Temmuz savaşından 5 gün sonra (19 Ağustos 2006 tarihinde ) Le Figaro Gazetesi'nde yayınlanan haberde, Hariri suikastinden Hizbullah mensuplarının sorumlu tutulacağının belirtilmesine dikkat çeken Nasrallah "Bu iddianame, savaş öncesinde hazırdı fakat savaşın bitmesini beklediler" dedi.
Uluslararası Mahkeme'nin Amerika'yla olan bağlantısına dikkat çekerek Hizbullah mensuplarını hedef alan suçlamayı engellemenin mümkün olmadığını ifade eden Nasrallah "Mahkeme'nin kararını engelleme imkanımız yok ama direnişin imajını bozmayı amaçlayan hedeflerini boşa çıkarma imkanımız olabilir. Bunun için herkes çağrıda bulunduk. Hedefleri,direnişin imajını bozmak, direnişçilerin azmini kırmaktır. Hedeflerinin en tehlikesi ise Şii ve Sünniler arasında fitne çıkarmaktır" dedi.
Refik Hariri suikasti soruşturması için Lübnan'a giden savcıların, 97 bilgisayarı Beyrut havaalanı üzerinden çıkarmak yerine Lübnan'ın Nakura şehrinden kara yoluyla İsrail'e götürülmesini sorguladı. Nasrallah "Bu bilgisayarla Lübnan'a ait havaalanı ya da limanlardan yurt dışına çıkarmak yerine İsrail'e neden götürüldü?" diye sordu.
Refik Hariri suikastinden öncelikle Suriye'nin sonra Lübnanlı 4 subayın ve son olarak da Hizbullah mensuplarının sorumlu tutulduğunu vurgulayan Nasrallah, suikastin arkasında İsrail'in olduğuna dair sunduğu delillerin ne Uluslararası Mahkeme ne de Lübnanlı siyasiler tarafından dikkate alındığını kaydetti.
Mahkeme'nin hazırladığı iddianamenin, Saad Hariri ve 14 Mart İttifakı liderlerinin ifade ettiği gibi "gerçeğe ve adalete giden yol" olmaktan ziyade "iktidara giden yol" olduğunu söyledi.
Nasrallah, Hollanda'nın Lahey kentinde kurulan Uluslararası Mahkeme Savcısı Daniel Bellemar'in kararının Lübnan'daki hiçbir hükümet tarafından yerine getirilemeyeceğini kaydetti.
Bellemar'in ve beraber çalıştığı subayların, danışmanların, uzmanların tarafsız kişiler olmadığını belirten Nasrallah, iddianamenin hazırlanmasında Lübnan İslami direnişine karşı düşmanlıkları açık olan istihbaratçıların ve subayların görüşlerine başvurulduğunu sözlerine ekledi. Nasrallah "Bellemar'ın yardımcılarından birisi CIA ajanıdır. Böylesine bir takım, bizleri adalete ve gerçeğe ulaştırır mı?" diye sordu.
Hizbullah'ın, kurulduğu ilk günden beri benzeri psikolojik ve enformatik savaşla karşı karşıya kaldığını hatırlatan Nasrallah, Hizbullahilere "endişelenmeyin" mesajını iletti. Nasrallah "Bu bir savaştır. Bu savaş, evlerin bombalandığı savaşın bir devamıdır. Biz bu savaşa hazırdık. Sizler endişelenmeyiniz" dedi.
Nasrallah, BM Lübnan Özel Mahkemesi'nin hazırladığı iddianamenin, Lübnan Başsavcısı Said Mirza'ya sunulmasının ardından ilk açıklamasını bu akşam televizyondan yaptı.
İddianamesinin şimdi açıklanmasıyla Necip Mikati hükümetini devirmenin amaçlandığını öne süren Nasrallah, soruşturmanın başladığı ilk günlerde öncelikle Lübnanlı ve Suriyeli kişilerin suçlandığını, şimdi ise Hizbullah'ın suçlandığına dikkati çekti. "Bu konuda İsrail'in özel mahkeme yetkilileriyle işbirliği yaparak Hizbullah'ın hedef haline getirildiğini" söyleyen Nasrallah, "Herkes adaletin yerine getirilmesini istiyor. Ancak iddianamenin zamanlaması çok ilginç. Bu soruşturmada İsrail'in rolü hiç sorgulanmıyor" dedi.
Nasrallah, İsrail'in mahkeme yetkilileriyle işbirliği yaptığını iddia ederek, suikastı soruşturmak amacıyla ilk kurulan uluslararası araştırma ekibinin, önce Beyrut'ta görev yaptığını ancak daha sonra Lübnan'dan ayrıldıklarına işaret etti.
Hasan Nasrallah, "Soruşturma ekibinin kullandığı ve içinde bütün dokümanların bulunduğu 97 bilgisayar Beyrut limanı dururken, Güney Lübnan'da Nakura'da BM karargahı üzerinden İsrail üstünden gönderildi. Buna neden gerek duyuldu? İsrail'in elektronik alanından ne kadar ileri olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Hariri için kurulan soruşturma komisyonunda görevli Amerikalı bir uzmanın CIA ajanı olarak daha önce görev yaptığını tespit ettiklerini belirten Nasrallah, bu kişinin Hizbullah askeri kanadı sorumlusuyken Şam'da bir suikast sonucu öldürülen İmad Mugniye'yi yıllarca izlediğini iddia etti.
