9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Ergenekon'un tutuklu sanığı Mehmet Haberal'ın milletvekili adaylığı için kendisinin devreye girdiği iddialarına cevap verdi.
Demirel, Ergenekon'un tutuklu sanığı Mehmet Haberal'ın milletvekili adaylığı için kendisinin devreye girdiği iddialarına karşı çıktı. Haberal'ın 2 yılı aşkın süredir cezaevinde olduğunu ve hâlâ "suçum ne?" diye sorduğunu belirten Demirel, "Benim isyan halinde olduğumu herkes biliyor. Ama benim tavsiyeme gerek yok" dedi. Demirel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kastederek "Adam ne diyor, 'birisi bana tavsiye etti de onun için koydum' demiyor. 'Vicdan lazım' diyor. Bunu ben dedirtiyor değilim ki! Böyle bir adama "biri sana etki mi yaptı, bunu söylüyorsun" denebilir mi?" şeklinde konuştu. "Ne darbesinden bahsediyorsunuz siz? Darbe yapacakmış da yakalamış da, etmiş de... Bunların hepsi laf, laf, laf" diyen Demirel, "Mehmet Haberal çakı taşımaz cebinde yahu" diye ekledi.
İşte Demirel'e yöneltilen Haberal ile ilgili sorular ve yanıtları:
* Haberal'ın milletvekili adaylığı için sizin etkili olduğunuz çok konuşuldu...
Bakın, Zonguldak'ta Kemal Kılıçdaroğlu ne söyledi, 'Bu adamın suçu nedir' dedi. "Üniversite kurmak mı suç, bu ülkenin çocuklarını okutmak mı suç. Böyle suç mu olur. Böyle suç olmazsa başka suçu yok adamın. 'Bu adamın suçu nedir" dedi. 'Neyse bütün varlığını bu ülkenin çocukları okusun diye bir vakfa devretmiştir. Bu suç olur mu? Bu suç olmazsa bu adam orada neden duruyor". Bu adamın suçu nedir. Bu adam dünyaca tanınmış bir cerrahtır. Bunun suç neresinde? E, "Bu kadar meşhur olmasaydı..." Suçu ne bu adamın? Ne dedi Kılıçdaroğlu, "Bu" dedi, "Türkiye'nin onurudur, benim onurumdur, bizim onurumuzdur. Zonguldak'ın onurudur ve Türkiye'nin onurudur" dedi. Ben bunu daha evvel söyledim. Bana sorarsan evet, Mehmet Haberal meselesi Türkiye'nin onurudur. Böyle şey olur mu? Orta yerde suç olur, anladık, kimse savunmaz onu. Sonra ne zaman suç bulacaksan bulmaya devam et, aramaya devam et sen. Bırak adamı...
* Hükümet de parlamentoda kanun değiştiriyor, cezayı devletin üstüne alıyor...
Ama ceza veriyor. Böyle bir şey olur mu? Burada garaz vardır. Bir devlet bir adama karşı böyle bir garaz içinde olamaz.
* Haberal'ı mı kast ediyorsunuz?
Evet.
* Neden garaz olsun?
Ben de bilmiyorum neden. Ben şuna kaniyim; ben haksızlıklarla mücadele için ortadayım. Benim siyasette ne işim vardı; haksızlıklara karşı çıkmak için. En büyük haksızlık milletin iradesinin elinden alınmasıdır. Onlara karşı çıktım ben. Ülkenin yarısına düşük kuyruk denmesini, ülkesinin yarısına yakınının hatta fazlasının topyekün kötü görülmesine karşı çıktım. Bugün halkın, Türkiye'nin böyle bir meselesinde vicdan azabı çekmemesi mümkün değil. Bırakın, halk ne diyecek bakalım. Milletvekili olma hadisesi değil, zindandan kurtulma hadisesi de değil o doğrudan doğruya bir haksızlığa milletin ne diyeceğini anlama meselesi. Yani, eğer milletin sesini istiyorsanız işte buyurun bu da milletin sesi. Milli irade diyorsanız bu da milli irade. Bu memleket yaşanılır olmalı canım. Hiçbir şeye güvenecek halimiz kalmadı. Benim değil şahsen, bir çok insanın hiçbir şeye güvenecek hali kalmadı.
* Biraz önce 27 Mayıs darbesinden sonra haksızlığa karşı mücadele ettim dediniz. Mevcut siyasi iktidar da "Darbe yapacakları yakaladım. Bize karşı darbe yapacaklardı. Bununla mücadele ediyorum, ileri demokrasiye götürüyorum" diyor.
Bunun neresi ileri demokrasi? Suç yok, suçlu var orta yerde. "Yapacak idi", suç olur mu? Suç "Yaptı"dır. "Yapacak idi"yse yaparken basarsın. Yahut yapacağına dair emare olur. Mehmet Haberal çakı taşımaz cebinde yahu. Adamın işi gençlerledir. İnsanlara şifa veren bir sürü cerrah, doktor yetiştirdi.
* Haberal'ın aday olması için Kılıçdaroğlu'na tavsiyeniz oldu mu?
Benim isyan halinde olduğumu herkes biliyor. Ama benim tavsiyeme gerek yok. Adam ne diyor, 'birisi bana tavsiye etti de onun için koydum' demiyor. 'Vicdan lazım' diyor. Bunu ben dedirtiyor değilim ki! Böyle bir adama "biri sana etki mi yaptı, bunu söylüyorsun" denebilir mi? Çok vicdanlı bir söz. Çok düşündürücü şeyler bunlar. Bence bir vicdanın sesidir, birçok vicdanın sesidir.
* O da sizin duyduğunuz isyanı mı duyuyor?
Evet efendim. Bir çok insan duyuyor. Orası koskoca bir parti. O isyanı duymasalar başlarındaki adam o isyanı dile getiremez. Haksızlık haksızlıktır. Hiç kimse bu haksızlıktır demese dahi ben haksızlık diye bildiğim şeyi sonuna kadar savunurum, haksızlıktır. Biz de uğradık haksızlıklara. Ama bizim imkanımız vardı mücadele ettik. Ben vatan sathından milletin verdiği oyu anamın ak sütü gibi helal verdiği oylarla geldiğim iktidarı benim elimden aldılar. Ben 11 Eylül akşamı şurada oturuyordum. 11 eylül akşamı ben başbakandım. 12 eylül sabahı Gelibolu yolundaydım. Ne hakları vardı? Ama ben yaptım mücadelemi. O ayrı mesele. Kimseye de eyvallah etmedim. Bu doğru değil, bu yanlış. Ne darbesinden bahsediyorsunuz siz? Darbe yapacakmış da yakalamış da, etmiş de... Bunların hepsi laf, laf, laf. Mesele, eninde sonunda hakikat meydana çıkar ama 10 sene sonra ortaya çıkmış hakikati ben ne yapayım. Ben ne yapayım ömrümün en değerli 10 senesini kaybettikten sonra yani. Günah değil mi bu adamlara?
Ajanslar