Türkiye tarihinde ilk kez bir mevlit Kürtçe okutuldu ve devletin kendi kanalında yayınlandı. Diyarbakır Müftülüğü tarafından Mevlit Kandili dolayısıyla Kürtçe vaaz ve mevlit okutuldu gecikmeli de olsa hak yerini buldu.
Bundan önceki açıklamalarımızda sıkça vurgusunu yaptığımız ilahi evrensel değerler, insan kardeşliği ve dillerin, renklerin, toprağın sınırlayamadığı İslam kardeşliği çağrımızda ne kadar haklı olduğumuz son uygulamalarla bir kez daha pekişmiş oldu.
Zira hak ve adalete dayalı söylem hiçbir zaman eskimez, hiçbir zaman değerini yitirmez. Ancak bu söylemin sahiplerini bulan alternatif maliyet diyebileceğimiz bedellerin hesabını kim verecek? Bugüne kadar kardeşlik söylemlerinden ötürü zulme uğrayan, hakkında çeşitli iftiralarla şu veya bu şekilde mağdur edilen öncü imamlar olarak yaşadığımız sıkıntıları büyük güne saklayıp içimize gömerek yapılan uygulamaları desteklediğimizi bildirmek istiyoruz.
Değişimi bürokrasinin değil sivil toplumun yapabileceğine, medeniyet açılımlarını ancak sivil yüreklerin ve bedel ödemeye hazır öncü insanların gerçekleştirebileceğine dair inancımız bir kez daha kuvvet buldu.
TRT'de ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa gerçekleşen Kürdçe vaaz ve mevlid uygulaması kazaya kalmış bir uygulama olsa da yerinde olmuştur ve gecikmeli de olsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını tarifsiz güzel duygulara sevketmiştir.
Bugüne kadar bu ülkenin tarihi ve sosyal dokusuyla uyuşmayan, müstevlilere ait Ulus-Devlet sisteminin ürettiği huzursuzluğun en önemli kaynağı böylece kurumaya başlamıştır.
Kürd kardeşlerimizin yoğunlukla yaşadığı illerimizde bu uygulamanın başlatılması ile birlikte artık Türkçe bilmeyen veya Türk edebiyatına vakıf olmayan kardeşlerimiz ana dillerinde okunan vaaz ve hutbelerle İslam'ın barış, adalet ve hürriyet mesajlarına daha yakından tanık olacak, daha anlaşılır bir şekilde Cuma ve Bayram namazlarına iştirak edeceklerdir.
Son olarak bu uygulama ile birlikte vatandaşlarımızın ezanın özüne döndürüldüğü 1950'li yıllardaki bir coşku ve heyecan içinde olduklarını da gözlemlediğimizi bildirmek isteriz. Zira 60 yıl öncesine kadar yıllarca uygulanan ezan yasağının toplumsal vicdanda ne denli yaralar açtığı herkesin malumuydu. Hak yerini bulmuş, toplum vicdanı rahatlatılmıştır.
Bundan sonra başta başörtüsü yasağı olmak üzere diğer özgürlük alanlarına ilişkin yasakların da kaldırılması için çalışmaların hızla devam ettirilmesi yönündeki taleplerimizi yineliyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla"
ÖZERK DİYANET EVKAF SENDİKASI
GENEL SEKRETER
ABDURRAHİM ÇELİK