Nasrallah, 2006 yılında İsrail ile Hizbullah arasında meydana gelen savaşın ardından 19 Ağustos 2006 tarihinde Le Figaro gazetesi'nde "Hariri suikastından Hizbullah'ın sorumlu tutulacağı" yönünde bir haberin yer aldığını da öne sürdü.
-"BAZILARI BİZİ LÜBNAN HALKINA KARŞI KIŞKIRTMAYA ÇALIŞIYOR"-
Mahkemenin alacağı kararı engelleme imkanlarının olmadığını ancak Hizbullah'ın imajının bozulmasını engelleyeceklerini söyleyen Nasrallah, "Amaçları, Lübnan'da Şii ve Sünniler arasında sorun çıkarmaktır" dedi.
Soruşturma komisyonunda daha önce yer alan bazı savcıları rüşvet almak ve görev suistimali yapmakla suçlayan Nasrallah, kendilerine yönelik iddialara karşı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti.
Nasrallah, şöyle devam etti:
"Hariri'yi öldürmekle suçlananlar belki hiçbir zaman bulunamayacak. Yargılanmaları gıyaplarında yapılacak. Hariri mahkemesi, Amerika ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda çalışmak için kuruldu. Mahkemenin iddianamesi Lübnan'da mezhepsel savaşa yol açmayacaktır. Bazıları bizi Lübnan halkına karşı kışkırtmaya çalışıyor. Biz onların oyununa gelmeyeceğiz ve bizim taraftarlarımız, ülkenin yeni bir savaşa girmesine izin vermeyecektir."
israhaber /tevhidhaber / ajanslar
İddianamesinin şimdi açıklanmasıyla Necip Mikati hükümetini devirmenin amaçlandığını öne süren Nasrallah, soruşturmanın başladığı ilk günlerde öncelikle Lübnanlı ve Suriyeli kişilerin suçlandığını, şimdi ise Hizbullah'ın suçlandığına dikkati çekti. "Bu konuda İsrail'in özel mahkeme yetkilileriyle işbirliği yaparak Hizbullah'ın hedef haline getirildiğini" söyleyen Nasrallah, "Herkes adaletin yerine getirilmesini istiyor. Ancak iddianamenin zamanlaması çok ilginç. Bu soruşturmada İsrail'in rolü hiç sorgulanmıyor" dedi.
Nasrallah, İsrail'in mahkeme yetkilileriyle işbirliği yaptığını iddia ederek, suikastı soruşturmak amacıyla ilk kurulan uluslararası araştırma ekibinin, önce Beyrut'ta görev yaptığını ancak daha sonra Lübnan'dan ayrıldıklarına işaret etti.
Hasan Nasrallah, "Soruşturma ekibinin kullandığı ve içinde bütün dokümanların bulunduğu 97 bilgisayar Beyrut limanı dururken, Güney Lübnan'da Nakura'da BM karargahı üzerinden İsrail üstünden gönderildi. Buna neden gerek duyuldu? İsrail'in elektronik alanından ne kadar ileri olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Hariri için kurulan soruşturma komisyonunda görevli Amerikalı bir uzmanın CIA ajanı olarak daha önce görev yaptığını tespit ettiklerini belirten Nasrallah, bu kişinin Hizbullah askeri kanadı sorumlusuyken Şam'da bir suikast sonucu öldürülen İmad Mugniye'yi yıllarca izlediğini iddia etti.
Nasrallah, 2006 yılında İsrail ile Hizbullah arasında meydana gelen savaşın ardından 19 Ağustos 2006 tarihinde Le Figaro gazetesi'nde "Hariri suikastından Hizbullah'ın sorumlu tutulacağı" yönünde bir haberin yer aldığını da öne sürdü.
-"BAZILARI BİZİ LÜBNAN HALKINA KARŞI KIŞKIRTMAYA ÇALIŞIYOR"-
Mahkemenin alacağı kararı engelleme imkanlarının olmadığını ancak Hizbullah'ın imajının bozulmasını engelleyeceklerini söyleyen Nasrallah, "Amaçları, Lübnan'da Şii ve Sünniler arasında sorun çıkarmaktır" dedi.
Soruşturma komisyonunda daha önce yer alan bazı savcıları rüşvet almak ve görev suistimali yapmakla suçlayan Nasrallah, kendilerine yönelik iddialara karşı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti.
Nasrallah, şöyle devam etti:
"Hariri'yi öldürmekle suçlananlar belki hiçbir zaman bulunamayacak. Yargılanmaları gıyaplarında yapılacak. Hariri mahkemesi, Amerika ve İsrail'in çıkarları doğrultusunda çalışmak için kuruldu. Mahkemenin iddianamesi Lübnan'da mezhepsel savaşa yol açmayacaktır. Bazıları bizi Lübnan halkına karşı kışkırtmaya çalışıyor. Biz onların oyununa gelmeyeceğiz ve bizim taraftarlarımız, ülkenin yeni bir savaşa girmesine izin vermeyecektir."
israhaber /tevhidhaber / ajanslar