Yeditoh Ahronot'taki analizi sunuyoruz:
AB, İRAN EYLEMİNİ GERÇEKLEŞTİRMELİ
Benjamin Weinthal
Yaklaşık 10 yıla yakın bir süredir AB, nükleer silah programını durdurması için İran ile verimsiz diplomatik ilişkiler yürütüyor. Geçen hafta, Uluslar arası Atom Enerjisi Kurumu, İran'ın nükleer başlık üretimine özel bazı testler gerçekleştirdiğini doğruladı. İran rejiminin, nükleer bombaya erişimine aylar kala AB, zaman kaybediyor.
Angelina Merkel'den Sarkozy'e, Avrupalı liderler, nükleer bir İran'a karşı muhalefetlerini defalarca dile getirdiler. 2008 yılında Knesset'te, 2009'da ise ABD meclisinde yaptığı konuşmalarda Merkel, Yahudi devletinin güvenliğinin "tartışılamaz" olduğunu ve İran'ın, nükleer silahlanmaya giden yolunun kesilmesi gerektiğini söyledi.
Amerikan istihbarat yetkilileri, Daily Beast İsrail'e, bir önleyici saldırı sırasında Tahran'ın savunmasını ezecek milyar dolarlık yüksek teknolojili silahları toplamasını söyledi.
Üzücü bir şekilde, Avrupalı liderlerin konuştukları ile yaptıkları birbirini tutmuyor. 2010 yılında ABD, İran üzerine ekonomik yaptırımların şiddetinin arttırılması çağrısında bulunurken Avrupalı liderlerin verdiği destek, sadece sözde kaldı. Buna karşın İran ile olan ticaretleri, yılda 25 milyar Euro'nun üzerine çıktı. Avrupalı liderlerin de bildiği gibi bu para, İran'ın yasadışı nükleer faaliyetlerine verilen b,r destektir.
Geçen ay, Terörizm ve Finansal İstihbarat konusunda ABD hazine müsteşarı David S. Cohen, Avrupa yönetimlerini, İran merkez bankasına yaptırım uygulamaları konusunda ikna etmek için Berlin, Roma, Paris ve Londra'ya bir tur düzenledi. İran merkez bankası, İran'ın uluslar arası ticareti için çok gerekli ve Avrupa, bu birim üzerine baskı uygulama konusunda isteklilik göstermedi. Bu haftaki Der spiegel dergisine göre alman hükümetinin adı verilmeyen bir üyesi, "tüm ülkeyi batıya karşı birleştirebilir" iddiası ile İran üzerine tam bir boykotu reddetti.
Fakat İranlılar, 2009'daki hileli seçimlerden beri kendi rejimlerine karşılar. Almanlar, sadece 4 milyar dolarlık iki taraflı ticaret ilişkilerini korumaya çalıştılar.
Almanya-İran ekonomik ilişkileri konusunda uzman Dr. Matthias Küntzell bana şunu söyledi: "Almanya, ya açıkça nükleer Bombay sahip bir İran'la yaşamaya razı olduğunu itiraf etmeli, ya da fanatik dincilerin, nükleer bombaya erişememesi için gerekeni yapmalıdır."
Merkel sözünü tutacak mı?
İran'a karşı yaptırım uygulama konusunda zincirin en zayıf halkası Almanya'dır. Ayrıca Fransa, İtalya ve İngiltere de İran'ın devrim muhafızları ordusu ve merkez bankasına yaptırım uygulamayı reddediyorlar. Bu iki kurum da İran'ın nükleer faaliyetleriyle yakından ilişkililer ve İran'ın terörist yandaşlarını da finansal açıdan destekliyorlar. 2007 yılından Bush yönetimi, İran devrim muhafızları ordusunu, küresel bir terörist örgüt ilan etti.
Devrim muhafızları ordusu, petrol şirketleri de dâhil olmak üzere İran ekonomisin %70'ini kontrol ediyor. Eğer Avrupa, devrim muhafızları ordusuna yaptırım uygular ve İran'dan ithal ettiği ham petrolün miktarını azaltırsa, İran'ın para musluğu kurumaya başlar.
Avrupa'nın güvenliği ve orta doğunun istikrarı için Avrupa, İran'ın nükleer tesislerini zarara uğratacak askeri darbeleri de göz önünde bulundurmalıdır. Pazartesi günü Brüksel'de yapılan ve AB ülkelerinin dışişleri bakanlarının katıldığı toplantıda İngiltere ve Hollanda dışişleri bakanları İran'a karşı bir askeri darbeye açıkça karşı çıkmasalar da Almanya Dışişleri bakanı, böylesi bir operasyonu reddetti. Ve Almanya, AB ülkeleri arasında, İsrail'in güvenliğini, kendi iç meselesi olarak gördüğünü iddia eden tek ülke.
Eğer Alman yetkililer, Yahudi devletinin güvenliğini kendi güvenlikleri ile bir tutsalardı, bu devletin varlığına karşı en büyük tehdit olan İran üzerine yaptırım uygulama konusunda yardımlarını esirgemezlerdi.
Batının, hala İran'ın nükleer programını önlemek için zamanı var ve Almanya, bu konuda diğer Avrupa ülkelerinden daha büyük öneme sahip. Acaba Merkel sözünü tutacak mı?
velfecr