Mustafa Es-Savvaf / Fiem
İslamî Direniş Hareketi (Hamas)'ın özel ve genel durumuna değinmeden, bu hareketin şahısların değil kurumların hareketi olduğunu; bünyesinde yer alan her bireyin yer ve konumunu belirleyen yetkili organlarının, kanun ve tüzüğünün bulunduğunu belirtmemiz gerekir. Kurum ve kuruluşları hareketin tüzüğüne göre hareket edip lider veya mensuplarıyla ilgili bir karar aldığında, bu karar söz konusu kişilerin şahsi kanaat ve görüşleriyle çelişse de onların bu kararı saygıyla karşılayıp kabul ettiklerini görürsün.
Siyasi Birim Başkanının nasıl seçileceği konusunda Hamas'ın tüzüğü açıktır. Hamas'a bağlı kurumlar, üyeleri arasında yarış yaptırmaz ve adaylık için onları birbirine düşürmez. Liderliği belirleyen hareketin ilgili organlarıdır. Hatta çoğu kez hareketin birinci derecedeki liderlerinin, gözler kendisini aradığı ve parmaklar da işaret ettiği halde bir başka kardeşini kendine tercih ettiğini görürsün. Hamas'ta idarecilik aslında bir yük ve sorumluluktur.
Halid Meşal'in başkanlığı bırakması doğaldır. Bu, hareketin tüzüğüne de aykırı değildir. Ancak hareket Meşal'in üçüncü bir dönem için bir kez daha başkan olmasını arzu ederse o zaman bu istisnai bir durum olacak ve oylamaya gidilecek. Bunu hareketin yetkili organları kararlaştıracaktır. Böyle bir durum hasıl olursa Meşal'in görevi kabul etmekten başka çaresi olmayacak ve başka bir tavır sergilemeyecektir.
Sorun Hamas ve onun kurumlarında değil. Herkes bilir ki Hamas'a mensup lider ve mensupların gönülden kabul edip ifade ettikleri "itaat", hareketin önemli özelliklerindendir. Sorun bazılarının bu durumu kendi arzularına göre kurgulayıp, gerçekle ilgisi olmayan bağlantılar kurmaları, hareketin liderleri arasında ihtilaf olduğu sonucunu çıkarmaları, liderler arasında hangi noktaların ittifak hangi noktaların ise ihtilaf konusu olduğunu arzularına göre yorumlamalarıdır. Bunu yapanlardan bazıları hareketi ve hareketin iç tüzüğünü bildiği halde bunu yaparken, bir kısmı ise bundan bile habersizdir.
İyi veya kötü niyetle, Hamas liderleri arasındaki ittifak veya ihtilaf noktaları bulmak, araştırmak veya uydurmak için pusuda bekleyen yazar ve analistlere şunu söylemek istiyorum: Rahat olun. Kendinizi fazla yormayın. Çünkü Hamas hareketi kurumsal bir harekettir. Hamas, üzerinde ittifak edilen; herkese açık olduğundan kimse tarafından reddedilemeyen ve tevil edilemeyen bir hukuka göre işliyor. Bu hareket dışarıdan ısmarlanan bir hareket değildir. Bu hareket, mensuplarının eliyle oluşturulan bir harekettir. Hamas, bazı insanların arzu ve isteğine göre maddeleri düzenlenecek bir hareket değildir.
Hamas, şahıslardan çok kurumlarla irtibatlı olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla hareketin başında kimin olduğu fazla önemli değildir. Liderleri güvenilir insanlardır. Bunlardan hangisi piramidin başına geçerse hareketin Şura Meclisinin aldığı kararlarına uyacak ve kendini merkezde görüp düşüncesinin en doğru olduğunu savunmayacaktır. Kendisi de hareketin herhangi bir mensubunun bağlılığı gibi harekete ve hareketin organlarına bağlı kalacaktır. Hatta bağlılığı diğerlerinden daha fazla olacaktır. Hareketin orta yerlerinde bulunan bazı liderlerin zaman zaman aykırı görüş beyan ettiğini görürsün ama, öne çıkan liderlerinin böyle bir şey yaptığını asla göremezsin.
Hareket karar verirse ve Meşal tekrar başkan olursa ona yine "merhaba" deriz. Yok onu seçmez başkasını getirirse o zaman biz ona da "merhaba, hoş geldin" deriz. İslam ümmeti asla dalalet üzerinde ittifak etmeyecek. Hamas içinde liderliğe yükselen biri kuşkusuz hareketin en seçkinlerinden ve en iyilerinden biri demektir. Meşal'in yeniden bakan olması veya gitmesi hareketi etkilemeyecektir. Meşal'den önce şehit Şeyh Ahmed Yasin ve Abdulzaziz Rantisi ile Musa Ebu Merzuk bu makama geldi. Meşal de belki gider ve o zaman Hamas onun yerine lider ve komutan olarak bir başkasını getirir. Bu konuda yarış ve çekişme olmayacak, tersine yardımlaşma olacaktır. Harekette yer alan herkes dinine, vatanına ve hareketine hizmet için çabasını ortaya koymaya devam edecektir.