Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan
İsrail sağının siyasi literatüründe 'Ürdün nehrinin Batı Yakası' ibaresi bulunmaz; zira orası 'Yahuda ve Samarra'dır; yani 'vaat edilmiş topraklar'ın parçası. İsrail işte bu dini temel üzerine kuruldu ve vaat edilmiş toprakları 'kurtarma' işlemi tamamlanana dek yayılabilmesi için resmi sınırları çizilmedi.
Şimdi Hamas'ın 20. kuruluş yıldönümünde söylenmesi gereken şu: Filistin direnişinin ilerlemesi için liderleri, Filistin sorununun özünü Yahudi dininin bu inancına boyun eğmeyen İslam inancıyla bağlantılı kılmalı. İslami-ulusal gündemiyle Hamas, 1987'de kurulmasından beri işgal altındaki topraklarda direnişçi varlığını kanıtladı. 'Hamas' adı, o sıralarda patlak veren intifadayla diğer Filistinli gruplardan daha fazla bağlantılı kılındı. Zira Hamas'ın intifada liderliğindeki yeri ilk sıralardaydı. Kadroları daha cesur ve kurban vermeye hazırdı. Böylelikle yıllar geçtikçe Hamas'ın direnişi taş kullanımından silahlı mücadele derecesine vardı.
Hamas'ın Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve siyasi kanadı Fetih'ten farklı olduğu ilk andan belliydi. Fetih, Arap rejimlerinin kucağında doğduğu için 'Arap iktidar oyunu'nun ayrılmaz bir parçası oldu. Bu nedenle Tunus'taki FKÖ yönetimi için, 1987 intifadası sürprizdi. İntifadanın zamanla büyümesiyle birlikte FKÖ olayları kontrol etmek bir yana takip etmekte bile zorlandı. Hamas'ın intifada yönetimindeki rolünün su yüzüne çıkmasıyla, FKÖ endişelenmeye başladı. Bu bağlamda FKÖ'de intifadayı 'siyasi yatırım'a dönüştürme düşüncesi oluştu. Bu düşünce, örgütü Oslo'ya götürdü. Böylelikle FKÖ, 'ulusal yönetim' kurmak için İsrail izniyle işgal altındaki topraklara girdi. Bu yönetimin başta Hamas olmak üzere Oslo'ya karşı çıkan grupları bastırmak dışında bir gündemi de yoktu. Hamas kendini savunma konumunda buldu ama bunun direniş görevinin yerini almasına izin vermedi.
Filistinliler, Hamas'ı ve direnişçi planını olumlu karşılayarak Oslo'yu geçersiz kıldı. Hamas'ın kazandığı genel seçimin yansıttığı gerçek buydu. Filistinliler İsrail'le barışçı müzakerelerin çıkmaza gireceğinin farkındaydı. İkincisi, İsrail'in yapılandırdığı 'kutsal' inançla, ancak diğer tarafın kutsal inancıyla savaşılabilir. Hamas'ın kuruluş yıldönümünün, İsrail'in Yahudi devleti olduğunu ilanına etmesine denk gelmesi ilginç tasadüf.
(Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan