Daha referandum sonuçlanmadan etkilerini şimdiden göstermeye başladı.
Dolar stabil. Kılıçdaroğlu gidici. Halk her türlü ihtimale karşı teyakkuzda. İçimizdeki Pensilvanyalılar, şecaat arz edeyim derken tek tek deşifre oluyorlar. Daha ne istersiniz..
Bu arada “Hocaefendi” kalp krizinden gidecek gibi. Hüseyin Gülerce önceki gün, Gülen’in yardımcısına dayanarak “Kalp hastası olduğunu ve hastahaneye kaldırıldığını” yazmıştı, bir başka kaynak, “15 gün evinde istirahat etmesi” gerektiği yönünde rapor verildiğini yazmıştı. İlk kaynak, Gülen’in “Hastahaneden çıkamayabileceği, öldürülebileceği” endişesini dile getirmişti.
-Haber doğru mu bakacağız? O sosyal Mediadaki fotoğraf gerçek mi bilmiyorum. Öyleyse durum vahim.
-Gülen ağır stresten, korkudan kalp krizi geçirmiş olabilir. Bu mümkün. Gidecek mi, kalacak mı, gidecekse nereye gideceği belli değil. Aslında adam kahrından ölecek. 15 Temmuz sendromu onu bitirecek. Rockefeller’in gittiği yere gidecek!
-Bunun anlamı 15 gün gözaltı hapsine alındığı, “otur oturduğun yerde, bir yere kımıldama” denmek istediği şeklinde anlaşılabilir mi? Hani Kanada’ya gidecek deniyordu ya! “16 Nisanı bekle bakalım” denmiş olabilir..
-Götürüldüğü, gerekli ilaç verilip“!”, git şimdi “evinde öl” de denmiş olabilir. Bu da kendi endişeleri..
Artık iade konusunda “ipe un sermek” için de “hastalık” gibi bir bahaneleri var bu arada! Ama zaten biz bu ihtimali aylar öncesinden yazmadık mı!
Yani Pensilvanya cephesinden her an “kötü” bir haber gelebilir.. Birçok şey 16 Nisan gece yarısına, ABD’de sabah olurken gelecek haberlere bağlı..
16 Nisan Erdoğan için yeni bir başlangıç olacak. Türkiye için bir milad. Gülen için çanlar çalmaya başladı bile. Kılıçdaroğlu da o gece masasını toplamaya başlayacaktır. Feyzioğlu ise ofisini CHP’ye taşıma hazırlığına başlayacaktır.
Türkiye Feyzioğlu adıyla ilk defa tanışmıyor. Turhan Feyzioğlu (1922, Kayseri - 24 Mart 1988, Ankara), Hukuk profesörü ve devlet adamı. 60 darbesi sonrası Kurucu Meclis Üniversite Temsilciliği görevi yaptı. (6 Ocak 1961 - 15 Ekim 1961) . Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kısa süreli başbakanlığını (5 saat) yaptı. 12 Eylül sonrası tüm partiler kapatıldı. Darbeciler Cumhuriyetçi Güven Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Turhan Feyzioğlu’nu Başbakan yapmaya karar verdi. Bazı generaller buna karşı çıktı. Başbakanlığa atandıktan sonra evraklarını toplayıp, başbakanlığa geldiğinde güvenlikten içeri alınmadı. Kapı kilitlenmişti. Darbeciler göreve başlamadan görevden almışlardı..
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu bugün CHP Genel Başkanlığına adaylık için en yakın isim gibi gözüküyor. Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı görevini 2013 yılından beri sürdüren Feyzioğlu, Turhan Feyzioğlu’nun torunudur. Kaderi dedesine benzeyecekse vay haline.
