Cumhurbaşkanlığı Bilim Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu, stratejik öncelikli olarak belirlediği “Gıda Arz Güvenliği”, “Bio Güvenlik”, “Siber Güvenlik ve İletişim Altyapısı”, “Tıbbi Cihaz” ile “İlaç ve Aşı” konularına odaklanacak.
Ama bu kurulların başına, içine işe yaramaz, korkak, hain, işbirlikçi, moda tabiri ile “Milli” ve “Yerli” olmayan adamları getirirseniz, bu proje başlamadan biter, ölü doğar. Sabote ederler. “yapıyormuş” gibi yaparlar ama yapmazlar. Hep böyle oldu çünkü. Ağzımız sütten yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyoruz. “Ezberlenmiş çaresizlik” sendromu yaşıyoruz.
Önce “iyi şeyler” yapmadan, kötülükleri ve kötüleri engelleyin. Def-i mazarrat celbi menafiden evladır zira. “Kovanın dibi delik”se, kovaya su doldurmanız işe yaramaz. “Eli ayağı boş değil, tuttuğu iş değil” hesabı koştururlar. Sonunda “altı ay bir güz gideriz döner birde bakarız ki, bir arpa boyu bile yol almamışız”. Bakın, ARGE için varsayalım doğru adamları getirdiniz, eğer bunları bir kriptoya bağlar ya da bu bilgilerin anahtarını kripto birine emanet ederseniz, bu ARGE’ler sonuçlanmadan bu bilgiler çalınır, başkaları biz yapmadan onlar yaparlar. Ya da bu adamları biri tehdit, şantaj, daha iyi imkanlarla, sureti haktan gözükerek alıp başka yerlere götürebilirler. Direnecek olurlarsa birileri bunların işini bitirebilir. Geçmişte olanlardan bu anlamda ders almak gerek.
Yeni ARGE’ler yapmadan piyasada varolan sona gelmiş projelere destek verilmesi gerek.
Mesela kenevir konusunda yaşananlar önümüzde. İzin veriyormuş gibi görünerek girişimcilerin ayağına pranga vuruluyor. Bunların eli ayağı boş değil gibi gözükse de, tuttukları bir iş yok. “Dostlar alışverişte gözüksün” kabilinden işler yapılıyor. Güzel raporlar düzenliyorlar, sunumlar yapıyorlar.
Bu işleri birtakım menfaat çetelerinin azgın iştihalarına kurban etmemek gerek. Bu işler böyle etmez. Bu çetelerin elinde teneke altın oluyor, çetelere teslim olmazsanız elinizdeki altının teneke kadar hükmü yok. Kılavuzu karga olanın burnu pislikten çıkmaz. Kılavuzumuz eğer global çetenin tetikçileri, işbirlikçileri ise vay halimize. Önce onlardan yakamızı kurtarmamız gerek.
Yıllardır söylüyorum şu siber altyapıyı, sonuç ortada. “Kellim kellim la yenfağ”. Bakın bu piyasada “suret-i hak”dan gözüküp, sağa sola caka satan, kendini “Yerli” ve “milli” diye tanıtan, “ıslah edici” pozlarda bir sürü “bozguncu” ortalıkta dolaşıyor. Bu adamlar itibar da görüyorlar. İş de bitiriyorlar.
Bakalım, gözümüzü üzerilerinden ayırmayalım. Eğer iyi bir görevlendirme ve kadro teşkil edilmezse, bunlar bu işi yapmak için değil, çıkmaza sokmak için her şeyi yapacaklardır. Hemen satın almadan işe başlayacaklar ve kendilerine gelen projelerin detaylarını öğrenip, onları devre dışı bırakıp, içeride ve dışarıda bu işleri birilerine pazarlamaya çalışacaklardır. Bunun için siyaset ve bürokrasideki muteber kişileri de bu pis işe ortak edeceklerdir. Halkın tepkisini kontrol altına almak için, parti, tarikat, media, vakıf, dernek bir yerlere ve birilerine cömert ikramlarda bulunacaklardır. Netekim, “kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez”.
Bu her şeyi satmaya, her şeyi paraya tahvil etmeye çalışan, giderek mafyalaşmaya başlayan ve uluslararası çetelerin içerideki “Truva atı”na dönüşen “şeytan tüyü” taşıyan çete mensupları eğer kontrol altına alınmazsa bu işlerin hiç birinin hedefe ulaşması mümkün değil.
Bu adamlar sadece iş bitirmiyorlar, artık tehdit ve şantaja da başvuruyorlar, siyaseti ve bürokrasiyi, cemaat, tarikat, STK ve Media’yı da manipüle edecek hale geldiler. Yabancı istihbarat örgütleri ile de doğrudan ve dolaylı temaslar kurdular. O malum sermaye ile zaten “Kanka” oldular. Bunlar her yerde, her seviyede varlar ve birçok konuda en merkezde ve en muteber konumda bulunuyorlar.
Keşke yeni bilim ve politika kurulları oluşturmadan, önce mevcutlarının içini temizleseler. Onları işler hale getirseler. Çünkü bu yapılar temiz değil ve doğru-dürüst çalışmıyor. Yanlış yapılandı, yanlış devam ediyor, bu gidişle de doğru bir sonuca ulaşılması çok mümkün değil.
Bunları toplamak zor değil. Bunlar siyasetin cinleri. Başınıza cin toplamak zor değil. Asıl sorun, bunları dağıtmakta. Ve bugün efendilerine bin yemin ederek sadakat sözü verenler, yarın bu işler tersine döndüğünde ilk ihanet edecek olanlardır. “Arzı ihlas ettikleri makam” kendilerine menfaat sağlayan makamdır. Risk ve tehlike anında hiç şüphe yok ki, güvenli limanlara hareket edecekler ve kendilerine menfaat vaad eden yeni makamların emrine girerek onların meddahlığını yapacaklardır.
Eğer bu işleri yapacaksak, ancak Allah’ın yardımı ile başarabiliriz. Allah’ın yardımının bize ulaşması içinde, Allah’ın yardımının bize ulaşmasını engelleyen kişi, söz, niyet ve ilişkilerden arınmamız gerekir. Unutmayalım ki, Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay ve zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Ve de “kem alat ile kemalat olmaz. İnşallah Allah’ın yardımı bize ulaşır ve toplum da bu ikramı hak eder de, başarırız, yoksa işimiz zor! Selâm ve dua ile.