"Hizbullah"ın zaferi 1. intifadanın başladığı tarihten itibaren meydana gelen en güzel gelişmedir. Bu zafer bize yeni zaferleri müjdeliyor. O gençlerle gurur duyuyoruz ve Siyonist düşmana kurşun sıkan ellerinden öpüyoruz. Hizbullah"ın zaferiyle Filistin"deki direniş daha da güçlendi. Büyük zafere olan inancımız daha bir arttı. Kudüs"ün nefesini, sıcaklığını çok daha yoğun olarak hissediyoruz. Filistin halkı Hizbullah"ın zaferi nedeniyle büyük bir sevinç içinde"
SUNUŞ
Hamas"ın Lübnan sorumlusu olan olan Usame Hamdan, hareketteki en etkili isimlerinden biri. İsrail Savunma Bakanlığı"nın bir süre önce öldürülecek HAMAS liderleri arasında ilan ettiği Hamdan, uzun zamandır yaşamını saklanarak sürdürüyor. Hamdan"ın yeraltına çekilmeden önce ailesiyle birlikte yaşadığı ev ise; Lübnan savaşında İsrail savaş uçakları tarafından yerle bir edildi. HAMAS"ın genç liderlerinden olan Hamdan"la, Lübnan"da kaldığımız süre zarfında bir araya gelerek röportaj yapma imkanı bulduk. Hamdan"la HAMAS"ın Hizbullah"a bakışından BM"nin ve Türk askerinin Lübnan"a gidişine, Lübnan"daki ateşkesin bozulma ihtimalinin olup olmadığından, Filistindeki son duruma, her an ölümle yaşamanın nasıl bir duygu olduğundan şehadet eylemlerine niçin ara verdiklerine dair bir çok konuyu konuştuk. Hamdan"ın sorularımıza verdiği cevapları sunuyoruz.
-Lübnan savaşı Filistin"de yaşananları unutturdu. Bize Filistin"deki son gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz?
Hizbullah İsrail"e yumruk attıkça, Siyonistler kadın ve çocuklarımıza yaptıkları saldırıları arttırmaya başladı. Son 2 ay içinde tam 250 şehit verdik. Şehitlerimizin 140"ı çocuk. Bu çocuklar sokakta oyun oynarken, İsrail bombalarıyla vuruldular. Son 2 aydır daha fazla gencimiz tutuklanmaya başlandı. Gece yarıları Filistinlilerin evleri basılıyor, Filistin şehirleri kuşatılarak, halkımız açlığa mahkûm edilmek isteniyor. İsrail şu an Hizbullah"ın zaferinin intikamını Filistinlilerden alıyor.
-HAMAS, Filistin şehirlerine yönelik son kuşatma operasyonunda İsrail Ordusu"na ciddi bir zayiat verdiremedi. Bunun sebebi nedir?
Kuşatma altındaki bütün şehirlerde direniş sürüyor. Fakat elimizde, düşmana etkili darbeler vurmak için yeterince silah yok. Kuşatma altındaki Filistin şehirlerine dışardan silah sokmak çok zor. Siyonist düşmana karşı Filistin"de savaşacak binlerce gencimiz var; fakat gençlerimizin ellerinde silahları yok. Direnişçilerin ellerinde yeterince silah olsa, Ümmetimize vereceğimiz zafer haberlerine her gün yenileri eklenir. Bundan kuşkunuz olmasın.
-Hizbullah"ın İsrail"e karşı elde ettiği zafer hakkında ne düşünüyorsunuz?
