Bu yüzyıl, büyük istilalarla başladı. "İslam'ın kanlı sınırları"ndan dem vuranlar, kanı İslam'ın kalbine taşıdı. Mezopotamya'ya yerleşti. Üç kıtanın kesiştiği bütün kavşaklara yerleşti. Denizlere, kara parçalarına yerleşti. İki okyanus arasında uzanan devasa kuşakta hangi ülke, hangi toplum varsa hepsi bu derin ve süresiz istila projesiyle sarsıldı. Ülkeler işgal edildi, işgal edilmeyen onlarcası istikrarsızlıklara, iç çatışmalara, belirsizliklere sürüklendi.
İki okyanus arasındaki coğrafya, bizim coğrafyamız yeni bir Haçlı dalgasıyla boğuşuyor. Bahanelerle, popüler gerekçelerle kamufle edilmiş bu büyük hesap, zihinlerini özgür tutanlar için ne acı bir durum. Haçlı seferlerine tanık olanlar, Moğol istilasını yaşayanlar, Birinci Dünya Savaşı yıkımını görenler aynı acıyı yaşadılar. Ama her yıkımdan sonra şaşırtıcı bir yükselişe tanık oldu bu coğrafya. Bunu bilenler, işte bu yükselişin, büyük dönüşün önüne geçmek için belki yüzyıllık bir istila projesini uygulamaya koydu. Bu güne kadar da, o projeden zerre kadar geri adım atmadı.
Dün; ABD'nin bir uçak gemisinin daha Arap Denizi'ne gittiği haberini gördüğümde, Afganistan'daki işgal, Pakistan'daki iç savaş hali, Irak'ın durumu, İran'ı savaşla dize getirme tehditleri, Ortadoğu'ya yığılan silahlar, Afrika kıyılarına yönelik işgal hazırlıkları, Doğu Akdeniz'deki tehlikeli güç mücadelesi ve yirmi yıldır iki okyanus arasında tanık olduklarımızı düşündüm.
Her hareket, girişim, siyasi ve askeri müdahale, proje birbirini tamamlıyor, hepsi bir büyük projenin unsurlarını oluşturuyor. Ama görünüşte hepsi birbirinden farklı gerekçelerle pazarlanan, kitlelerin öyle sandığı, insanlığın geleceğini kurtarmak için yürütülen adalet ve özgürlük operasyonlarıydı. Ancak bu toprakların son bin yılını az çok bilenler, hepsinin arkasında aynı düşüncenin, inancın yattığını, bir medeniyet mücadelesinin olduğunu fark ediyorlar.
USS Abraham Lincoln uçak gemisi, beraberindeki savaş gemileriyle birlikte 17 Ekim'de bölgede olacak. USS Harry Truman uçak gemisiyle buluşacak. Ardından Fransa'nın tek uçak gemisi Charles de Gaulle, beraberindeki savaş gemileri, denizaltılar ve uçaklarıyla bölgeye gelecek. Arap Denizi, Umman Denizi dev bir donanma yığınağına sahne oluyor. Irak işgalinden sonra, bildiğimiz yeni bir işgal projesi yok. Kızıldeniz ve Basra Körfezi'ndeki bu askeri hareketliliğin sebebi ne olabilir?
Söz konusu donanma birlikleri bir süre önce korsanlarla mücadele için Cibuti merkezli operasyonlar yapıyordu. Ancak, bu operasyonların 11 Eylül'den önce başladığını biliyoruz. Resmi gerekçe, Afganistan'daki savaşın şiddetini artırması. Ülkede bulunan ABD ve NATO'ya bağlı güçler bu saldırıları önleyemiyor mu? NATO ve ABD'nin Afganistan operasyonunda elli ülkeden 120 bin asker görev yapıyor.
Pakistan'daki iç savaş için de böyle bir güce ihtiyaç yok. Çünkü Afganistan ve Pakistan'daki güçler, Körfez'deki gemiler bunu pekala yapıyor. Öyleyse Kızıldeniz'le Basra Körfezi arasında, böylesine büyük bir askeri yığınağın sebebi ne olabilir? Bilmediğimiz, dikkatimizden kaçan yeni bir işgal senaryosu mu? İran'ı mı vuracaklar? Yemen'i mi istila edecekler? Somali ve çevresinde mi bir şeyler yapacaklar?
Doğu Afrika, ABD, Fransız ve NATO birlikleri için eğitim sahalarına dönüştürüldü. Buralarda eğitilen askerler, Afganistan'a, Pakistan'a ve diğer bölgelere gönderiliyor.
Mayıs ayında USS Truman uçak gemisiyle Fransız uçak gemisi Akdeniz'e hangi işgalin tatbikatını yaptılar? Hemen bütün Batılı ülkeler neden bu deniz geçiş bölgelerine donanma gönderiyor? Terörle mücadele mi? Allah aşkına kimse bu saçmalığı tekrarlamasın artık...
Her ne olacaksa Basra Körfezi merkezli olacak. Tam da bu bölgelere yönelik silah satışlarına bakalım. Financial Times'ın haberine göre ABD, Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne 123 milyar dolarlık silah satışı yapıyor. Bu paketin 90 milyar dolara yakını S. Arabistan'a ve satış kesinleşti.
Batı, Amerika ve NATO, bütün bu bölgelerde tatbikatlar yapıyor. Tatbikat yapılan bölgelerin çevresindeki ülkelerden bazılarına tarihte görülmemiş oranda silah satıyor, askeri yığınak yapıyor. Bazı ülkeleri de garnizon ülkeye dönüştürüyor.
Arap Denizi'ndeki, Basra Körfezi'ndeki askeri birliklerin alarm düzeyinde olduğu haber veriliyor. Neler oluyor? Bu yüzyılın en büyük istilasına mı hazırlık yapılıyor? Bütün Batılı ülkeler, İslam dünyasına karşı tarihin hangi döneminde ortak hareket etmişlerdi? Haçlı savaşları sırasında! Ve tabi Osmanlı siyasal otoritesini yok edip bu coğrafyaya tarihin en büyük hezimetini yaşatan Birinci Dünya Savaşı'nda....
Bütün bu resmi görüp de kimse "haçlı savaşı" ifadesini yadırgamasın, yargılamaya kalkışmasın. Anlamayanlar son altı yüzyıllık tarihe baksın yeter! Ne yazık ki, hiçbir şeyin değişmediğini göreceklerdir...
yenişafak