Dede Feyzioğlu İngiltere’de anayasa hukuku alanında doktora yaptı ve 1955 yılında Türkiye’nin en genç profesörü unvanını aldı. 1956 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne dekan oldu. Fakültenin yayını olan “Forum” dergisindeki yazıları nedeniyle iktidardaki Demokrat Parti ile çatıştı ve hakkında kovuşturma açılınca üniversiteden istifa etti. Daha sonra CHP’den politikaya atıldı. 1957 yılında Sivas’tan milletvekili seçildi. 27 Mayıs Darbesi’nden sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’ne seçildi. Darbeciler tarafından Anayasa Komisyonu başkanlığına getirildi. Metin Feyzioğlu 1969’da doğdu. O günden beri de dedesi ile birlikte kaldı. 2 Gürsel kabinesinde Milli Eğitim ve ilk koalisyon hükümetinde Devlet Bakanlığı ile başbakan yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Feyzioğlu CHP’den ayrılana kadar gelecek genel başkan olarak görülüyordu. Ancak Bülent Ecevit’in çıkışı ve CHP’nin “Ortanın Solu” çizgisini benimsemesi üzerine partideki genel sekreterlik görevinden istifa etti. 47 milletvekili ve senatörle birlikte CHP’den ayrılarak, “Güven Partisi”ni kurdu. Sonradan, “Cumhuriyetçi Parti” ile “Güven Partisi”ni birleştirerek “Cumhuriyetçi Güven Partisi”nin başına geçti ve 12 Eylül 1980 Darbesi’ne kadar bu partinin genel başkanlığını yürüttü. CGP’nin amblemi kuzu idi Coşkun Kırca, Ali İhsan Gögüş, Nermin Neftçi gibi isimlerin destek verdiği parti, “yolumuz Atatürk’ün yolu” diyordu, Sosyalizme ve Liberalizme karşı idi ve Seküler bir parti idi.
Feyzioğlu, ABD’ye, İngiltere’ye ve askerlere yakın bir politikacı idi. Seküler bir hayatı vardı. Tahir Kutsi’nin onun hakkında, o dönem çok tartışılan bir kitabı vardı “Benim, benim o benim” isimli, “İnanç Yayınları”nda çıkan.
Feyzioğlu şimdiye kadarki çıkış ve performansına bakılacak olursa dedesinin çizgisini sürdüreceğe benziyor. Bunun anlamı şu: “Kimseyi memnun edemeyecek. Ne kendi rahat eyleyecek, ne başkasına huzur verecek”. Belki bugün için Kılıçdaroğlu’ndan kurtulmak isteyenler için bir ara çözüm olabilir, ama o da kalıcı olamaz ve 2. Protez Genel Başkan dönemi yaşanır. Tabii, Meral Akşener için de 16 Nisan kötü bir final olacak..
Ha, bu arada, FETÖ’nün kripto bilişimcilerinin akıl oyunlarının çözmek, bizim Etic Hacker’ler için iyi bir staj oldu. “Az zamanda çok şeyler” öğrendiler. Bugün bu kötü tecrübenin ardından kendi kriptomuzu yazmak, bu anlamda kendi HW’imizi üretmek için iyi bir fırsat ve vesile oldu.. Bizimkiler, bu vesile ile dünya kim hangi teknolojiyi kullanıyor, nasıl bir yöntem izliyor, biz ne yapmalıyız, bu vesile ile bu da ortaya çıkmış oldu.
FETÖ bizim için “kötü komşu” oldu da bu 5 yılda varacağımız hedeflere 1-2 yılda ulaştık..
Birilerinin siyaset dünyası ile ilgili hayalleri de kursaklarında kalacak..
CHP, FETÖ, HDP, PYD, DAEŞ, Haşdi Şağbi, Esed, Baykal filan, çok üzülecek ama ne yapalım.. Tabii Temel bey de üzülecek.. Yanlış ata oynamanın faturasını ilk seçimlerde geçen seçimlerde aldığı oyla kıyasladığında görecek ama, artık geri dönüşü de yok. Ok yaydan çıktı bir kere.. Birileri için evdeki hesaplar, planlar sandığa uymadı, kehanetleri tutmadı değil mi?
16 Nisan birileri için milad, birileri için final olacak. Yarın yeni bir gün olacak.. Selâm ve dua ile.
yeniakit