İslam"ın yiğit gençlerinden oluşan Hizbullah"ın zaferini kendi zaferimiz olarak görüyoruz. Bu zafer 1. intifadanın başladığı tarihten itibaren meydana gelen en güzel gelişmedir. Hizbullah"ın zaferi bize yeni zaferleri müjdeliyor. O gençlerle gurur duyuyoruz ve Siyonist düşmana kurşun sıkan ellerinden öpüyoruz. Hizbullah"ın zaferiyle Filistin"deki direniş daha da güçlendi. Büyük zafere olan inancımız daha bir arttı. Kudüs"ün nefesini, sıcaklığını artık çok daha yoğun olarak hissediyoruz. Bu zafer direnişin doğru bir tercih olduğunu, Filistin"in ancak direniş vasıtasıyla özgürlüğüne kavuşabileceğini de gösterdi. Filistin halkı şu an sevinç içinde" İsrail Ordusu bundan sonra hep yenilecek. Yıllarca bizim kadınlarımız ve çocuklarımız ağladı. Artık ağlama ve acı çekme sırası Siyonist düşmanda"
-Şu an İsrail"le Hizbullah arasında bir ateşkes var. Bu ateşkes önümüzdeki günler bozulabilir mi? İsrail"le Hizbullah yeniden savaşmaya başlar mı?
İsrail bu yenilginin rövanşını mutlaka almak isteyecek. Fakat bu yakın bir zamanda olmaz. Çünkü İsrail Ordusu"nun morali çok bozuk. İsrailli askerler direnişçilere karşı savaşmaktan korkuyorlar. İsrailli komutan Ami İyelon birkaç gün önce; "Hizbullah ve HAMAS"ın direnişi artık İsrail"in belini kırmaya başladı. Tarihi günler yaşıyoruz" diye bir açıklama yaptı. İsrail yeniden Hizbullah"a saldırırsa bu sefer çok daha kötü bir yenilgi alır.
-BM askerleri yavaş yavaş Lübnan"a gelmeye başladı. HAMAS olarak Lübnan"a BM askerinin gelmesine nasıl bakıyorsunuz?
BM"nin Lübnan savaşının bitiminde aldığı 1701 numaralı karar, büyük bir haksızlığın teyididir. BM bu karara göre, Lübnan"a göndereceği askerlerden İsrail"i en iyi şekilde himaye etmelerini istiyor. Saldıran İsrail, korunan yine İsrail. Bu nasıl bir adalet? BM"nin bu savaştan önce Lübnan"da zaten 2 bin askeri vardı. Bu askerler hiçbir zaman Lübnan halkını korumadılar. Hep İsrail"in menfaatleri doğrultusunda işler yaptılar. Bütün dünya bu kararın bir zulüm belgesi olduğunu da pek yakında görecek.
-Türkiye Meclisi, 1000"e yakın Türk askerinin BM bünyesinde Lübnan"a gönderilmesini onayladı. Bu karar hakkındaki düşüncenizi öğrenebilir miyiz?
Biz Türk ordusunu, Müslüman Türk halkının bir parçası olarak görüyoruz. Bundan dolayı da Türk ordusundan, tıpkı Abdülhamit Han gibi Filistin davasını ve Lübnan halkını müdafaa etmesini bekliyoruz. Fakat Türk ordusu BM bünyesinde Lübnan"a gelmemeli. Çünkü BM askerleri Lübnanlılar tarafından sevilmiyor. Türk ordusu Lübnan"a Ümmeti koruyan bir ordu olarak gelirse, inanın çiçeklerle karşılanır. Bu bizim de yıllardır özlediğimiz bir olaydır.
-Türkiye"de bir takım çevreler, İsrail"in bölgede provakatif eylemler düzenleyerek Türk ordusuyla Hizbullah"ı karşı karşıya getireceğini düşünüyor. Sizce de böyle bir ihtimal var mı?
İsrail bu tür bir yönteme başvurabilir. Fakat ben Türk ordusunun böyle bir oyuna gelip, direnişçilerle çatışacağını kesinlikle düşünmüyorum. Çünkü Türk ordusu, Müslüman Türk halkının gençlerinden oluşuyor. Bu gençlerin Hizbullah"ı ve Filistin"i sevdiklerini biz biliyoruz. Türk ordusu eğer teröristlere karşı silah kullanacaksa, namlularını binlerce insanı katleden İsrail askerlerine çevirmelidir.
