Güvenlik açığı, sonuçlardan önce görülmeli

Selâhaddin Çakırgil

İstanbul’da 12 Ocak günü meydana gelen ve tamamı Alman 10 turistin ölmesi, bir o kadarının da ağır yaralanmasıyla neticelenen Sultanahmet Patlaması’, terörün sınır tanımadığını bir daha gözler önüne sermiş olmalı. 

Terör eylemlerinin en berbat tarafı budur; nerede, ne zaman, nasıl, kime karşı ve kim tarafından, nasıl yapılacağının önceden bilinememesi.

Sivil savunmasız kesimlerin, hele de turistlerin hedef seçilmesi, genel bir tedirginlik ve güvenlik zaafının bulunduğu havasını dünya çapında yaymak.

Bombacının hemen DAİŞ mensubu olduğunun değerlendirildiği gibi resmî beyanlar hiç de inandırıcı gözükmemektedir.   

***

Sıkı güvenlik kontrollerine gelince. Herkesin kontrol edildiği bir polis devleti görüntüsü zaten başlı başına bir problemdir. Ancak kontrol konusunda bir gevşeklik olduğunu da belirtmeliyim. Özellikle güvenlik için vazifelendirilmiş elemanların son derece lâkayd, özensiz hareket ettiklerine hemen daima şahid olunabilmektedir.

Hele de, her gün onbinlerce insanın taşındığı Marmaray’a binerken yapılan sözde güvenlik kontrolleri tam bir komedi.

Oradaki  güvenlikçiler genel olarak, orada sadece beklemiş oluyorlar, ellerindeki dedektörleri ise arada bir kullanıyorlar.

Halbuki bu gibi terör eylemleri her zaman tezgahlanmaz.

Bir hadise meydana geldikten sonra, sıkı tedbirler bir süre için alınır, sonra yeniden gevşetilir. Terör eylemlerini yapacak olanlar ise tam da o gevşeme anlarını gözetlemeyecek kadar aptal değildirler. Bombaların patlamasından sonra yapılacak açıklamalar yerine, baştan sıkı ve rasyonel tedbirler almak gerekmiyor mu?

***

Geçenlerde bir şehre gidecektim, uçakla.. Kontroller yapılıyor. Ekranda, çantamda bir küçük tornavida görüldüğünü söylediler.

Bu olabilirdi. Çünkü, gözlüğümün cam vidasının gevşemesi sırasında kullandığım küçücük, incecik bir tornavida vardı.. Ama onu kaybettiğimi sanıyordum. Meğer çantanın kıvrımları arasına girmiş. Güçlükle bulabildik. Durumu izah ettim ‘Polise göster, kabul ederse geçirirsin, yoksa bırakman lâzım..’ dediler..

Polis de izin verdi.

İki gün sonra dönüşte, sabahın oldukça erken bir saatinde, İstanbul’a dönüş için yine hava alanındayım.. Çantalar kontrol ediliyor.. Kontrolü yapan polis, sabahın köründe, o erken saatte gözlerini açamıyor ve uyuyordu; bizzat gördüm.

Çantamda o küçük tornavida yine vardı.

Ekranda görülmedi mi, ya da alarm verdiyse, polis uyuduğundan mı görmedi, bilmiyorum. 

Yani o durumda, uçağa bir patlayıcı veya silah da sokulabilirdi.

***

Güvenlik memurları‘bostan korkuluğu’ durumunda olmamalı ve ilgililer de bu gibi hele de hassas yerlerdeki güvenlik ekipmanlarını zaman zaman kontrol ve test etmeliler. Şahsen, kontrol edilecek bir çanta veya torba için bir-iki güvenlikçinin o konuya yöneldikleri sırada, ellerindeki çanta veya torbalarla birkaç kişinin kontrolsüz olarak geçtiklerine defalarca şahit olmuşumdur. Bu konuda vatandaşların da hassas ve dikkatli davranması gerekmekte ama güvenlik elemanları bu konularda burunlarından kıl aldırmamaktalar..

Ayrıca aynı noktada saatlerce bekleyen güvenlikçilerin dikkatlerinin de bir noktadan sonra zayıflayacağı unutulmamalıdır.

***

Terör eylemleri hedefine vardırıldıktan sonra, ‘Aaaaa!’ dedirtir. Halbuki artık ‘Aaaa’ların ve yakınmaların bir etkisi yoktur. Sorumluların, bu gibi durumlarla karşılaşınca, hep dillendiregeldikleri, ‘suçlular mutlaka yakalanacaklar ve hak ettikleri cezaya çarptırılacaklardır!..’ şeklindeki tumturaklı nutuklarının da bir etkisinin olmayışı gibi.

***

Bir diğer konu.

Bu son patlama üzerine Hükûmet Sözcüsü’nün, ‘teröre karşı mücadelede dünya devletlerinin bizim yanımızda olduklarını açıklamalarını bekliyoruz’ gibi bir ifade kullanması bir zaafiyet ilâmı değil miydi?

Yabancı devletlerin açıklamalarının inandırıcılığı ve yaptırım gücünün olup olmadığı ayrı bir konu; bir de böyle bir talebin dile getirilmesi?

stargazete