Haya; Özü fıtratta olan, insana imanla birlikte verilen, iman arttıkça kendiside ve etkisi artan, iman azaldıkça, kendisi ve etkiside azalan bir örtüdür. Haya, insanı insan eden, insanı olgun eden bir duygudur. Haya insanın manevî süsü, Allah'ın insanda görmek istediği en güzel haldir.
Haya, aynı zamanda Allah'ın insanda görmek istemediği her türlü kötü huydan da uzak durmak, arınmaktır.
Hz. Peygamberin (sav) hayaya çok ehemmiyet vermiş ve "Haya imandandır" demiştir (Buhari)
Birşey imandan ise, onu korumak esasında imanı korumaktır. Aynı zamanda onun yıpranması ve erimesi, imanın yıpranması ve erimesi anlamına gelir. Dolayısı ile hayanın çokluğu imanın güçlülüğüne, hayanın zayıflığı ise imanın zayıflığını gösterir. Yine Efendimiz, "Utanmıyorsan dilediğini yapabilirsin" (Buhari) hadisi, hayanın yani utanma duygusunun bizi birçok yanlıştan ve batıldan koruyacağı haber veriyor. Utanma duygusu insanı tutan en erdemli duygudur. Bu duygu erimeye başlamış ise, müminlerde önce yanlışta normalleşme, sonra yaptığının doğruluğuna inanma, sonra onu savunma ve daha sonrada onun bir inanç ve iman haline getirme duygusu yer alır. Demek ki hayanın korunması sonuç itibariyle imanın ve onun uzantısı olan amellerin, ama aslında ahiretin korunması anlamına gelir. Ümmet içersinde ilk öne kalkacak duygulardan bitaneside hiç şüphesiz haya duygusudur. Bir insanın iman etmeden önceki hayatında, eğer fıtratıda bozulmuşsa utanma duygusunu onda bulmak münkün değildir. Ancak iman kişinin içine aktıkça, ona imanla birlikte haya duygusuda verilir ki imanını korusun, onu güzel bir elbise gibi üstüne örtsün.
HAYA NEDEN ERİR?
Bir şeyi güçlendiren durumun (halin) zıddı, onun erimesine zayıflamasına yol açan durumdur. İman ile haya arasında direk bir bağlantı olduğuna göre, imanın zayıflamasına yol açan şeyler, hayanın erimesinede yol açar. Dolayısı ile eğer iman erimiş ise hayada erir, iman güçlenirse hayada güçlenir.
1) NEFSİ ŞIMARTARAK YAŞAMAK
Nefis, herzaman canını istediği "nefis" şeyleri ister. Bu kişinin hayasını yaralayan, hatta çok ileri gidildiğinde "hayanın yırtılmasına" yol açanda nefsin şımartılmasıdır. Bu durum insanın nefsine verdiği tavizlerle başlar, nefsine mutlak anlamda tabi olduğunda son bulur. Güzel bir hayanın başlangıcı, gençlik çağlarında başlar. Yine bozulmanın temelide, gençlik yaşlarında başlar.
Bu bozulmanın önüne geçebilmek için, haya ve edep örtüsünün kişinin üzerinden hiç çıkarılmaması gerekir. Haya, hem nefsin arzularına karşı kişiyi korur, hemde olgun bir şahsiyete sahip olması vesile olur. Hemde kişinin Allah indinde iyilerden (salihlerden) yazılmasına yol açar. Nefsini şımartmadan yaşayıp, haya örtüsünü bürünenlere selam olsun.
2) KOPLEKSLERLE YAŞAMAK
İnsan aklı sürekli kıyaslama yaparak çalışır. Ve insan kendisini çoğu kez, kendi dışındaki insanlarla kıyaslayarak ve onlara özenerek özdeşleştirir. Peygamber efendimiz bu nu çok iyi bildiğinden, sahih bir hadisinde "Dünyevî konularda sizden daha aşağıdakilere bakın, Uhrevî konularda ise sizden daha yukardakilere bakın" diyor. Çünki hayata sürekli bu şekilde bakan insanda zihni yenilmişlik duygusu kendisinden uzaklaşacak ve olgun şahsiyet oluşmaya başlayacaktır.
3) MÜMİNLERLE BİRLİKTE OLMAMAK
"Mümin müminin aynasıdır" Kişi müminlerle birlikte oldukça kendisine ve davranışlarına çeki düzen verir ve ruhunda "hayanın mayalanmasına" yol açar. Ancak bir sebeple müminlerden ayrılmaya başlayanlarda, artık birlikte olduğu insanların davranışları, ahlakı ve hayası onada sinmeye başlar. Bu çoğunlukla gençlik yıllarında arkadaş çevresi arasında başlar. İnsan kimlerle birlikte olduğuna ve oturup kalktığına dikkat etmeli. Çünkü veciz bir sözde söylendiği gibi "Üzüm üzüme baka baka kararır" Aklı, kalbi ve hayatı müminlerle birlikte olanlara selam olsun...
HAYA NASIL GÜÇLENDİRİLİR?
Hayanın sebebi imandır. İman zayıflarsa hayada zayıflar. İman güçlenirse hayada güçlenir. O yüzden hayanın güçlenmesi için, önce imanın gözden geçirilmesi gerekir. Çünki güçlü bir imanda zayıf bir haya olmaz. İmanın güçlenmesi ise imanı zayıflatan deliklerin tıkanması ile baylar.