-İsrail Filistin şehirlerini aylardır kuşatma altında tutuyor. Ayrıca Batı tarafından uygulanan büyük bir ambargo ile de karşı karşıyasınız. Bu manzara size olan desteğe nasıl yansıdı? Filistin"de artık "HAMAS hükümet oldu, başımıza bunlar geldi" diye yakınan insanlar var mı?
İsrail"in, yeni Filistin hükümetine yönelik saldırıları HAMAS"a olan desteği çok daha üst düzeylere çıkardı. Çünkü Filistinliler, İsrail"in düşman olarak gördüğü kimselere destek vermekten büyük bir zevk duyarlar. Bugün seçim olsun, HAMAS"ın alacağı oy %75"den aşağı olmayacaktır. İsrail HAMAS"a saldırdıkça halkımız bize daha fazla sahip çıkıyor.
-HAMAS"ın silahlı kanadına bağlı direnişçiler uzun zamandır İsraillilere yönelik şehadet eylemi düzenlemiyorlar. İsrail şehirlerinde gerçekleştirdiğiniz şehadet eylemlerine artık son mu verdiniz?
Direniş işgal altındaki Filistin"in kurtuluşu için yegane yoldur. Fakat direniş, zaman zaman strateji değiştirebilir. Dün düşmana karşı şehadet eylemleri gerçekleştirirken, bugün düşmanın askerlerini kaçırabilirsiniz veya onlara füze atabilirsiniz. Önemli olan düşmana daha fazla zarar verebilmektir. Uzun zamandır şehadet eylemi gerçekleştirilmemesinin sebebi de, belli bir stratejinin gereğidir. Ama bu durum, İzzettin El Kassam Birlikleri"nin şehadet eylemlerine son verdiği anlamına gelmez. Çünkü şehadet eylemleri, direnişçilerin en etkili silahlarından biridir.
-İsrail"in Filistin"e yönelik son kuşatması Türkiye halkında büyük bir duyarlılık oluşturdu. Türk gençleri Filistin"e yardım etmek için günlerce sokaklarda para topladılar. Evlilik yüzüklerini, okul harçlıklarını Filistin"e gönderenler oldu. Bu duyarlılık hakkında ne düşünüyorsunuz?
Biz Türk gençlerinin Filistin"i ne kadar çok sevdiklerini çok iyi biliyoruz. Onların gönderdikleri küçük yardımlar inanın, Amerika"nın İsrail"e gönderdiği milyonlarca dolardan çok daha anlamlıdır. Onlar dedeleri Sultan Abdulhamid gibi Filistin"i unutmadılar. Bu gençlerin her biri birer direnişçidir. Ben o gençlere harp meydanlarında, İsrail"e karşı birlikte savaşacağımız günleri müjdeliyorum. O büyük gün artık çok daha yaklaştı. Biz buna inanıyoruz.
-İsrail Savunma Bakanlığı, kısa bir süre önce HAMAS"ın üst düzey liderlerini öldüreceği yönünde bir açıklama yaptı. Öldürülecek HAMAS liderleri arasında sizin isminiz de geçiyordu. Her an ölümle burun buruna yaşamak nasıl bir duygu?
Biz bu yola girerken, önümüze çıkacak tehlikeleri biliyorduk. Direnişçi olan bir kişinin amacı şehit olmak, direnişçinin içinde bulunduğu hareketin amacı ise zafere ulaşmak olmalıdır. İsrail bizi öldürmek için yemin etti. Biz de onları topraklarımızdan atmak için yemin ettik. Yarın ne olacağını bilmiyoruz ve bunu da çok umursamıyoruz. Biz belki de şehit olacağız. Fakat bizim çocuklarımız babalarının zaferini mutlaka görecekler. İnanın dinim ve Filistin için gelecek ölümü, büyük bir sevinçle karşılamaya hazırım.
Adem Özköse Vakit Gazetesi