için her gün kendinize eğlence ve keyif verecek bir düşünce geliştirin.
Günlük giyeceklerinizi ve çantanızı akşamdan hazırlayın.
Güne olumlu başlayın, pozitif düşünmeye çalışın.
Sağlığınızı koruyun, varsa sağlık sorunlarınızı geciktirmeden çözün.
Kendinize randevu verin, bu saatleri sadece kendinize ayırın.
Kararlı olun, seri hareket edin.
Hedefe ulaşmada kestirme ve alternatif yolları deneyin.
Not alma alışkanlığı edinin.
Önünüzde yalnızca iş olsun, ilgisiz olanları kaldırın.
Yönetici iseniz ayrıntılarla uğraşmayın.
İdeal çalışma ortamı oluşturun.
Yazılı kayıt tutun, mutlaka ajanda kullanın.
Yolda düşünün, zihinsel planlama yapın.
Hızlı ve etkili okumayı öğrenin.
Zihinsel gücünüzün verimliliğini artıracak her unsura (kitap, kurs...vs) yatırım yapın.
Bilgilerinizi güncelleyin.
Davetsiz misafirlerin sizi meşgul etmelerine izin vermeyin.
Hata yapmaya hakkınız olduğunu unutmayın, ancak geçmişte yaptığınız hataları da tekrarlamayın.

Sağlık - Aile Haberleri

"Karton" Denilen Hastane Açıldı
Dünya Çölyak Günü
İslamda Boşanma Sonucu Çocukların Durumu
Kısasın Psikolojik ve Sosyolojik Etkisi
Çocuklara İman Öğretiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler