Dünkü oturumlarda yapılan 13 sunum-tebliğin ortak teması, "Helâl Gıda duyarlılığı zihinlerde olmalı. Hayatımızın tüm alanlarında helâl-haram hassasiyetini gözetmeliyiz" oldu.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği'nin (GİMDES) bu yıl ikincisini düzenlediği Helâl Gıda Konferansı'nda dün 3 ayrı oturum yapıldı. Konferansa Yeni Zelanda, Tayland, Endonezya, Güney Afrika, İngiltere, Malezya, Almanya, Singapur, Avustralya, Kanada ve Amerika'dan katılan din görevlisi, bilim adamı, akademisyen ve işadamlarının konuştuğu oturumlarda, helâl gıda standardının oluşturulması, sertifikalandırılması, uygulamanın olduğu ülkelerdeki örnekler ve iş dünyasının sertifikalandırmaya bakışı konuları detaylarıyla ele alındı.
Feshane Uluslararası Kongre ve Kültür Merkezi'nde yapılan konferansa izleyici katılımının az olmasının, tebliğcileri etkilemediği gözlendi. Vakit'in de sponsor olduğu konferansta, sunumların birçoğu İngilizce olmasına rağmen, katılımcıların sonuna kadar konuşulanları simültine cihazlarından dinlemesi dikkat çekti.
HELÂL-HARAM AYRIMI ZİHİNLERDE OLMALI
İlk oturumda konuşan ASKON Genel Başkanı Sıdkı Abdullahoğlu, helâl-haram ayrımının öncelikle zihinlerde başlaması gerektiğini söyledi. Anne-babaların küçük yaştan itibaren çocuklarına helâl, haram, kul hakkı gibi kavramları mânâlarıyla birlikte öğretmeleri gerektiğini belirten Sıdkı Abdullahoğlu, "Annesi okula giden çocuğuna öğretmeli. Sanayici üretim çarkını bu hassasiyetle döndürmeye çalışmalı. Tüccar alıp-satarken aynı hassasiyeti taşımalı. Hırsızlık yapmamak, kul hakkına girmemek ne kadar önemliyse, yiyecek, içecek ve giyeceklerimizin helâl olup olmadığına bakmak da o kadar önemlidir" dedi. Vatandaşların bu konuda hassasiyetinin yanı sıra devlet otoritesinin de bu konuda vatandaşların duyarlılığını gözeterek düzenlemeler yapması gerektiğini ifade eden Abdullahoğlu, yıllardır bu konunun konuşulmasına rağmen, Türkiye'de bu konuyla ilgili düzenlemelerin yetersiz kaldığını belirterek, helâl-haram ayrımı gözeterek üretim yapılmak istenmesine rağmen, düzenlemelerin buna elvermediğini kaydetti.
HÜSEYNİ: ASKERİ TESİSLERDE VE HAPİSHANELERDE HELÂL ÜRÜN İSTEYEBİLİRİZ
Amerika Helâl Vakfı Başkanı Muhammed Mazhar Hüseyni ise üretici ve tüketicilerin helâl kavramına yaklaşmaları ile yaşadıkları problemleri anlattı. Hüseyni, helâl gıda pazarının tüketicinin helâl ürüne olan ilgisinin paralelinde arttığını söyledi. ABD'de 8 milyon Müslüman yaşadığını belirten Hüseyni, buna rağmen ABD'li üreticilerin Müslümanların helâl gıda hassasiyetini göz önünde bulundurarak üretim yaptığını ifade etti. ABD'de helâl sertifikalı ürünlerin gün geçtikçe yaygınlaştığını anlatan Muhammed Mazhar Hüseyni; askeri tesislerde, hapishanelerde ve hastanelerde bile helâl ürünleri isteme hakkına sahip olduklarını kaydetti. Hüseyni, helâl gıda sertifikalandırma çalışmalarının tüm dünyaya yayılması için işbirliği ve organize bir şekilde çalışma yapılması gerektiği gerçeğine vurgu yaptı.
HARAM KOKLAYAN CİHAZ
Konferansın dünkü ikinci oturumunda konuşan Malezya Putra Üniversitesi, Helâl Ürünler Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yakup Che Man ise helâl-haram ürünleri tanımalarında yardımcı olan bir cihaza dikkat çekti.
"Koklayan cihaz" adını verdikleri makineyle ürünlerde domuz ürünü olup olmadığını 10 saniye gibi kısa bir sürede anladıklarını belirten Prof. Dr. Yakup Che Man, cihazdaki elektronik burun sayesinde domuz derisinden elde edilen jelatinin de ürünlerde kollanılıp kullanılmadığını tespit ettiklerini anlattı. Ürünlerde alkol karışımı olup olmadığını da benzer cihazlarla kolayca tespit ettiklerini belirten Che Man, Müslümanların helâl ve güzel gıdalar tüketmesi için çalışmalarının sürdüğünü de kaydetti.
İBRAHİM ACAR - Vakit