Dünya Müslümanlarını birlik ve beraberliğe davet eden, İslam uleması, siyaset adamları, düşünürler ve gençlerin vazifelerini hatırlatan İslam İnkılâbı rehberi ayrıca düşmanların artık zevale yüz tuttuğunu ve giderek güç kaybetmekte olduğunu hatırlattı.
İslam İnkılâbı Rehberi Ayetullah Hamanei'nin mesajının tam metni şöyledir:
Bismillahirrahmanirrahim
والحمدلله رب العالمین و صلی الله علی سیدنا محمد المصطفی وآله الطیبین وصحبه المنتجبین
"Hamd âlemlerin rabbı Allah'a mahsustur, selam olsun seyidimiz Muhammed-i Mustafa'ya, onun temiz ailesine ve ashabına"
Vahdet ve izzetin sırrı, Tevhid ve Maneviyatın simgesi Kâbe, Hac merasimi esnasında tüm dünyadan Hak Taala'nın davetine icabet ederek, Lebbeyk nidalarıyla İslam'ın doğuş merkezine koşan sevdalı ve umutlu kalplere ev sahipliği yapmakta. "İslam ümmeti" şu an dünyanın dört bir yanından burada toplanan kendi elçilerinin gözü vasıtasıyla bu Hanif dinin mensuplarının yüreğine egemen olan iman derinliğini, kendi çeşitliliğini ve yaygınlığını müşahede edebilir ve bu azim ve eşsiz zenginliğini yerinde tanıyabilir.
Bu yeniden tanıma, biz Müslümanların bugünkü ve yarınki dünyada kendi layık konumumuzu tanımamız ve ona doğru hareket etmemize yardımcı olmakta.
Günümüz dünyasında "İslami diriliş" dalgasının yayılması güzel bir yarın'ı İslam ümmetine müjdelemekte.
İslam İnkılâbının zafere ulaştığı ve İslam Cumhuriyetinin kurulduğu 30 yıl önceden şimdiye kadar var olan bu güçlü atılım, yüce ümmetimizi aralıksız ileri götürmüş, önündeki engelleri yok etmiş ve mevziileri fethetmiştir. Müstekbirliğin düşmanlık yöntemlerinin daha karmaşık bir hal alması ve İslam'a karşı koymak için ortaya koyduğu çok masraflı faaliyetlerin asıl nedeni de işte bu ilerlemelerdir.
İslamofobia (İslam korkusu) yönünde düşman'ın çok geniş propagandası, İslami fırkalar arasında ihtilaf oluşturmak için gösterdiği aceleci girişimler, kavmi taassupları kışkırtmak, Şia'dan Sünni için ve Sünni'den Şia için sahte taassuplar oluşturmak, müslüman devletler arasında tefrika çıkarmak, anlaşmazlıkların şiddetlendirilmesi ve düşmanlıklara çevrilmesi, çözümsüz çekişmeler, gençler içerisinde fesat ve fuhuş'u yaymak amacıyla casusluk ve istihbarat teşkilatlarından yararlanmak tüm bunlar İslam ümmetinin, uyanış, izzet ve özgürlüğe doğru sağlam ve güçlü hareketleri karşısında panikleyerek gösterilmiş tepkileridir.
Bugün 30 yıl öncesinin aksine, siyonist İsrail rejimi artık efsaneleşmiş yenilmez bir heyula değil, 20 yıl öncesinin aksine Amerika ve Batı, artık Ortadoğu'yla ilgili kayıtsız şartsız karar verme konumunda değil ve 10 yıl öncesinin aksine nükleer teknoloji ve öteki modern teknolojiler müslüman bölge halkları için artık elde edilemez, efsaneleşmiş sayılmamakta. Bugün kahraman Filistin halkı direnmekte, Lübnan halkı tek başına siyonist rejimin sahte heybetini yok etmiş ve 33 günlük savaşın fatihi olmuştur, İran halkı, zirvelere doğru hareketin bayraktarı ve öncüsüdür.
Bugün müstekbir Amerika, kendini İslami bölgenin komutanı niteleyerek ve Siyonist İsrail rejiminin asıl destekçisi olarak Afganistan'da kendi oluşturduğu bir bataklıkta esir düşmüş, Irak'ta, bu ülke halkına yönelik işlediği tüm cinayetlerine rağmen inzivaya itilmiş konumda ve felakete uğrayan Pakistan'da ise her zamankinden daha fazla nefret edilmektedir.
İki asır boyunca İslam devletleri ve halklarına karşı zalimce tahakküm ve zenginliklerini talan eden İslam aleyhtarı cephe bugün artık kendi etkinliğinin zevale yüz tuttuğunu ve Müslüman halkların onlar karşısındaki yiğitçe direnişine tanıktır.
Ve buna karşılık İslami diriliş hareketi her geçen gün daha bir gelişmekte, derinleşmektedir.
Bu umut bahşeden ve müjde içeren durumlar bir yandan biz Müslüman halkları her zamankinden daha güvenli olarak matlub bir geleceğe doğru götürürken, diğer yandan kendi dersleri ve ibretleri ile bizleri her zamankinden daha uyanık tutmaktadır. Bu genel hitap kuşkusuz din ulemasını, siyasi liderleri, aydınları ve gençleri başkalarına oranla daha sorumlu kılmakta ve onlardan mücahide ve ön ayak olmayı istemektedir.
Kur'anı Kerim gür ve dinamik olarak bizi muhatap almakta;
كُنتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللّهِ
Siz insanlar için meydana çıkarılan en hayırlı ümmetsiniz; insanlara iyiliği emredersiniz, kötülükte bulunmamalarını söylersiniz ve Allah'a inanırsınız. (Al-ı İmran 110)
İslam ümmeti bu onur verici hitapta beşeriyet için ortaya çıkmıştır. Bu ümmetin oluşumundan asıl gaye insanlığın kurtuluşu ve hayrıdır.Onun asıl büyük vazifesi ise iyiliğe emretmek, kötülükten alıkoymak ve Allah'a sarsılmaz imandır. Hiçbir iyilik, halkları istikbarın şeytani kudret pençesinden kurtarmaktan daha üstün olamayacağı gibi hiçbir münkir (kötülük) de müstekbirlere hizmet ve bağımlılıktan daha kötü değil. Bugün Filistin halkına ve Gazze'de muhasara altında olanlara yardım etmek, Afganistan, Pakistan, Irak ve Keşmir halkları ile dert ortaklığında bulunmak, onların yanında yer almak, Amerika ve Siyonist İsrail rejiminin zulümleri karşısında mücadele vermek ve direnmek, Müslümanların birliğini korumak, bu vahdete darbe vuran kiralık diller ve çirkef ellere karşı mücadele etmek, tüm İslam topraklarında Müslüman gençler içerisinde sorumluluk ve taahhüt duygusunu ve uyanışı yaymak ümmet'in elitlerinin vazifesidir.
Muhteşem hac manzarası, bu vazifeleri yerine getirmek için uygun ortamları bize göstermekte ve bizleri daha fazla çalışma, daha fazla gayrete davet etmektedir.
Allah'ın selam ve Rahmeti Üzerinize Olsun
Seyyid Ali Hüseyni Hamanei