1) ARKADAŞ SEÇİMİNE DİKKAT ETMEK
İnsan çevresiyle büyür. Ve çevresindeki bir çok şeyde insanın içinde büyür. İnsan eğer yanlış yerdeyse, yanlışlar onda toplanmaya başlar. Eğer doğru yerdeyse doğrular onda toplanmaya başlar. Olgun bir haya imana ve sonuçta olgun bir şahsiyete ulaşmak için kişi doğrularla birlikte olmalıdır.
Hz. Peygamber "Kişi arkadaşının dini üzeredir." hadisini iyi okumamız gerekir. Arkadaş insana bazen iyilikler aşılar. Ama bazende kötülükler...
Bir mümin hiç bir zaman edilgen olmamalıdır. Ama her zaman etken olmalıdır. Çünki kötülükler bulaşıcı olduğu gibi iyiliklerde bulayşıcıdır.
2) KUR'AN'I DÜŞÜNEREK OKUMAK
Kur'an kalplere şifadır. Kur'an kişinin ahlakını düzeltir. Kur'an anlayışını düzeltir. Kur'an kişiyi Allah'a yaklaştırır. Kur'an kişiyi ahirete hazırlar ve Kur'an insana olgun bir şahsiyet ve haya duygusu verir. Sürekli ve düzenli olarak Kur'an düşünerek okuyanlarda, iyi bir haya ve güzel bir ahlak oluşur.
Kur'an ahlakı aynı zamanda, Hz.Peygamberinde ahlakıdır. O yüzden her mümin mutlaka Kur'an ahlakını üzerine almalı, olgun bir şahsiyete ulaşmalıdır!
3) EĞİTİM SOHBETLERİNE DEVAM ETMEK
Hz. Peygamber sahih bir hadiste "Ya öğrenen olun, ya öğreten. Üçüncüsü olmayın yoksa helak olursunuz" diyor. Bu açık bir mesaj önemli bir uyarıdır. Bir müslümanın olgun bir imana ve onun sonucu olan olgun bir hayaya nasıl sahip olacağına işaret eden onun yerini ve yöntemini gösteren bir hadistir.
Bir mümin özellikle gençlik yaşlarından itibaren eğitim sohbetlerine dahil oluyor ve bu konuda ısrarlı oluyorsa, Allah'ın izniyle o kişi Rahman katında iyiler ve salihler listesine yazılır. O kişide edepli bir ruh (incelik) oluşmuştur. Haya bir örtü salih amelse onun göstergesi ve meyvesidir.
Eğitim sohbetleri, insanın dalgalı sularda gemisinin başı boş gitmemesi, içine su almaması, Rahman'ın istediği hedefe doğru varmasını mümkün kılan bir yol haritasıdır.
Gençken eğitim sohbetlerine katılan birçok insanın, ilerleyen yıllarda hayatına katılan yeni şeylerle birlikte gözünü başka yerlere çevirir. İşte kopmanın başladığı, normalleşmenin herkezgibileşmenin oluştuğu yer tamda burasıdır. Kişi artık dersleri aksatır olmaya başlamıştır. Kitap okuma oranı iyice aşağılara düşmüştür. Artık namazlarından eski hazzı alamaz olmuştur. Nafileleri iyice terkeder duruma gelmiştir. Tüm bunların kişide kaldıracağı ilk duygu "huşudur" daha sonra ise "haya..."
Allah'ın ve onun güzel kullarının yanında olup imanını ve hayasını muhafaza edenlere selam olsun.
HAYALI İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ
. İmanları yüksek ve kavi olur.
. Amelleri zarif ve huşulu olur.
. Sözleri tatlı ve derin olur.
. Davranışları yumuşak ve hikmetli olur.
. Üstüne başına ve hareketlerine çok dikkat ederler.
. Sürekli düzenli Kur'an okurlar.
. Allah'ı ve dinini herşelden çok severler.
. Hz. Peygamberi ve Ehli beytini canından çok severler.
. Utanma duyguları çok yüksektir.
. Az ve öz konuşurlar.
. Kahkahayla gülmezler.
. Nefislerini asla şımartmazlar.
. Fazla yemez, fazla konuşmaz ve fazla uyumazlar.
. Okumaya ve düşünmeye düşkündürler.
. Sahabi olmaya gayret ederler.
. Ahirete bakarak yaşarlar.
. İnsanlara bakarak yaşamazlar.
. İnfaka çok düşkündürler.
. Yardımlaşmayı çok severler.
. Ehliyle iyi geçinirler.
. İnsanları kırmazlar.
. Hayvanlara eziyet etmezler.
. Sahip olduğu hiçbirşeye gerçekte kendi malı gibi bakmazlar.
. İyiliği ve güzelliği severler.
. Çirkinlikten ve utanmazlıktan uzak dururlar.
. Allah'ı önemsiyerek yaşarlar.
İmanlı, şahsiyetli ve hayalı olarak yaşayanların yolu açık olsun.
Allah'ı unutmadan yaşayanlara selam olsun.
Abdülhamit Kahraman