HAMAS ve Terör

İsrail lobilerinin etkili olduğu Batı medyası, Hamas'ı üretilmiş iki imajla öne çıkarır: Biri "terör örgütü"; diğeri köklerini "radikal İslam'dan alan anti demokratik" hareket.

Ali Bulaç - Dünya Bülteni

HAMAS ve Terör

İsrail lobilerinin etkili olduğu Batı medyası, Hamas'ı üretilmiş iki imajla öne çıkarır: Biri "terör örgütü"; diğeri köklerini "radikal İslam'dan alan anti demokratik" hareket. Bunun gerçekliğe ne kadar uygun düştüğü ayrı bir konu. Modern dünyada imaj, gerçekliğin önüne geçmiş bulunuyor. Dolayısıyla öznenin ne olduğundan, hakikatinden çok, nasıl algılandığı önem kazanmaktadır ki, politikalar da genellikle üretilmiş sentetik imajlar üzerinde bina edilmektedir.

Kısmet olursa bu ve önümüzdeki haftanın yazılarında bu iki konu üzerinde durmaya çalışacağız.

Dünya kamuoyunun İsrail'e ilişkin bilgisi yüzeyseldir, fiilen onun tahakkümü altında olmayanlar İsrail'in nasıl bir devlet olduğunu, Siyonist Yahudilerin beşeriyetin geri kalanlarına, hemcinslerine, ama özellikle Araplara ve Filistinlilere hangi gözle baktıklarını tam olarak bilemiyorlar.

İsrail'in uyguladığı şiddet, devlet olarak yaptığı haydutluklar, başka ülkelerin sınırları dahilinde gerçekleştirdiği suikastlar ve terör eylemleri dışında, kendi içinde de tahammülsüz uygulamaların altına imza atmaktadır. Bugün, İsrail hapishanelerinde 10 binin üzerinde tutuklu var. Bunların 800 kadarı kadın ve çocuklardan oluşuyor. Dünyada çocukların hangi suçtan dolayı tutuklu olduğu sorulmuyor. Hapishanelerdeki hastaların tedavisine izin verilmiyor.

Doğu ve Batı Berlin'i birbirinden ayıran duvara "utanç duvarı" adı verilirdi. 1989 yılında yıkıldığında insanlık bayram etti. İsrail duvar inşa ediyor, duvara ilişkin Uluslararası Adalet Divanı'nın kararını tanımıyor, bu kararı tanımayacağını da açıkça beyan ediyor. Birleşmiş Milletler, Haziran 2006'da bir açıklama yaptı: "Dünyada en kötü muameleyi İsrail, işgal altındaki Filistinlilere yapıyor." Ancak kimse İsrail'e herhangi bir müeyyide uygulayamıyor. Kim İsrail devletini eleştirecek olursa, İsrail devleti ve Yahudi lobileri tarafından antisemitik ilan ediliyor.

İsrail, sadece bir savaş ve hukuksuzluk makinası değil, aynı zamanda bir propaganda aygıtıdır da.

Bugüne kadar Müslümanlar, Araplar veya Filistinliler, bir ulus devlet olarak, İsrail devletinin hukuksuzluklarını eleştiriyorlar. Meşru savunma gibi eleştiri de temel bir haktır. Hele zulme uğrayan, toprakları işgal altında olan insanların buna daha çok hakları vardır. Yahudileri, dinlerinden veya ırklarından dolayı eleştirmek Müslümanların geleneği değildir. Bizim dinimizde, Yahudilerin kendisine, din olarak Yahudiliğe, din müntesibi olarak Yahudilere, herhangi bir nefret söz edilemez. Bir dine ve din müntesibine, sırf o dinden ve o dinin müntesibi olduğundan dolayı bir nefret yaymak suçtur. Ancak din müntesiplerinin yaptıkları eleştiriye açıktır. Ve bu eleştiri Yahudilere yöneltildiğinde antisemitizm oluyor.

Ancak hakiki manasında antisemitizm bugün Müslümanlara karşı yapılıyor. Nihayetinde Filistinliler, Araplar Sami ırkından gelirler. Bu sadece Araplara ve Filistinlilere de özgü değildir; biz İbn Haldun'un terimleriyle ifade edecek olursak, İslamiyet'e ve Peygamber Efendimiz (s.a.)'e "neseb" üzerinden değil, "sebep" üzerinden bağlıyız ve eğer o Sami ise, biz de onun tebliğ ettiği mensubuz. Dünyada Müslümanlara karşı yayılan nefret neden suç olmuyor da, sadece Yahudiler söz konusu olduğunda suç oluyor? Denilecek ki, Naziler, antisemitizmi kullanarak utanç verici soykırım uyguladılar, bu doğrudur. Ama bugün İsrail de, topraklarını işgale ettiği Filistinlilere aynı muameleyi reva görüyor, bir tür "tedrici soykırım (Şoah)" uyguluyor. 27 Aralık 2008'de başlayıp 22 gün süren Gazze katliamında öldürülen 1400 Filistinlinin yaklaşık 1/3'ü çocuktu. Masum ve savunmasız çocukları öldürmek soykırım değil mi?

Filistinliler ise topraklarını, haklarını ve insanlık haysiyetlerini savunuyorlar.

Hemen belirtmek gerekir ki, şu veya bu insan topluluğun, bir halk veya kavmin, işgale uğramış topraklarını kurtarmak amacıyla verdiği mücadeleler meşrudur; bu mücadeleyi sadece işgalciler "terörist faaliyet" olarak görür. Kendini ve yurdunu savunma İslam dini ve beşeriyetin örfü gibi BM'nin tarafından da meşru görülür.

İkinci husus, bugüne kadar Hamas, işgal edilen topraklar dışında İsrail'e ve yurttaşlarına karşı herhangi bir eylemde bulunmuş değildir. İsrail'i kayıtsız şartsız destekleyen Batılılara karşı da yaptığı herhangi bir eylemine tesadüf edilemez.

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı